Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/263 Esas KARAR NO : 2021/152 DAVA : Marka Hükümsüzlüğü ve Marka Hakkına Tecavüzün Tespiti ile Ref ve Men'i DAVA TARİHİ : 25/03/2020 KARAR TARİHİ : 17/09/2021 KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 17/10/2021 Mahkememizde görülmekte bulunan Marka Hükümsüzlüğü ve Marka Hakkına Tecavüzün Tespiti ile Ref ve Men'i davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin 2015 yılında kurulduğunu, "......." markasını farklı zaman aralıklarında farklı şekillerde tescil ettirdiğini, müvekkili şirketin meşhur ve maruf hale getirmek için uzun zamandır yatırım yaptığını, halkın büyük bir kesimine tanınmış durumda olduğunu, davalının TürkPatent nezdinde kayıtlı .... tescil numaralı "......." markasının müvekkilinin tescilli markaları ile ayırt edilemeyecek derecede benzer ve aynı emtia sınıflarında tescil ettirildiğini, bu durumun halk nezdinde iltibasa sebebiyet verdiğini, davaya konu...

    Eklenen bu hükme göre, 3194 sayılı Kanunun 18. maddesi kapsamında yapılmış imar uygulamalarının kesinleşmiş mahkeme kararlarıyla iptal edilmesi nedeniyle; davaya konu parselin imar planı kararları ile umumi ve kamu hizmetlerine ayrılan alanlara denk gelmesi veya iptal edilen uygulama ile tahsis ve tescil edilmiş parsellerde hak sahiplerince yapı yapılmış olması ve benzeri hukuki veya fiili imkânsızlıklar nedeniyle geri dönüşüm işlemleri yapılarak uygulama öncesi kök parsellere dönülemeyeceğinin parselasyon planlarını onaylamaya yetkili idarelerin onay merciince tespiti halinde, öncelikle davaya konu parselin hak sahiplerinin muvafakati alınmak kaydıyla uygulama sahası içerisinde idarece uygun bir yer tahsis edileceği veya anlaşma olmaması halinde davacı hak sahibinin kök parseldeki yeri dikkate alınarak uygulamadaki düzenleme ortaklık payı kesintisi düşüldükten sonraki taşınmazın rayiç bedeli üzerinden değerinin ödeneceği belirtilmiştir....

      Eklenen bu hükme göre, 3194 sayılı Kanunun 18. maddesi kapsamında yapılmış imar uygulamalarının kesinleşmiş mahkeme kararlarıyla iptal edilmesi nedeniyle; davaya konu parselin imar planı kararları ile umumi ve kamu hizmetlerine ayrılan alanlara denk gelmesi veya iptal edilen uygulama ile tahsis ve tescil edilmiş parsellerde hak sahiplerince yapı yapılmış olması ve benzeri hukuki veya fiili imkânsızlıklar nedeniyle geri dönüşüm işlemleri yapılarak uygulama öncesi kök parsellere dönülemeyeceğinin parselasyon planlarını onaylamaya yetkili idarelerin onay merciince tespiti halinde, öncelikle davaya konu parselin hak sahiplerinin muvafakati alınmak kaydıyla uygulama sahası içerisinde idarece uygun bir yer tahsis edileceği veya anlaşma olmaması halinde davacı hak sahibinin kök parseldeki yeri dikkate alınarak uygulamadaki düzenleme ortaklık payı kesintisi düşüldükten sonraki taşınmazın rayiç bedeli üzerinden değerinin ödeneceği belirtilmiştir....

        başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin işbu kararın tebliğ ile taraflara ihtarına karar verilmiş, davalı T4 vekili tarafından; davanın araç mülkiyetinin tespiti ve tescil istemine ilişkin bulunması nedeniyle ilk derece mahkemesinin davaya bakma hususunda görevli olmasına rağmen, görevsizlik kararı vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek, istinaf yasa yoluna başvurulmuştur....

        Dava; tespit sonrası ve kesinleşme öncesi yapılan satış senedine dayalı olarak açılan tapu iptal ve tescil olmadığı taktirde temliken tescil talebine ilişkindir. 1- DAVACI TARAFIN TAPU İPTAL TESCİL DAVASINA YÖNELİK OLARAK YAPTIĞI İSTİNAF TALEBİ İNCELEMESİNDE; Dairemizce Dereli Tapu Müdürlüğüne ve Dereli Asliye Hukuk Mahkemesine müzekkere yazılarak taşınmaza ait eski tapu kayıtları ve bu kayıtlara dayanılarak oluşturulmuş kadastro tespit tutanakları ile satış akit tabloları ve kadastro mahkemesine konu ilk dava dilekçesi dayanak belgelerin gönderilmesi istenmiştir. İlk derece Mahkemesince taşınmazın tapusuz taşınmaz olduğundan kadastro tespiti sonrası kesinleşme öncesinde yapılan devirlerin menkul mal hükümlerine göre yapılması gerektiği ve devirlerin geçerli olduğu yönündeki tespiti yerinde değildir. Dava konusu 548 parsel sayılı taşınmazın eski tapuya dayanılarak, her ne kadar 1957 yılında tapulaması yapılmış ise de kadastro tutanaklarının kesinleşmesi 2015 yılında gerçekleşmiştir....

        Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2017/296 E.- 2019/65 K. sayılı dosyasında görülüp sonuçlandığı; anılan davada, kazayı yapan traktörün 2002 yılından beri zilyetliğinin ve mülkiyetinin aracı haricen satın alan ... adlı kişide olduğuna karar verildiği, kazayı yapan ...'ın ise aracı haricen satın alan ...'ın oğlu olduğunun belirlendiği; bu kararın, 4. Hukuk Dairesi'nin 03/06/2020 tarih, 2019/3278 E.- 2020/1545 K. sayılı ilamı ile onanarak, (karar düzeltme süresinin de geçmesiyle) 09/09/2020'de kesinleştiği anlaşılmakla; açıklanan vakıalar karşısında davaya konu kazayı yapan trafik sigortasız aracın maliki/ işleteninin kazadan yaklaşık 7 yıl önce (08/08/2002 tarihinde) değiştiği ve davalı ...'ın araç maliki/ işleteni sıfatı bulunmadığının kesinleşmiş mahkeme kararı ile saptandığı da dikkate alındığında, davacı ...'...

          Çünkü, bu gibi durumlarda bir ortağın tasfiye payı azalmakta veya kalmamakta bu pay elbirliği mülkiyetinin diğer ortağının tasfiye payına ilave edilmiş olmaktadır. Somut olayda, davaya konu 93, 94, 131, 158, 196, 258, 272, 289, 309, 310, 311, 312, 316, 317, 382 ve 397 parsel sayılı taşınmazlar davalıların murisi... ve diğer ortaklar adına elbirliği mülkiyetine tabi olarak kayıtlı olup, muris İsmet Tekin'in ölümü ile 06.12.2005 tarihinde yapılan intikal işlemi ile davalılar da elbirliği ortakları olarak taşınmazda malik olmuşlardır. Yine elbirliği ortaklarından ...'in 14.06.2001 tarihinde ölümü ile mirasçı olarak davacıyı bıraktığı anlaşılmakta, böylece davacı ... de davaya konu taşınmazların elbirliği ortaklarından biri olmuştur....

            SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/11/2020 NUMARASI : 2019/234 ESAS 2020/1359 KARAR DAVA KONUSU : Elbirliği Mülkiyetinin Paylı Mülkiyete Çevrilmesi KARAR : Kayseri 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2019/234 Esas 2020/1359 Karar sayılı ilamı davacılar vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle ön inceleme aşamasında dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle: davaya konu Kayseri İli Talas İlçesi Ardıç Mahallesi 21- 236- 362- 377- 408- 540- 622- 698- 708- 710- 729- 756- 857- 1290- 1296- 1297- 1302- 1376- 1571- 1572- 1491- 1492; aynı yer Ortakavak Mahallesi 755 parsel sayılı taşınmazlardaki mülkiyetin iştirak halinden paylı mülkiyete çevrilmesi için davacı vekiline yetki verildiğini, bu nedenle de adı geçen taşınmazlardaki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            ettiğini, oysa ki tescil işleminin 09/05/2006 tarihinde kesinleştiğini, kısaca tescil işleminin hayatta olmayan bir kişi adına yapıldığını, dava konusu gayrimenkulün Çorum ili Ortaköy ilçesi Cevizli Köyü Körperli Mevkiinde mevcut 101 ada 127parsel olduğunu, bu parselin aslen müvekkilinin ve tescil yolsuz bir şekilde adına yapılan Nuri Erdoğan'ın babası olan Mustafa Erdoğan isimli şahsa ait olduğunu, bu sebeple Mustafa Erdoğan adına tescil yapılması gerekirken bu şekilde tescilin hukuka aykırı ve yolsuz olduğunu, bu durumun yani bu parselin Mustafa Erdoğan'a ait olduğuna ilişkin tanıklarının da olduğunu, müvekkilinin babasının aslında Mecitözü ilçesi İbek köyü nüfusuna kayıtlı olduğunu ve bu parselin kendisine ait olduğunu, ancak önceki bir tarihte vefat etmesi ve Mecitözü ilçesinde ikamet etmesinin tutanak tanıkları ve kadastro esnasındaki mevcut yerel bilirkişilerin bu konu hakkında tam olarak bilgi sahibi olmamalarından mütevellit bu şekilde sehven bir yolsuz tescilin yapıldığını...

            CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu edilen taşınmazın müvekkili ile davacının murisi Hasan Hüseyin Ayaz'ın vefatı üzerine 18/03/2016 tarihinde tapuya elbirliği halinde tescil edildiğini, tescilden sonra davacı ile dava dışı kızı Yeşim Kurt'un tapuya başvurarak satış işlemi gerçekleştirildiğini, Yeşim Kurt'un kendi miras hissesini davacıya sattığını, davacının taşınmazı fiilen kullandığını, davacının bu davayı açması için fiili ve hukuki bir nedenin de olmadığını savunmuş ve dava dışı mirasçı Yeşim Kurt'un davaya dahil edilmesini ve açılan davanın reddini talep etmiştir. İSTİNAFA KONU KARAR: Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; "4721 Sayılı TMK 644 maddesi uyarınca davacının davasının kabulüne; Antalya ili Muratpaşa ilçesi Muratpaşa mahallesi 408 ada 85 parsel 9 nolu Bağumsız Bölümde kayıtlı taşınmazdaki kök muris Mehmet ve Fatma oğlu 19/02/1939 doğumlu TC kimlik numaralı Hasan Hüseyin Ayaz'ın hissesindeki iştirak (elbirliği) mülkiyetinin, Antalya 5....

            UYAP Entegrasyonu