Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda ise, davalı alacaklı vekili tarafından borçlu aleyhine başlatılan takibin kesinleşmesi üzerine borçlu adına taşınmaz kaydına İcra Müdürlüğünün 05.01.2014 tarihli yazısı gereğince 06.01.2014 tarihinde haciz şerhinin işlendiği, dosyaya bir örneği sunulan Kumru Sulh Hukuk Mahkemesinin 06.07.2007 tarihli ve 2006/310 Esas, 2007/220 Karar sayılı kararı ile üçüncü kişi tarafından borçlu ve diğerleri hakkında 25.09.2006 tarihinde tapu iptali ve tescil davası açıldığı, Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın kabul edildiği ve şikayete konu edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı ... Ergin adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği, söz konusu kararın onanarak 29.07.2010 tarihinde kesinleştiği, davaya konu haciz işleminin ise yukarıda özetlenen tapu iptali ve tesciline ilişkin karar tarihinden sonra 06.01.2014 tarihinde tapuya şerh edildiği anlaşılmıştır....

    A.Ş., ... ve l ... Hizmetleri olduğu, dava konusunun elatmanın önlenmesi olduğu, davanın kabulü ile müdahalenin meni ve tesisin kal'ine karar verildiği, hükmün Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 04/11/2008 tarih ve 2008/5291 Esas-2008/5474 Karar sayılı ilamı ile onandığı ve 04/11/2008 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Davaya konu ... İli, ... İlçesi, ... Köyü 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 19.06.2008 tarihli kadastro tespiti ile orman vasfı ile Hazine adına tescil edildiği anlaşılmaktadır....

      Asli müdahil T4 vekili, 30/05/2012 tarihli dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazın kadimden beri müvekkili köye ait olduğunu ve bu köy halkı tarafından kullanıldığını, kadastro çalışmaları başladığı günlerde her iki köy muhtarının hazır bulunması ile bir tutanak düzenlendiğini ve her iki taşınmazların tutanak ile belirlenen T4 ve Koyulhisar sınırları içerisinde kaldığını, bu dava konusu taşınmazların hak iddiasında bulunan yer ve mevkinin Koyulhisar Kadastro Mahkemesinin 2002/4 Esas, 2009/60 Karar sayılı dosyasında davaya konu olan taşınmazlarla aynı olduğunu beyanla, taşınmazın vasfının tespitiyle tapu iptalini ve T4'nün merası olarak özel siciline şerhine ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; " ...Dava konusu 205 ada 6 parsel sayılı taşınmaz 2003 yılında yapılan kadastro çalışmalarında senetsizden ham toprak vasfı ile tespit görerek tutanağın itirazsız kesinleşmesi üzerine davalı Hazine adına tescil edilmiştir....

      "İçtihat Metni" Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı ... ve ... tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava, taşınmaz üzerinde bulunan ağaç niteliğindeki muhdesatların mülkiyetinin tespiti ve tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilmesi istemine ilişkindir. İddia ve savunmaya, duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere, toplanıp değerlendirilen delillere ve hüküm yerinde gösterilen gerekçelere göre mahkemece davaya konu taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat niteliğindeki ağaçların murisin sağlığında, davacı ... tarafından kendi adına ve hesabına yaptırıldığının kabul edilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalılar ... ve ...'nün sair temyiz itirazları yerinde değildir....

        Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK 718 m). 22.12.1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır (TMK 722, 724, 729 m.ler). Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir....

          Ne var ki; çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. Hal böyle olunca, davaya konu ağaçların davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, ağaçların mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesi doğru olmamıştır. Ne var ki; bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün 3,5,6 ve 7.bentlerinin HUMK'un 438/7 maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Davaya konu uyuşmazlık, ticari nitelikteki alım-satım sözleşmesi kapsamında, sözleşme konusu malların mülkiyetinin tespiti ve teslimi istemine ilişkindir. Bu tür uyuşmazlıklardan kaynaklanan davaların temyiz incelemesi Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'ne aittir. Ancak, 19. Hukuk Dairesi'nin 19.12.2011 tarihli kararı ile uyuşmazlığın menkul mülkiyetinin tespiti istemine ilişkin olduğu belirtilerek dosyanın 4. Hukuk Dairesi'ne gönderilmesine karar verilmiş, 4. Hukuk Dairesi tarafından da uyuşmazlığın tacirlerin ticari işletmesine ilişkin bulunmasına göre temyiz inceleme görevinin Dairemiz'e ait olduğu belirtilerek dosyanın Dairemiz'e gönderilmiş olduğu anlaşılmakla, görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın Yargıtay Yüksek Başkanlar Kurulu'na sunulmak üzere Yüksek 1. Başkanlığa gönderilmesi gerekmiştir. SONUÇ : Dosyanın görev uyuşmazlığının çözümü için Başkanlar Kurulu'na sunulmak üzere Yüksek 1....

              e-imza TASHİH ŞERHİ Mahkememizin 21/02/2023 tarihli celsesinde kısa kararda, "Davalı tarafından kabul edilen Davanın KABULÜ İLE, Davaya konu; ... Marka ... tipli, 1996 model, ... Şasi ve ... Motor No'lu iş makinasını (Eskavatör Vinç) adlı emtianın mülkiyetinin davacıda olduğunun TESPİTİNE," şeklinde hüküm kurulması gerekirken, sehven hükmüm tutanağa; "Davanın KABULÜ İLE, Davaya ve finansal kiralama sözleşmesine konu; ... Marka ... tipli, 1996 model, ... Şasi ve ... Motor No'lu iş makinasını (Eskavatör Vinç) adlı emtianın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, a-Olağanüstü hal döneminde çıkarılan 667 sayılı KHK ile 670 sayılı KHK'nin 5. maddesi gereğince sözleşmeye ve davaya konu emtiaların Hazine'ye, Vakıflar Genel Müdürlüğüne ve TMSF'ye devredilip edilmediğinin ve KHK hükümlerinin infazda nazara alınmasına, b-İİK’nun 24. maddesinin infazda nazara alınmasına" şeklinde geçtiği anlaşılmakla; Hükmün; "Davalı tarafından kabul edilen Davanın KABULÜ İLE, Davaya konu; ......

                Davacı tarafça davaya konu iş makinesinin satın alındığına ilişkin fatura sunulduğu gibi davalı vekili de makinenin müvekkilince davacıya satıldığını beyan etmiştir. ... ... cevabi yazısından dava konusu iş makinesinin tescil kaydının bulunmadığı anlaşılmış olup, davalının defterleri incelenmek suretiyle alınan bilirkişi raporu ile makinenin davalı şirket tarafından yurtdışından ihraç edildiği, davalı şirketçe iş makinesine ait izinlerin ve gümrük işlemlerinin yapıldığı tespit edilmiş olmakla ilgili Yönetmelik koşularının oluştuğu değerlendirilerek davanın kabulüne, davacı vekilinin yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığı gözetilerek yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. KARAR :Yukarıda açıklanan nedenlerle, 1-Davanın kabulüne, dava konusu; ... saşi nolu, ...model ......

                  Davaya konu taşınmazın tapu kaydı ve dayanakları incelendiğinde; Kaynaşlı İlçesi Tavak Köyü 48 numaralı parselde kayıtlı olup tarla vasfı ile 9325 m² olarak kayıtlı olduğu, taşınmazın öncesinde taraflar murisi Mustafa Aydın adına tam hisse ile tapuda kayıtlı iken vefatı ile dava dosyasının tarafları ve dava dışı mirasçı Nurettin Aydın da dahil olmak üzere diğer mirasçılarına tapuda intikallerinin yapıldığı, en son yapılan devirler ile birlikte hali hazırda taşınmazda hak sahibi olan kişilerin sadece dava dosyasının tarafları olan Meryem ve Hayrettin oldukları anlaşılmaktadır. Tarafların ortak murisinin Mustafa Aydın olup tarla vasıflı 48 numaralı parselin ortak muris adına tapuda kayıtlı iken vefatı ile tüm mirasçılarına intikal ettiği görülmektedir. Tarafların da kabulünde olduğu üzere fiziken davaya konu yapının diğer Mustafa Aydın mirasçılarından olan dava dışı Nurettin Aydın tarafından meydana getirildiği anlaşılmaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu