Davacı vekili istinaf kanun yolu başvuru dilekçesi ile, yerel mahkemenin vermiş olduğu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın mülkiyet iddiası davası olmakla eda davasını içerdiğini, davalılar arasında gerçekleştiği iddia edilen satış ve satış sonrası kiralama işleminin gerçek olmadığını, Balıkesir İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2020/69 Esas sayılı dosyası ile davalı Bimersan'ın menkullerin sahibi olmadığının tescillendiğini, davaya konu malların davacıya satıldığını ve teslim edildiğini, davacının iyi niyetli olduğunu ve hakkının korunması gerektiğini, davalı Günfalt'ın davaya konu mallar için önce Bimersan'a daha sonra aynı tarihte Sunyol şirketine fatura etmiş olmasının da davaya konu mallar için Bimersan'a düzenlenen faturanın gerçekçi olmadığının kanıtı olduğunu, davacının Ortadoğu şirketinden alacaklı olduğunu, alacağını kurtarmak amacı ile davaya konu malları satın aldığını, bu hususun cari hesaplarında kayıtlı olduğunu, davaya konu malların şu an elverişsiz koşullarda bekletildiğini...
Davacının talebi ile taşınmaz üzerinde taraf oluşturulması ihtimali de bulunduğuna göre, O halde genel hükümlere göre çözümlenmesi gereken ve çekişmesiz yargı işi niteliğinde bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 Sayılı HMK.'nun 21. ve 22. maddeleri gereğince Doğubayazıt Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 30.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 24/06/2014 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil talebi üzerine Yargıtay 14....
Somut olayda; davacı tarafından davaya konu taşınmaz ile ilgili olarak Savaştepe Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2013/201 Esas sayılı dosyası ile ortaklığın giderilmesi davası açıldığı bildirildiğine göre, Mahkemece yapılması gereken iş, bahsi geçen dosyanın celbi ile, davaya konu taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının bulunup bulunmadığı hususunun araştırılması, derdest dava mevcut ise az yukarıda açıklanan ilkeler çervesinde davanın esasının incelenmesi, yok ise davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddedilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile, yazılı ve yerinde olmayan gerekçeler ile ret kararı verilmesi doğru olmamıştır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda; dosyada davacının muhtesat tespiti ve temliken tescil (tapu iptali ve tescil) olmak üzere iki ayrı talebinin bulunduğu gerekçesiyle, muhtesat tespiti talebi yönünden 2.802,39 TL'yi; tapu iptali ve tescil talebi yönünden, 2.625,66 TL'yi yatırması için davacı vekiline iki haftalık kesin süre verildiği, muhtesat tespiti talebi için hesaplanan peşin harcın süresinde ikmal edilmesi, tapu iptali ve tescil talebi için hesaplanan peşin harcın ise, ikmal edilmediğinin anlaşılması üzerine, karar duruşmasında, muhtesat tespiti talebinin eldeki dosyada tutularak, diğer taleplerin dosyadan tefrik edildiği; aynı duruşmada, davacının muhtesat tespiti talebinde bulunduğu 161 ada 1 parsel sayılı taşınmazda paydaş olmadığı, bu nedenle muhtesat tespiti davasında hukuki yararının olmadığı gerekçesiyle; davanın usulden reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi davasına dair karar, davacılardan ... tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davaya konu edilen ... parsel sayılı taşınmazın 1.9.1996 tarihinde yapılan kadastro tespiti sonucu davacı ... ile ..., ..., ... ve ... adlarına verasette istirakli olarak kayıtlı olduğu ve dosyada mevcut kök muris ...'ın mirasçılık belgesinde ise tapudaki iştirakli ortaklar dışında başka mirasçılarının da bulunduğu görülmektedir....
Dava, taşıt mülkiyetinin tespiti talebine ilişkindir. Dosya kapsamında toplanan deliller, somut olayın özelliklerine uygun bilirkişi raporu, ilk derece mahkemesinin olay nitelendirilmesi ve gerekçesi nazara alındığında, davacının davaya konu aracın maliki olduğunu yeterli ve kesin delillerle ispat edememesi nedeniyle davanın reddine ilişkin kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılık bulunmadığı, bu nedenlerle davacının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacının istinaf başvurusunun HMK nun 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- KAYSERİ 1....
Mahallesi 104 ada 55 parselde bulunan ağaçların davacının emek ve sermayesi ile yetiştirildiğinin ve mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespiti talebinin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili ve davalılardan Songül Gürgör ile davalılardan ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir. 1.Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı vekilinin ... ilçesi... Mahallesi 104 ada 55 parselde bulunan ağaçlara yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2. Davalılardan Songül Gürgör, ..., ... ve ...’un 161 ada 3 parsele yönelik temyiz itirazlarına gelince; Dava, muhdesat tespiti isteğine ilişkindir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi gereğince kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz....
başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin işbu kararın tebliğ ile taraflara ihtarına karar verilmiş, davalı T4 vekili tarafından; davanın araç mülkiyetinin tespiti ve tescil istemine ilişkin bulunması nedeniyle ilk derece mahkemesinin davaya bakma hususunda görevli olmasına rağmen, görevsizlik kararı vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek, istinaf yasa yoluna başvurulmuştur....
Ne var ki; davacı 19.09.2011 tarihli dilekçesi ile davaya konu taşınmazda zilyet olduğunun tespitine karar verilmesi şeklinde davasını ıslah ettiğine göre mahkemece davacının taşınmazda zilyet olduğunun tespitine karar vermekle yetinilmesi gerekirken talebi aşacak şekilde “taşınmazın tapu kütüğüne davacı lehine tasarrufçu şerhi oluşturulmasına” da karar verilmesi isabetsiz olup; davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, 25.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....