Somut olayda ise, davalı alacaklı vekili tarafından borçlu aleyhine başlatılan takibin kesinleşmesi üzerine borçlu adına taşınmaz kaydına İcra Müdürlüğünün 05.01.2014 tarihli yazısı gereğince 06.01.2014 tarihinde haciz şerhinin işlendiği, dosyaya bir örneği sunulan Kumru Sulh Hukuk Mahkemesinin 06.07.2007 tarihli ve 2006/310 Esas, 2007/220 Karar sayılı kararı ile üçüncü kişi tarafından borçlu ve diğerleri hakkında 25.09.2006 tarihinde tapu iptali ve tescil davası açıldığı, Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın kabul edildiği ve şikayete konu edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı ... Ergin adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği, söz konusu kararın onanarak 29.07.2010 tarihinde kesinleştiği, davaya konu haciz işleminin ise yukarıda özetlenen tapu iptali ve tesciline ilişkin karar tarihinden sonra 06.01.2014 tarihinde tapuya şerh edildiği anlaşılmıştır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 19/09/2017 NUMARASI: 2017/825 Esas - 2017/759 Karar DAVANIN KONUSU: Menkul Mülkiyetinin Tespiti (Tacirler Arasında) KARAR TARİHİ: 27/05/2021 Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Dava ve uyuşmazlık, tacirler arasındaki menkul mülkiyetinin tespiti istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mülkiyetin tespiti ... ve müşterekleri ile Hazine ve Bucaklı Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki mülkiyetin tespiti davasının açılmamış sayılmasına dair Şile Asliye Hukuk Mahkemesinden verien 19.07.2006 gün ve 64/109 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R AR Davacılar vekili, dilekçesinde mevkii ve hudutlarını belirttiği taşınmazın en az 50-60 senedir vekil edenlerinin zilyetliğinde bulunduğunu, DSİ Genel Müdürülüğünce aynı taşınmaza ilişkin kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil istemiyle ......
"İçtihat Metni" Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı ... ve ... tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava, taşınmaz üzerinde bulunan ağaç niteliğindeki muhdesatların mülkiyetinin tespiti ve tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilmesi istemine ilişkindir. İddia ve savunmaya, duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere, toplanıp değerlendirilen delillere ve hüküm yerinde gösterilen gerekçelere göre mahkemece davaya konu taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat niteliğindeki ağaçların murisin sağlığında, davacı ... tarafından kendi adına ve hesabına yaptırıldığının kabul edilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalılar ... ve ...'nün sair temyiz itirazları yerinde değildir....
Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK 718 m). 22.12.1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır (TMK 722, 724, 729 m.ler). Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir....
A.Ş., ... ve l ... Hizmetleri olduğu, dava konusunun elatmanın önlenmesi olduğu, davanın kabulü ile müdahalenin meni ve tesisin kal'ine karar verildiği, hükmün Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 04/11/2008 tarih ve 2008/5291 Esas-2008/5474 Karar sayılı ilamı ile onandığı ve 04/11/2008 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Davaya konu ... İli, ... İlçesi, ... Köyü 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 19.06.2008 tarihli kadastro tespiti ile orman vasfı ile Hazine adına tescil edildiği anlaşılmaktadır....
Davacı tarafça davaya konu iş makinesinin satın alındığına ilişkin fatura sunulduğu gibi davalı vekili de makinenin müvekkilince davacıya satıldığını beyan etmiştir. ... ... cevabi yazısından dava konusu iş makinesinin tescil kaydının bulunmadığı anlaşılmış olup, davalının defterleri incelenmek suretiyle alınan bilirkişi raporu ile makinenin davalı şirket tarafından yurtdışından ihraç edildiği, davalı şirketçe iş makinesine ait izinlerin ve gümrük işlemlerinin yapıldığı tespit edilmiş olmakla ilgili Yönetmelik koşularının oluştuğu değerlendirilerek davanın kabulüne, davacı vekilinin yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığı gözetilerek yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. KARAR :Yukarıda açıklanan nedenlerle, 1-Davanın kabulüne, dava konusu; ... saşi nolu, ...model ......
Asli müdahil T4 vekili, 30/05/2012 tarihli dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazın kadimden beri müvekkili köye ait olduğunu ve bu köy halkı tarafından kullanıldığını, kadastro çalışmaları başladığı günlerde her iki köy muhtarının hazır bulunması ile bir tutanak düzenlendiğini ve her iki taşınmazların tutanak ile belirlenen T4 ve Koyulhisar sınırları içerisinde kaldığını, bu dava konusu taşınmazların hak iddiasında bulunan yer ve mevkinin Koyulhisar Kadastro Mahkemesinin 2002/4 Esas, 2009/60 Karar sayılı dosyasında davaya konu olan taşınmazlarla aynı olduğunu beyanla, taşınmazın vasfının tespitiyle tapu iptalini ve T4'nün merası olarak özel siciline şerhine ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; " ...Dava konusu 205 ada 6 parsel sayılı taşınmaz 2003 yılında yapılan kadastro çalışmalarında senetsizden ham toprak vasfı ile tespit görerek tutanağın itirazsız kesinleşmesi üzerine davalı Hazine adına tescil edilmiştir....
Ne var ki, çoğun içinde azın da bulunduğu, muhdesatın mülkiyetinin tespiti isteminin muhdesatın meydana getirildiğinin tespiti istemini de içerdiği göz önüne alındığında, mülkiyet tespiti istemiyle açılan davalarda, koşullarının varlığı ve davanın kanıtlanması halinde davaya konu muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gereklidir. Anılan yönün gözetilmemesi doğru değilse de bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın HUMK'nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması uygun görülmüştür....
Ne var ki; çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. Hal böyle olunca, davaya konu ağaçların davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, ağaçların mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesi doğru olmamıştır. Ne var ki; bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün 3,5,6 ve 7.bentlerinin HUMK'un 438/7 maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir....