Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, davacı tarafından tasfiye halindeki şirket aleyhine açıldığı anlaşılan iş davasının derdest olduğu, derdest olan bu davada taraf teşkilinin sağlanarak yargılama yapılmasının sağlanması bakımından, tasfiye halindeki şirketin ihyasını talep etmekte hukuki yarar bulunmaktadır. Davalı tasfiye memuru tarafından ileri sürülen alacağın bulunmadığı ve zararın ödendiği iddiası tazminat davasında değerlendirilecektir. Bu davada yargılama yapılarak taraf teşkilinin sağlanması için tüzel kişiliğin ihyası zorunludur. Tasfiye işlemleri tamamlanıp ticaret sicilinde ilan edildiği tarihte, tazminat davasına konu iş kazası bulunduğundan bu durumu bilebilecek durumda olan tasfiye memurunun tasfiyeyi kapatması ve HMK'nın 326. maddesi dikkate alındığında yargılama giderlerinden davalı tasfiye memurunun sorumlu tutulması da isabetli olmuştur....

Şti. aleyhine açılan alacak davası sonucunda hükmedilen alacağın tahsili için icra takibine hazırlık aşamasında söz konusu şirketin tasfiye halinde olduğunun ve tasfiye memuru olarak şirket ortağı ve müdürü olan davalının atandığının öğrenildiğini, davalı tasfiye memurunun sürekli adres değiştirmesinden dolayı icra ve haciz işlemlerinin yapılamadığını, şirketin tüm mal varlığı hak ve alacakları üzerine haciz konulmuş olmasına rağmen davalının davacının alacağı için herhangi bir teminat ayırmadan, ödeme yapmadan tasfiye tamamlanmadığı halde şirketi sicilden terkin ettirdiğini, icraya konulan ancak tahsil edilemeyen davacının alacağından kanundan doğan yükümlülüklerini ihlal eden davalı tasfiye memurunun sorumlu olduğunu ileri sürerek, toplam 456.084,04 TL'nin 12/12/2011 karar tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesi sunmamıştır....

    Eldeki davada davacı taraf, davalı şirket ortaklığından çıkma isteminde bulunmuş ise de; incelenen sicil kayıtları ile dosya içindeki delillere göre, davalı limited şirket ortaklarının 19/12/2013 tarih ve ... sayılı kararıyla davalı şirketin tasfiye haline girmesine karar verildiği, tasfiye memurunun atandığı ve kararın sicil gazetesinde 27/12/2013 tarihinde tescil ve ilan edildiği, görevlendirilen tasfiye memurunun ölümü üzerine .... ATM'nin ... E sayılı dosyasında tasfiye işlemlerini tamamlamak üzere başka bir tasfiye memuru (...) atandığı, tasfiye sonunda şirketin sona ereceği, bu durumda eldeki dava ile elde edilebilecek sonucun zaten tasfiye süreci ile elde edilebileceği, dolayısıyla eldeki ortaklıktan çıkma davasının açılmasında hukuki yararın bulunmadığı anlaşıldığından dava şartı yokluğundan davanın reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir....

      ün iflas idaresi memuru olduğu, şirketlerin tasfiyesinde tasfiye sürecinde tasfiye memurunun, şirketin iflası halinde ise şirketin tasfiye işlemlerinin iflas idaresi tarafından tarafından iflas idaresi memurlarınca yerine getirileceği; anılan şirketin iflasına karar verilmesi üzerine iflas yoluyla tasfiyesinin tamamlanarak ticaret sicilinden terkin edildiği, 6102 sayılı TTK'nın 547. maddesi ek tasfiye başlığı altında (2) numaralı fıkrada, mahkemenin istemin yerinde olduğuna kanaat getirmesi halinde, şirketin ek tasfiyesi için yeniden tesciline karar vereceği ve bu işlemleri yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettireceği düzenlemesi olduğu, sicilden terkin edilen şirketin ihya edilmesine yönelik davalarda, husumetin ticaret sicil memurluğu ile son tasfiye memurlarına yöneltilmesi gerektiğinden, somut olayda da dava dilekçesinde davalı olarak yasal hasım İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü ile iflas idaresi memurlarının...

        D'nin 21.03.2022 tarih ve E: 2021/8826- K: 2022/2173) Davalı tasfiye memurunun takibe itiraz edildiği ve davacı şirketin takip dayanağı yönünden talebinde hukuki yararı bulunmadığı bu nedenle şirketin ihyasını gerektiren koşulların oluşmadığını ileri sürmüş is de ileri sürülen bu husular eldeki davada incelenmesi gereken bir konu olmayıp devam eden icra dosyasında inceleme konusu olduğundan mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle davalı tasfiye memurunun istinafbaşvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....

        Yapılan açıklamadan anlaşılacağı üzere, tasfiye kararı alındığı tarihte ihyası talep olunan şirketin davalı olarak yer aldığı dava bulunmaktadır. Tasfiye memurunun açılan davadan, davaya konu boğulma olayından haberdar olmadığına ilişkin itirazı yerinde değildir. Hal böyle olunca mahkemece, yapılan tasfiye işleminin usul ve yasaya uygun olarak yapılmadığı, tasfiye memurunun tasfiye edilen şirket hakkında derdest dava bulunduğu halde tasfiyeye devam ederek tasfiye kapanışı yapılmak suretiyle şirketin ticaret sicilinden terkinine sebep olduğu gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Öte yandan ihyasına karar verilen şirket ortaklar kurulunca tasfiye kararı alınarak şirket tasfiyeye girmiş, tasfiye memuru olarak atanan davalı... tarafından tasfiye işlemleri tamamlanarak şirketin tasfiye nedeniyle ticaret sicilinden kaydı 27/12/2006 tarihinde terkin edilmiştir....

          Yapılan açıklamadan anlaşılacağı üzere, tasfiye kararı alındığı tarihte ihyası talep olunan şirketin davalı olarak yer aldığı dava bulunmaktadır. Tasfiye memurunun açılan davadan, davaya konu boğulma olayından haberdar olmadığına ilişkin itirazı yerinde değildir. Hal böyle olunca mahkemece, yapılan tasfiye işleminin usul ve yasaya uygun olarak yapılmadığı, tasfiye memurunun tasfiye edilen şirket hakkında derdest dava bulunduğu halde tasfiyeye devam ederek tasfiye kapanışı yapılmak suretiyle şirketin ticaret sicilinden terkinine sebep olduğu gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Öte yandan ihyasına karar verilen şirket ortaklar kurulunca tasfiye kararı alınarak şirket tasfiyeye girmiş, tasfiye memuru olarak atanan davalı T3 tarafından tasfiye işlemleri tamamlanarak şirketin tasfiye nedeniyle ticaret sicilinden kaydı 27/12/2006 tarihinde terkin edilmiştir....

          Tasfiye sürecine giren bir şirketin, tüzel kişiliği devam edeceği gibi, ehliyeti de tasfiye amacıyla sınırlı olarak devam edecektir. Tüm hak ve borçlar tasfiye edilmeden tasfiye işlemleri kapatılamaz ve dağıtıma karar verilemez. Devam eden bir dava veya takiple ilgili işlemlerin uzun süreceği anlaşılması halinde, devam eden dava ve takiplerle ilgili olarak ilgililerin haklarının güvenceye alınması ve bunun depo edilmesi gerekir. Ancak şirketin kendisi davacı veya davalı olduğu dosyalar mevcut ise, karar kesinleşmeden şirketin sicilden terkinine karar verilemez. Aksi halde tasfiye memuru sorumlu olacaktır. Somut olayda da, dava devam ederken şirketin tasfiye sonucu terkin edildiği ve tasfiye memurunun usulsüz işlem yaptığı bu nedenle eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır....

            ın TTK'nın 547/2 maddesi gereğince tasfiye memuru olarak atanmasına karar verildiğini, tüm araştırmalara rağmen de tasfiye memurunun tebligata yarar güncel adresine ulaşılamadığını, yapılan tüm tebligatların bila döndüğünü, bu nedenle tasfiye memurunun değiştirilmesi amacıyla dava açmak gereği hasıl olduğunu belirterek ihyasına karar verilen şirketin son yetkili temsilcisi olarak tasfiye memurluğuna atanan ...'ın azline ve yerine yeni bir tasfiye memuru atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. KANITLAR VE GEREKÇE / Dava; ... Şirketine son yetkili temsilcisi olarak tasfiye memurluğuna atanan ...'ın azline ve yerine yeni bir tasfiye memuru atanması istemine ilişkindir. Davacılar vekilince; daha önce ... 1.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... esas ... karar sayılı ve ... 20.Asliye Ticaret Mahkemesinin ... esas ...karar sayılı kararları ile Tasfiye Halinde ......

              Bu durumda davacı tarafından başlatılan icra takibinin halan devam etmesi nedeniyle şirketin ihyasını istemekte hukuki yararı bulunmakta olup, mahkemenin şirketin ihyasına ilişkin kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ayrıca davacının davasının kabul edilmesi nedeniyle mahkemece davalı tasfiye memuru aleyhine yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedilmiştir. Bu bağlamda tasfiye sürecinde tasfiyenin gereği gibi yapılmamasından tasfiye memuru sorumlu olup, davada taraf sıfatı bulunan tasfiye memurunun mahkemece hükmedilen harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olduğunun kabulü gerektiğinden davalı tasfiye memurunun istinaf itirazları yerinde görülmemiştir....

              UYAP Entegrasyonu