Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, davacı tarafından tasfiye halindeki şirket aleyhine açıldığı anlaşılan hizmet tespiti talepli davanın derdest olduğu, derdest olan bu davada taraf teşkilinin sağlanarak yargılama yapılmasının sağlanması bakımından, tasfiye halindeki şirketin ihyasını talep etmekte davacının hukuki yararının bulunduğu gibi yasada aranan ihya şartlarının bulunduğu anlaşılmıştır. Mahkemece TTK'nın 547. maddesi uyarınca tasfiye sonucu terkin olan şirketin ihyasına karar verilmiş olmakla, anılan madde hükmü uyarınca, son tasfiye memuru ve aynı zamanda şirketin tek hissedarı olduğu anlaşılan davalı tasfiye memurunun ek tasfiye işlemleri için de tasfiye memuru olarak atanmasında yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi şirketin tek hissedarı olması sebebiyle bir ücret tayin edilmemesi de yerinde olmuştur. Bu nedenle davalı tasfiye memurunun aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir....

    Vergi Mahkemesi ... gün ve E: ..., K: ... sayılı kararıyla; olayda 10.5.1994 tarihinde şirketin tasfiyesine karar verildiği, tasfiyenin 18.7.1995 tarihinde sonuçlandığı, şirketin 1.8.1995 tarihinde ticaret sicilinden kaydının silindiği, 11.8.1995 tarihinde tasfiye sonuç beyannamesinin davalı idareye verildiği, Kurumlar Vergisi Kanununun 35. maddesine göre, tasfiye beyannamesinin verilmesinden itibaren en geç bir ay içinde vergi incelemesine başlanması gerekirken 13.5.1995 tarihinde incelemeye başlandığı, yaklaşık iki yıl sonra 25.4.1997 tarihinde tasfiye memurundan yazı ile defter ve belgelerin istendiğinin anlaşıldığı, dolayısıyla yükümlü şirketin tasfiye dönemi ve sonrasında bu döneme ilişkin yasal işlemleri süresinde yerine getirdiği, tasfiye memurunun görevini tamamlayarak defter ve belgeleri tasfiyesi sona eren şirketin ortağına teslim ettiği, bu hususların davalı idarenin bilgisi dahilinde gerçekleştiği, görevi ve sorumlulukları sona eren tasfiye memurundan...

      Tüm dosya kapsamından; ihyası istenilen şirket tasfiye suretiyle sicilden terkin edilmiş ise de; terkin işleminden evvel çalışanlar nedeniyle terkinden sonra adı geçen şirket aleyhine açılmış dava bulunduğu, şirketin kusurlu olup olmadığının tesbitinin işbu davanın konusunu teşkil etmediği , Ticaret sicilinden terkin edilmek suretiyle hukuk alemindeki varlığı sona eren şirketin bu durumda taraf teşkilinin sağlanması bakımından ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu ve bu nedenle şirketin belirtilen işlemlerle sınırlı olmak üzere ihyasına ve önceki tasfiye memurunun atanmasına karar verilmesin de bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ,davalı tasfiye memurunun hükme yönelik istinaf nedenleri yerinde olmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....

        HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1- Davalı tasfiye memurunun istinaf başvurusunun HMK 'nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2- Davalı tasfiye memuru tarafından yatırılan istinaf başvuru ve karar harcının Hazineye irad kaydına, 3- İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-ç maddesi uyarınca oy birliği ile KESİN olmak üzere karar verildi....

        görüş sonucunda şirketin tasfiye sonu kapanış başvurusunun ve ticaret sicil kaydının silinerek terkin edilmesine ilişkin tescil işleminin diğer davalı ......

          Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 25.01.2011 tarihli cevabi yazısında aleyhine hüküm kurulan davalılardan Tasfiye Halinde ... Nakliye Kömür Gıda San.Tic.Ltd.Şti’nin 01.06.2007 tarihinden itibaren tasfiye halinde devam ettiği anlaşılmıştır. Mahkemece, 02.08.2011 tarihli celsede hazır bulunan davalı şirket yetkilisi ...’a dava dilekçesi ve dosyadaki diğer belgelerin elden verildiği, son celsede hazır bulunan bu şahsa yine davalı şieket adına kararın tefhim edildiği görülmekte ise de, tasfiye halindeki davalı ... Nakliye Kömür Gıda San.Tic.Ltd. Şti’nin tasfiye memurunun ... olduğu dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılamamaktadır. Davalı şirketin tasfiyesinin tamamlanıp tamamlanmadığı, tamamlanmış ise, Ticaret sicilinden terkin edilip edilmediği, tasfiye tamamlanmamış ise tebliğ tarihinde tasfiye memurunun kim olduğu araştırılarak hükmün görevli tasfiye memuruna tebliği gerekmektedir....

            Somut olayda, davacı tarafından tasfiye halindeki şirket aleyhine açıldığı anlaşılan hizmet tespiti talepli davanın derdest olduğu, derdest olan bu davada taraf teşkilinin sağlanarak yargılama yapılmasının sağlanması bakımından, tasfiye halindeki şirketin ihyasını talep etmekte davacının hukuki yararının bulunduğu gibi yasada aranan ihya şartlarının bulunduğu anlaşılmıştır. Mahkemece TTK'nın 547. maddesi uyarınca tasfiye sonucu terkin olan şirketin ihyasına karar verilmiş olmakla, anılan madde hükmü uyarınca, son tasfiye memuru ve aynı zamanda şirketin tek hissedarı olduğu anlaşılan davalı tasfiye memurunun ek tasfiye işlemleri için de tasfiye memuru olarak atanmasında yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi şirketin tek hissedarı olması sebebiyle bir ücret tayin edilmemesi de yerinde olmuştur. Bu nedenle davalı tasfiye memurunun aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir....

            Davalı tasfiye memuru ...vekili cevap dilekçesinde, şirketin terkin işleminden takribi 25 yıl sonra açıldığını, hak düşürücü süre içinde açılmayan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, şirketin sicil kaydının terkinine ilişkin işlemlerle ilgili yasal mevzuatlara uygun olarak eksiksiz şekilde yerine getirildiğini, mevcut koşullar nazara alındığında şirketin ihyasını gerektirir bir sebep bulunmadığını belirterek davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığından usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, şirketin ihyası istemine ilişkindir. İhyası istenen Tasfiye Halinde ... Ltd. Şti'nin sicil kaydı alınıp incelendiğinde tasfiye sonucu kaydının kapandığı, tasfiye sonucu kaydının kapanması nedeniyle tasfiye memurunun davaya dahil edildiği görülmüştür. TTK 547....

              Şti'nin tasfiye memurluğuna davalının atandığını, tasfiye esnasında murisin vefat ettiğini, şirket taşınmazlarının bildirilmesi, defterlerin incelenmesi, bilanço örneğinin gönderilmesi, mirasçıların pay tescil işlemlerinin yapılması taleplerini bildiren ihtarın davalıya gönderildiği halde gereğinin yerine getirilmediğini, zorunlu tasfiye işlemlerinin yapılmadığını, beyannamelerin verilmediğini, yetkili olmadığı halde borç tasfiye sözleşmesi için şirket avukatına yetki verildiğini, yıllar süren bir davada davalı tasfiye memurunun feragat ettiğini, mahkemeye yatırılan teminatın iade alındığı halde şirket hesaplarına aktarılmadığını ileri sürerek davalı tasfiye memurunun görevden alınarak mahkemece başka bir tasfiye memurunun atanmasını talep ve dava etmiştir....

                yapan tasfiye memuru olduğu dikkate alınarak, ek tasfiye işlemleri için de tasfiye memuru olarak atanmasına, tasfiye memuru davacıya şirketin terkinden önceki tasfiye memuru olması nedeniyle ücret verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu