Davalı ... vekili; tasfiye edilen şirketin herhangi bir borcunun bulunmadığını savunarak talebin reddini istemiştir. Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; davalı şirketin 30/06/2011 tarihinde tasfiye kapanışının yapılarak sicil kaydının 19/07/2011 tarihinde silindiği, tasfiye memurunun ... olduğu, incelenen Asliye Ticaret mahkemesinin 2013/239 sayılı dosyasındaki alcağın 2005-2007 yıllarına ilişkin olduğu ve davacıya şirket ihyasını talep etmesi için süre tanındığı, davalı tasfiye memurunun itirazlarının bu davada tartışılamayacağı gerekçesiyle davanın kabulü ile ...nun .... sicil numarasına kayıtlı ...'nin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmiştir....
Uluslararası Nakliyat ...Ltd Şti’nin itirazın iptali davası devam etmekte iken tasfiye ile sonlandırıldığının anlaşıldığını, şirketin 30/12/2016 tarihinde tasfiyeye girdiğini, Ticaret Sicil Gazetesi’nin 05.02.2018 tarihli ve .... sayılı ilanında 29.01.2018 tarihli tasfiye sonu bilançosu ve aktif, pasifi yoktur denilerek tasfiyenin sonlandırıldığını ve şirketin sicilden terkin edildiğini, şirket adına ya da şirkete karşı dava açılmış iken tasfiyenin sonlandırılamayacağını, davalı tasfiye memurunun şirketin bilançolarını gerçeğe uygun olarak düzenlemediğini, TTK m.541 gereğince alacaklı olduğu bilinen müvekkili davacının alacağını depo ettirmediğini, icra takibi derdest olup bilinmemesinin mümkün olmadığını, maddi zarardan tasfiye memurunun sorumlu olduğunu belirterek davanın kabulü ile 3.679,05 USD zararın dava dışı şirketin temerrüt tarihi olan 24.11.2016 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir...
İş Mahkemesi'nin 2017/373 Esas sayılı dosyasındaki işlemlerle sınırlı olmak kaydıyla 6102 sayılı TTK'nun 547. maddesi uyarınca ek tasfiyesi için ihyasına, şirketin ek tasfiyesi için yeniden ticaret siciline tesciline, ek tasfiye işlemlerinin yürütülebilmesi için şirketin son tasfiye memuru ...'in tasfiye memuru olarak atanmasına, kararın ticaret sicilinde tescil ve ilanına,davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalı ...'den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Kararı, davalı tasfiye memuru ... vekili temyiz etmiştir....
Şti'nin tasfiyeye kararı alarak tasfiye kapanışı yaptığı, şirketin terkin edildiği, davacının bu şirketten alacağı olduğunu iddia ettiği, davacının varsa alacağının tahsili için şirketin ihyası gerektiği, davacının bunda hukuki yararının bulunduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, TTK. 147. maddesi uyarınca ... Tic. Ltd. Şti'nin ek tasfiyesi için yeniden ... Ticaret Sicil Müdürlüğü'ne tesciline, bu işlemlerin yapılması için şirketin kapanış tasfiyesini yapan tasfiye memuru ...'in tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiştir. Kararı davalı şirket tasfiye memuru temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı şirket tasfiye memurunun tüm temyiz itirazları yerinde değildir....
Kararı, davalı tasfiye memuru temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı tasfiye memurunun tüm temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı tasfiye memurunun bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 27.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
CEVAP: 1-Davalı ... vekili, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket tasfiye memurunda olduğunu,tasfiye prosedürünün eksik bırakılmasının memurların sorumluluğunda olduğunu, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan davada tasfiye sürecinde açılan davaya rağmen şirketin sicilden terkinini talep eden tasfiye memurunun kusurundan dolayı sicilin sorumluluğunun bulunmadığını,müvekkili yönünden açılan davanın reddini talep etmiştir. 2-Davalı ... vekili, tazminat davası sürecinde verilen cevap dilekçesinde şirketin tasfiye sürecinde olduğunun bildirildiğini, derdest dava dışında başka bir ihtilaf olmadığını, gelinen son aşamada tazminat davası karar aşamasına geldiğini anlayınca dava açma ihtiyacı hissettiğini, şirketin ihyasının ve sicile kaydında davacının bir menfaati veya hukuki yararı olması gerektiğini, davacı tarafın halihazırda ......
Davalı ... vekili, davacı tarafın hukuki yararının bulunmadığını, şirketin 02/01/2020 tarihli ilan ile tasfiye olduğunu, tasfiye memuru olduğu şirket hakkında herhangi bir alacak kaydı yapılmadığını, sicil kayıtları aleni olduğundan kayıtlardan davacının haberinin olmadığını ileri süremeyeceğini, davacı tarafın bu durumdan haberdar olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre ihyası istenen şirketin 28/02/2019 tarihli ortaklar kurulu kararı ile tasfiyeye girdiği, tasfiye memuru olarak davalı ...’nin seçildiği, şirketin 27/12/2019 tarihinde kapanışının sicile tescilinin yapıldığı, 23/11/2018 tarihinde şirket aleyhinde İzmir 2....
Sonuç olarak söz konusu şirketin ihyası için gerekli yasal ve maddi şartların somut olayda gerçekleştiği, tasfiye dışı kalan söz konusu araç yönünden de ek tasfiye yapılmasının gerekli olduğu ve sübut bulan davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış olup ek tasfiye işlemlerinin yerine getirilmesi yönünden söz konusu davacı-tasfiye memurunun tasfiye memuru olarak atanmasının ve ek tasfiye işlemlerinin tasfiye memuru olarak ... tarafından yapılması uygun görülmüş olup, yargılama gideri yönünden yapılan irdelemeye bağlı olarak: davalı ... Sicil Memurluğu, yasal hasım konumunda olup, tasfiyenin usulsüz kapatılmasından dolayı sorumluluğu bulunmadığından yargılama giderinden sorumlu tutulmamıştır. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ; 1-Davanın TTK'nin 547....
un tasfiye memuru olarak atanmasına, şirketin eski tasfiye memuru olduğu anlaşılmakla ücret taktirine yer olmadığına, karar verilmiş ve karara karşı davalı tasfiye memuru ... tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur....
O halde davalı tasfiye memurunun tasfiyesini yaptığı şirket hakkında İzmir 15.İş Mahkemesinin 2015/628 E.sayılı dosyasında derdest bir davası olduğu halde bu davayı gözetmeyerek ihyası istenen şirketin tasfiye işlemlerini bitirerek 30.12.2019 tarihinde tasfiyenin sonuçlanmasına sebebiyet verdiği açıktır. Tasfiye işlemleri yapılırken davacının iş akdinden kaynaklanan alacak davası derdest olduğu halde bu davalar bitirilmeden tasfiyenin sonuçlandırılmış olmasında davalı taraf kusurludur....