Davanın kabulüne karar verildiğinden, tasfiye memurunun yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması gerekir. Davalı ... Sicil Müdürlüğü yasal hasım olmakla birlikte şirketin tasfiye işlemlerini yürüten tasfiye memurunun yasal hasım olarak kabulü mümkün değildir. Hal böyle olunca Mahkeme kararında herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. Buna karşın, ek tasfiyeye talepte gösterilen sebeple sınırlı olarak karar verilmesi gerekir. Mahkemece de şirketin ek tasfiye işlemleri ile sınırlı olarak ihyasına karar verilmiş olmakla birlikte infazda tereddüt oluşturacak şekilde ek tasfiyenin neleri kapsadığının hükümde gösterilmemesi isabetli bulunmamıştır. HMK'nın 355....
Ancak TTK 547/2 maddesi uyarınca ek tasfiye işlemleri yapmak üzere öncelikle davada taraf olan son tasfiye memuru atanması gerektiği halde mahkemece son tasfiye memurunun atanmaması gerekçesi açıklanmadan şirket dışı 3. bir kişinin tasfiye memuru olarak atanması ve ek tasfiye sürecinden tasfiye memuru tasfiyenin gereği gibi yapmaması nedeniyle sorumlu olduğu hususu göz ardı edilerek ihya edilen şirket tarafından ödenmek üzere tasfiye memuruna ücret takdir edilmesi ve tasfiye memurunun yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması usul ve yasaya aykırı olduğundan doğru bulunmamıştır....
İş Mahkemesinin 2020/356 E. sayılı dosyasındaki işlemlerle sınırlı olmak üzere ihyasına, tasfiye işlemlerini yerine getirmesi için şirketin son tasfiye memuru olan ...'in tasfiye memuru olarak atandığı, bu şirketin tasfiyesinin davacı tarafça açılan işçilik alacağı davası devam ederken gerçekleştirildiği, bu nedenle tasfiyenin bu şekilde gerçekleştirilmesinde ve işbu davanın açılmasına sebebiyet vermesi nedeniyle tasfiye memurunun kusurunun bulunduğu, davalı ... Sicil Müdürlüğü'nün yasal hasım olması ve davalı ... Sicil Müdürlüğüne atfedilecek bir kusur ve ihmalinin bulunamadığından yargılama giderlerinden davalı tasfiye memurunun sorumlu tutulması gerektiği, davalı ... Sicil Müdürlüğünün sorumlu tutulamayacağı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı tasfiye memuru istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
nin ana sözleşmesinde, rekabet konusunda izin verildiğine dair maddenin bulunmadığı, bu açıdan davalının anılan şirketteki müdürlük görevinden azli için haklı nedenin oluştuğu, ancak müdürlükten azli istenen şirketin davalı olarak gösterilmediğinden, davanın usulden reddinin gerektiği, davanın "tasfiye memurunun azli" davası olarak kabul edilmesi halinde ise tasfiye memuru olarak davalının azlini gerektiren haklı bir nedenin tespit edilemediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, davacı vekilince temyiz edilmiştir. B. Bozma Kararı Dairemizin 29.04.2019 tarih ve 2018/1597 E., 2019/3235 K. sayılı kararıyla, şirket müdürünün azli davalarında husumetin, azli istenen müdüre yöneltilmesi gerekli ve yeterli olup, ayrıca limited şirketin dava edilmesinin zorunlu olmadığı, mahkemece işin esasına girilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gereğine işaret edilerek bozulmuştur. C....
Davalı ... vekili, tasfiye işlemlerinin tasfiye memurunun sorumluluğunda olduğunu, davanın açılmasına sebeb olmayan müvekkilinin yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağını savunmuştur. Davalı şirket tasfiye memuru davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafından açılan davaların derdest olduğu, bu durumda davalı şirketin tasfiye işlemlerinin tam olarak sona ermediği gerekçesiyle, davalı şirketin tüzel kişiliğinin tasfiye haliyle yeniden ihyasına karar verilmiştir. Kararı, davalı şirket tasfiye memuru vekili temyiz etmiştir. 1-Dava, ticaret sicilinden kaydı silinen limited şirketin ihyası istemine ilişkindir. Anayasa'nın 36 ve HUMK'nun 73. maddeleri uyarınca taraflar dinlenmeden (taraf teşkili sağlanmadan), iddia ve savunmalarını beyan etmeleri için davet edilmeden karar verilemez....
Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/88 E sayılı dosyasında şirketin ihyasına karar verildiğini, icraya konulan ve fakat tahsil edilemeyen müvekkili alacağından kanundan doğan yükümlülüklerini ihlal eden davalı tasfiye memurunun sorumlu olduğunu ileri sürerek Ankara 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/810 esa 2011/549 karar sayılı ilamında belirtilen alacağın eklentileri ile birlikte olmak üzere toplam 456.084,04 TL 'nin 12/12/2011 karar tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte tasfiye memuru olan davalıdan tahsilne karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı vekili, davaya cevap dilekçesi sunmamış, bilirkişi raporuna karşı beyanlarında, müvekkilinin tasfiye memuru olarak şirketin iddia edilen borçlarından şahsi malvarlığı ile sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, davacının tazminat talebinin yerinde olmadığını, ispata muhtaç olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin %50 hisse ile ortağı olduğunu, şirketin diğer %50 hissesinin diğer davalı ...'e ait olduğunu, şirketin 13/07/2023 tarihinde tasfiye sürecine girdiğini, davalı ...'in tasfiye memuru olarak görevlendirildiğini, davalı şirketin tasfiye sürecine girdikten sonra tasfiye sürecine ilişkin tek yetkilinin .... olduğunu, şirketin faaliyete başladığı günden bugüne pay sahibi olarak etik olmayan borçlandırıcı işlemler ile şirketin temel yapısına ve şirketin iktisadi amacına aykırılık teşkil eden bir dizi eylemde bulunduğunu, şirket kurulduktan sonra yazılan çekler ile müvekkilinden borç para aldığını ancak alınan borçların müvekkiline geri ödemediğini, davalı ...'in şahsi borçları nedeniyle şirketin varlıklarına haciz konulduğunu, kişisel mali sorunlarının şirketin varlıklarını etkilemesine ve şirketin temel yapısına zarar vermesine neden olduğunu, davalı ...'...
un yerleşim yeri değişikliğinin ve şirketin tasfiye adresi olarak tasfiye memurunun yeni yerleşim yeri adresinin tescil ve ilanına ilişkin yapmış olduğu 19/02/2020 tarihli başvurusu sonucunda İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün 24/02/2020 tarih ve ... sayılı kararıyla tasfiye memurunun adres değişikliği ile ilgili talebi kabul edilerek gerekli tescil işlemi yapılmış, fakat şirketin tasfiye adresinin değiştirilmesine ilişkin talep reddedilmiştir....
Cevap dilekçesi ile istinaf başvurusunda sözü edilen hususlar itirazın iptali davasına ilişkin olup, davalı tasfiye memurunun bu iddiaları ihya sonrası görülecek olan itirazın iptali davasında değerlendirilebilecektir. İhya davasında, itirazın iptali davasına konu davacının alacağı bulunup bulunmadığı veya şirketin husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı değerlendirilemez. TTK'nın 547/2. maddesine göre, ek tasfiye işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurları veya yeni bir veya birkaç kişi tasfiye memuru olarak mahkemece atanarak tescil ve ilan edilir. Bu davada tasfiye memurunun hasım gösterilmesi gerektiğinden, dava dilekçesinde açıkça davalı olarak tasfiye memurunun gösterilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. İlk derece mahkemesi tarafından, daha önce şirketi tasfiye eden tasfiye memuru atanmasında da hukuka aykırılık bulunmamaktadır....
Buna göre tasfiye işlemleri eksik yapılmış olup, tasfiye işlemlerinin eksik yapılmasından tasfiye memuru sorumludur. Somut olayda; ----- esas sayılı dosyasının incelenmesi üzerine; tasfiye halindeki şirket aleyhine açılan davada şirketin ihyasının zorunlu bulunmakla davanın kabulü ile şirketin ihyasına, şirketi temsil etmek üzere son tasfiye memuru davalı ----- tayin edilmiştir. Davalı ------- yasal hasım olması dava açılmasına sebebiyet vermemesi ve davacının Asliye Ticaret Mahkemesinde açtığı davanın şirketin terkin edilmesinden önceki tarihe ait olması karşısında tasfiye memurunun dava ve icra takibinin varlığından haberdar olmasına rağmen tasfiyeyi sonuçlandırarak şirketin sicilden terkinini usul ve yasaya aykırı olarak yaptığı, davacı tarafın ihya davası açmasına sebebiyet verdiği gözönünde tutularak davalı -------- yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamış, davalı tasfiye memuru sorumlu tutulmuştur....