Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, davacının sayılı dosyasında kredi alacağının tahsili davası açtığı ve şirketin bu davada davalı olarak gösterildiği, anılan dosyada taraf teşkilinin sağlanabilmesi için şirketin ihyasının zorunlu olduğu gerekçesiyle davalı olarak gösterilen tasfiye memuru ve hakkındaki davanın kabulüne, hyasına ve daha önceki tasfiye memuru ...'in ek tasfiye işlemlerini yapmasını teminen tasfiye memuru olarak atanmasına, ihyanın ve tasfiye memuru tayininin sicile tescil ve ilanına karar verilmiştir. Kararı, davalı tasfiye memuru temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı tasfiye memurunun tüm temyiz itirazları yerinde değildir....

    Maddesi uyarınca son tasfiye memurunun tasfiye memuru olarak atanmasında bir isabetli olup,davalı tasfiye memuru vekilinin tasfiyenin usulüne uygun yapıldığı ve şirketin ihyasını gerektiren koşulların oluşmadığı yönünde ileri sürülen istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Tasfiyenin gereği gibi yapılmaması nedeniyle açılan eldeki davada tasfiye sürecinden sorumlu olan tasfiye memurunun HMK 326 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olup, yasal hasım konumunda olan davalı sicil müdürlüğünün, tasfiyenin usulsüz kapatılmasından dolayı kusur ve sorumluluğu bulunmadığından yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasında usulsüzlük bulunmamaktadır. Yargıtay 11....

    Davacı tarafça tasfiye sırasında davalı şirketin kendi alacağına yetecek kadar malvarlığı olduğu iddia ve ispat edilememiştir. BAM kaldırma kararında tasfiyenin yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekçesiyle dosya mahkememize gönderilmiş ise de ,eldeki dava tasfiye memurunun sorumluluğu davasıdır.Ve mahkememiz taleple bağlıdır.Tasfiye memurunun tüm tasfiye işlemlerini tamamladığını iddia edilmiş ise de mahkememizce talep aşılarak davalı yeniden tasfiye işlemleri yapması için zorlanamaz.İspatlanabilirse tasfiye memurunun sorumluluğuna karar verilebilir.Ancak incelenebilen ticari defterlerden tasfiyesine karar verilen şirketin tasfiye sonucunda kasasında davacı alacağını karşılayacak kadar malvarlığı kaldığı ıspatlanamadığından davanın reddine karar verilmiştir. Açıklanan gerekçe ve dosya kapsamına göre davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

      Şti.nin son sicil kaydının istenmesi, davalı şirketin faaliyette olup olmadığının, sicilden terkin edilip edilmediğinin sorularak yazı cevabı eklendikten, a) Ticaret Sicil Memurluğunca davalı şirketin sicilden terkin edilmediğinin bildirilmesi halinde, gerekçeli kararın ve davacı vekilinin gerekçeli temyiz dilekçesinin davalı şirketin ticaret sicilinde kayıtlı en son adresine yöntemince tebliğ edildikten, b) Davalı limited şirketinin tasfiye halinde olduğu bildirildiği takdirde tasfiye işlemi tamamlanmamışsa, tasfiye memurunun kimlik ve adres bilgilerinin sorulması ve gerekçeli kararın ve davacı vekilinin gerekçeli temyiz dilekçesinin tespit edilen tasfiye memuruna yöntemince tebliğ edildikten, c) Tasfiye işlemi tamamlanmış ve tasfiye sonu kararı ile limited şirket ticaret sicilinden terkin edilmiş, tüzel kişiliği son bulmuşsa davalı şirketin ihyasının sağlanması ve tasfiye memurunun atanması için davacıya uygun süre verilerek ihya olunduktan sonra gerekçeli kararın adı geçen davalı...

        Bu açıklamalar ışığında, kar elde etmeyen, uzun zamandan beri borca batık olan ve son dönemde de gayrifaal hale gelen şirketin sermayesinin arttırılmamış olması nedeniyle, TTK. m. 633 ve 634 hükümlerinin yollamasıyla uygulama alanı bulan TTK. m. 376/2 hükmü uyarınca, şirketin kanun gereği (TTK. m. 636/3) münfesih hale geldiğinin kabulü gerekir. Bu sebeplerle somut olayda haklı nedenle davalı şirketin fesih koşulları gerçekleştiği takdir ve sonucuna varılarak şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacının yöneticinin azli talebinin pasif husumetten REDDİNE 2-Davacının fesih ve tasfiye talebinin KABULÜ İLE, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün ...... sicil numarasına kayıtlı davalı ...'nin feshi ile tasfiyesine, 3-Tasfiye işlemlerini başlatıp sonuçlandırmak üzere SMM Uzmanı ...'...

          İcra Müdürlüğü'nün 2013/5496 Esas sayılı dosyaları ile takip başlatıldığını, borçlu şirketin 22/05/2012 tarihinde tasfiyeye girdiğinin ve davalının tasfiye memuru olarak atandığının, 30/05/2016 tarihli genel kurulda da şirketin tasfiye kapanışının yapılarak sicil kaydının silindiğinin öğrenildiğini, TTK'nın 541 vd.maddeleri ile 553.maddesine göre davalı tasfiye memurunun icra takibine konu alacaklardan sorumlu olduğunu iddia ederek davalı tasfiye memurunun haksız eylem ve işlemleri nedeniyle müvekkilini uğrattığı zararlardan fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL'nin faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir....

            İcra Müdürlüğü'nün 2013/5496 Esas sayılı dosyaları ile takip başlatıldığını, borçlu şirketin 22/05/2012 tarihinde tasfiyeye girdiğinin ve davalının tasfiye memuru olarak atandığının, 30/05/2016 tarihli genel kurulda da şirketin tasfiye kapanışının yapılarak sicil kaydının silindiğinin öğrenildiğini, TTK'nın 541 vd.maddeleri ile 553.maddesine göre davalı tasfiye memurunun icra takibine konu alacaklardan sorumlu olduğunu iddia ederek davalı tasfiye memurunun haksız eylem ve işlemleri nedeniyle müvekkilini uğrattığı zararlardan fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL'nin faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir....

            Mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; davacının geçirdiği iş kazasının şirketin ticaret sicilinden silinme tarihinden çok önce olduğu, davalı şirketin davacı tarafından iş mahkemesine açılan tazminat davasından haberdar bulunduğu, şirketin alacak ve borçları bulunup bulunmadığı hususunda yeterli inceleme yapılmaksızın ticaret sicilinden terkini cihetine gidildiği, şirketin ihyası koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile şirketin ihyasına, ek tasfiye işlemlerinin yapılması için M...... T.......'ın tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiştir. Kararı, davalı şirket tasfiye memuru temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı şirket tasfiye memurunun bütün temyiz itirazları yerinde değildir....

              Davalı şirkete ait Ticaret Sicil kayıtları ve dosya kapsamı delillere göre; davalı şirketin 02/05/2018 tarihinde tasfiyeye girdiği, davalı şirket genel kurulunun 04/07/2019 tarihli tasfiye kararının Ticaret Sicil Gazetesinde 11/07/2019 tarihinde ilan edilerek davalı şirketin sicilden terkin edildiği, eldeki davanın 14/12/2020 tarihinde ve davalı şirketin sicilden terkin edildiği tarihten sonra açıldığı, sicilden terkin edilmiş olan şirketin davada doğrudan davalı olarak gösterildiği, tebligatların da şirkete (sicilden terkin edilmiş) çıkarıldığı ve davanın bu şekilde karara bağlandığı anlaşılmaktadır. "...Dava, şirketin ihyası istemine ilişkindir....

              in tasfiye memuru olarak atandığı, bu şirketin tasfiyesinin davacı tarafça açılan işçilik alacağı davası devam ederken gerçekleştirildiği, bu nedenle tasfiyenin bu şekilde gerçekleştirilmesinde ve işbu davanın açılmasına sebebiyet vermesi nedeniyle tasfiye memurunun kusurunun bulunduğu, davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün yasal hasım olması ve davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü'ne atfedilecek bir kusur ve ihmalinin bulunamaması karşısında, yargılama giderlerinden davalı tasfiye memurunun sorumlu tutulması gerektiği, davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün sorumlu tutulamayacağı mahkememizce benimsenmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur."gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ve verilen karara karşı davalı tasfiye memuru ... tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur....

                UYAP Entegrasyonu