SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 3.bendindeki müşterek çocuk ile davacı baba arasında kişisel ilişkinin düzenlendiği bölümünün hükümden çıkartılmasına, yerine "velayeti anneye verilen müşterek çocuk ile davacı baba arasında her ayın 1. ve 3. Cumartesi günü sabah saat 10.00'dan akşam saat 17.00'ye kadar, dini bayramların 2. günü sabah saat 10.00'dan akşam saat 17.00'ye kadar ve her yıl 1 Temmuz sabah saat 10.00’dan-10 Temmuz akşam saat 17.00'ye kadar kişisel ilişki kurulmasına" sözcüklerinin eklenmesine, hükmün kişisel ilişkiye ilişkin bölümünün bu şekliyle DÜZELTİLEREK, hükmün diğer bölümlerinin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, duruşma için takdir olunan 1.350,00 TL. vekalet ücretinin ....'ten alınıp .....'a verilmesine, aşağıda yazılı harcın ...'...
değiştirilerek babaya verilmesi, müşterek çocuk Mert ile baba arasındaki kişisel ilişkinin müşterek çocuk Yiğit ile tesis edilen zamanlar uyarınca değiştirilmesi, vekâlet ücreti ile yargılama giderleri yönünden davacı lehine karar verilmesi istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
yılbaşı ara ile 31 Aralık tarihlerinde 12.00 dan ertesi günü 20.00 a kadar görüşüp şahsi ilişkilerini bu şekilde tesis edilmesine karar verilmesi gerektiği ve müdürlükçe de karar gereği işlem tesis edilip, talimat yolu ile kişisel ilişki tesisine devam edilmekle sınırlı yetkili icra mahkemesinden kişisel ilişkinin sonlandırılmasının ve takibin iptali talep edilemeyecek olup, ilk derece mahkemesince de benzer gerekçelerle şikayetin reddine dair karar tesisi isabetlidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, küçüğün babaannesi tarafından açılmıştır. Küçüğün babası, davalı ile evliyken 30.10.2013 tarihinde ölmüştür. Küçük Irmak, 23.07.2012 doğumludur. Mahkemece; babaannenin torunu ile kişisel ilişki talebi reddedilmiş; gerekçe olarak "kişisel ilişki tesis edildiğinde, taraflar arasındaki var olan sorunların ve tartışmaların çocuğun psikolojik sosyal ve kültürel gelişimini olumsuz yönde etkileyeceği" gösterilmiştir. Çocukların yalnız ana ve babaları ile değil, çocuklarla aile bağları bulunan diğer belirli kişilerle de kişisel ilişki ihtiyacı, çocukların ruhsal gelişimleri bakımından önemlidir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası, reddedilen tazminat talepleri ve müşterek çocuklarla kişisel ilişki kurulması yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Bölge adliye mahkemesince, istinaf aşamasında, kadın vekilince erkeğin kişisel ilişki sırasında müşterek çocukları darp ettiği, bildirerek tarafların oğlu ile baba arasında kişisel ilişki kurulmaması talebinde bulunduğu, davacı-davalı erkek hakkında açılan kamu davasına yönelik iddianame örneğinin ibraz edildiği belirtilerek, kamu düzeni ve...
Aile mahkemesinin 23.01.2014 tarihinde kesinleşen boşanma ilamıyla anlaşmalı olarak boşanmışlar, anlaşma uyarınca velayet davalı anneye verilmiş, davacı baba ile müşterek çocuk arasında kişisel ilişki düzenlenmiştir. Müşterek çocuk ... 06.08.2011 doğumlu olup, taraflar da farklı illerde ikamet etmektedirler. Davacı baba ile müşterek çocuk arasında boşanma davasında tesis edilen kişisel ilişki yeterli olmadığı gibi babalık duygularını tatmin etmekten de uzaktır. Çocukla davacı baba arasında babalık duygularını tatmine elverişli olacak yeterlilikte, müşterek çocuğun hafta sonları yatılı kalacağı,bayram ve tatillerde de davacının müşterek çocukla kişisel ilişkisini sağlayacak nitelikte kişisel ilişki kurulması yönünde karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir....
Bu hak, anne/baba için olduğu kadar çocuk için de bir haktır (2003 tarihli Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi m.4/1). Kişisel ilişki kurma hakkına ilişkin temel hüküm olan TMK m. 323 uyarınca; “Ana ve babadan her biri, velâyeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile “uygun kişisel ilişki kurulmasını” isteme hakkına sahiptir. Türk Medeni Kanununun 323. maddesine göre kişisel ilişkinin kurulması için çocuğun ana veya babanın velâyeti altında bulunmaması ya da ana veya babanın velâyeti altında olmakla birlikte çocuğun ana veya babaya bırakılmamış olması gereklidir. Aynı zamanda Türk Medeni Kanununun m. 182/I ve II de velâyetin kullanılması kendisine verilmemiş olan eşin çocuk ile kişisel ilişki kurma hakkına sahip olduğu düzenlenmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, açılan kişisel ilişkinin kaldırılması davasının reddine, velayet hakları davacı babada olan 2004 doğumlu T11 2009 doğumlu Emre ile davalı anne arasında şahsi ilişki tesisine karar verildiği, verilen iş bu kararın, davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Dairemizin 12/03/2020 tarih 2019/1236 E. -2020/292 K. sayılı ilamı ile, davalı kadının istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- a-6 maddeleri gereğince kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının tamamının kaldırılmasına, dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak, sonucu uyarınca bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, mahkemece yeniden yapılan yargılama sonunda, açılan davanın reddine, velayet hakkı babada bulunan müşterek çocuklar 2004 doğumlu Efe Berkay ile 2009 doğumlu Emre ile davalı anne arasında kişisel ilişki tesisine karar verilmiştir....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Velayete ilişkin uyuşmazlıklar kamu düzenine ilişkin olup her yönün hakim tarafından kendiliğinden dikkate alınması gerekir.Taraflar 10.09.2014 tarihinde kesinleşen ilamla boşanmışlar, müşterek çocuk 25.03.2015 tarihinde doğmuştur. Evlilik birliğinin sona ermesinden itibaren üç yüz gün içinde doğan çocuk evlilik birliği içinde doğmuş sayılır. Bu durumda müşterek çocuk ... velayeti askıda kalmıştır. Mahkemece öncelikle çocuğun velayeti konusunda düzenleme yapması gerekirken, bu yönün gözetilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. 2-Davacı-davalı kadın babalık davası ile birlikte müşterek çocuk için tedbir ve iştirak nafakası talebinde bulunmuştur. Tedbir ve iştirak nafaksı talebi yıllık nafaka miktarı üzerinden nisbi harca tabidir. Başvuru harcı bu talebide kapsar....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dinlenen tanıkların beyanları, taraf beyanları, sosyal inceleme raporu, boşanma dosyası kapsamıve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında gerekçede de doğru olarak açıkladığı üzere tarafların boşanmasına ilişkin kararda ortak çocukların velâyetinin anneye verildiği ancak çocuklarla baba arasında kişisel ilişkinin düzenlenmediği, davacı babanın çocuklarla kişisel ilişkisinin düzenlenmesini istemeye hakkının bulunduğu, somut olaya ve uzman raporuna uygun şekilde çocuklarla baba arasında yatısız olarak kişisel ilişkiyi düzenlemesi kararı verilmesinde esas ve usul yönünden bir yanlışlık bulunmadığı, delillerin toplandığı, uyuşmazlığın doğru olarak tespit edildiği,dava şartlarının araştırıldığı bu yönden bir eksiklik bulunmadığı, davanın kabulüne karar verilmesi nedeniyle yargılama giderlerine ve vekâlet ücretine hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile davalı anne vekilinin bu yönlerden...