SONUÇ : Hüküm fıkrasının birinci bendinde yazılı, “Davacının Türk vatandaşlığını kaybetmeden önceki borçlanmaya esas tüm sürelerden dilediği kadarını borçlanmaya hakkı olduğunun tespitine” ibarelerinin silinerek, yerine “Davacının 18 yaşını doldurduğu tarihten Türk Vatandaşlığından çıkmasına izin verildiği ve nüfus kayıtlarına bildirildiği 20/07/2006 tarihine kadar yurt dışındaki sigortalılık sürelerini ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik ile yurt dışında ev kadını olarak geçen sürelerini borçlanmaya hakkı olduğunun tespitine” ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 17.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Türk vatandaşlığını kaybeden kişilerin nüfus aile kütüklerindeki kayıtları kapatılır ve kayıp tarihinden itibaren yabancı muamelesine tabi tutulurlar. Somut olayda, davacının Türk vatandaşlığından çıkmasına izin verilmiş olup çıkma belgesini teslim aldığı 12.06.2001 tarihinde Türk vatandaşlığını kaybetmiştir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilerek davacının çıkma belgesini teslim aldığı 12.06.2001 tarihine kadar geçen süreyi borçlanma hakkı bulunduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde 26.06.2001 tarihine kadar geçen süreyi borçlanma hakkı bulunduğunun tespitine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Öte yandan davalı ... harçtan bağışık olduğu halde davacı tarafından peşin yatırılan harcın davalıdan tahsiline karar verilmesi de usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
D A N I Ş T A Y ONUNCU DAİRE Esas No : 2016/1517 Karar No : 2020/6959 TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı / ANKARA VEKİLİ : I. Hukuk Müşaviri Yrd. … KARŞI TARAF (DAVACI) : … VEKİLİ : Av. … İSTEMİN_KONUSU : ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Rusya Federasyonu uyruklu olup, Türk vatandaşı erkekle evli bulunan davacı tarafından, Türk vatandaşlığını kazanma istemiyle yaptığı başvurusunun, 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 16. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen şartları taşımadığı gerekçesiyle reddine ilişkin İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmektedir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ......
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararıyla; dava konusu olayda; davacının "Suç örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme" ve "Rüşvet vermek" suçlarından … Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan yargılaması sonucunda; Mahkemenin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararı ile delil yetersizliğinden beraatine karar verildiği, davacı hakkında yapılan tahkikat sonucunda İl Emniyet ile Komisyon/Konsolosluk görüşünün olumsuz olduğu, mülakat formunda ise, aynı çatı altında evliliklerinin fiilen devam ettiği ancak 5901 sayılı Kanunun 16. maddesinin (c) bendinde aranan "Kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmama" şartını taşımadığı kanaatinin belirtildiği, davacının evlenme yoluyla Türk vatandaşlığını kazanma yolundaki talebinin, Türk vatandaşlığına alıp almama konusunda idareye tanınan takdir yetkisinin Devletin hükümranlık hakkının bir sonucu olduğu göz önünde bulundurulduğunda, ceza yargılaması delil yetersizliğinden beraatle sonuçlanmış...
haklar” başlıklı 28 inci maddesinde aynen yer verilmiştir. 5901 sayılı Yasanın 28 inci maddesinde; doğumla Türk vatandaşı olup da, İçişleri Bakanlığından çıkma izni alarak Türk vatandaşlığını yitirenlerin, sosyal güvenliğe ilişkin kazanılmış hakları saklı tutularak, anılan kişilerin, bu hakların kullanımında ilgili kanunlardaki hükümlere tâbi olmak koşuluyla Türk vatandaşlarına tanınan haklardan aynen yararlanmaya devam edecekleri kabul edilmiş, böylelikle, çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybeden kişiler yönünden kazanılmış haklar koruma altına alınmıştır....
(X)-KARŞI OY : Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvuran bir yabancının, 5901 sayılı Kanun'da belirlenen şartların varlığı halinde yetkili makam kararı ile Türk vatandaşlığına alınabileceği anlaşılmakla birlikte; vatandaşlığın bir bireye verilmesi egemenlik hakkıyla doğrudan ilgili olduğundan, aranan şartları taşımış olmanın vatandaşlığın kazanılmasında kişiye mutlak bir hak kazandırmayacağı açıktır. Bu durumda, vatandaşlık vermek devletin hükümranlık hakkı olduğundan, Türk vatandaşlığını kazanma istemiyle başvuruda bulunan bir yabancı hakkında Kanun'da belirtilen şartları taşısa dahi devlet tarafından hükümranlık hakkı kullanılarak vatandaşlık verilmeyebilir. Bu haliyle hükümranlık yetkisi dahilinde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından, anılan işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle çoğunluk kararına katılmıyorum....
HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Uyuşmazlık, davacının yetkili makam kararı ile Türk vatandaşlığını kazanması için yaptığı başvurunun Kanunun aradığı şartları taşıyıp taşımadığına ve vatandaşlığa kabul konusunda idarenin takdir hakkının kapsamına ilişkindir....
K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, davacının Almanya'da sigortaya girdiği 09.01.1980 tarihinin ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Mülga 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 5 ve 5901 sayılı Vatandaşlığı Kanunu'nun 16.maddesinde evlenme yoluyla Türk vatandaşlığının kazanılması düzenlenmiştir. Davacı 03.07.1980 tarihinde evlenme yoluyla Türk vatandaşlığını kazanmıştır. Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya Federal Cumhuriyeti Arasında Sosyal Güvenlik Sözleşmesi'nin 1.maddesinde düzenlenen ”vatandaş” kavramı Federal Almanya Cumhuriyeti bakımından, Federal Almanya Cumhuriyeti Anayasasına göre Alman vatandaşı sayılan kimseyi, Türkiye bakımından, Türk vatandaşlığını haiz kimseyi ifade eder....
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacının eşinin hapse girmesi nedeniyle ''aile birliği içinde yaşama'' şartının sağlanmadığından bahisle davacının vatandaşlık talebi reddedilmiş ise de evliliğinin geçerli bir evlilik olduğu göz önüne alındığında, ilgili Kanunda iyi niyetli olması halinde kazandığı Türk vatandaşlığını muhafaza edeceğinden bahsedildiğinin görüldüğü, iyi niyetli olan yabancının sırf eşi suç işleyerek hapse girdiği için mağdur edilmesinin, işlemediği bir suçtan ötürü cezalandırılması neticesini doğuracağı, dava konusu işlemlerde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemler iptal edilmiştir....
ın hem Türk vatandaşı hem ... vatandaşı olduğu ve Türk vatandaşlığını hiç kaybetmediği anlaşılmaktadır. 3201 sayılı Kanun kapsamında muris ve sigortalının yurtdışındaki borçlanmaya esas süreleri borçlanabilmesi için anılan Kanun ve uygulama yönetmeliğinde, borçlanma tarihinde Türk vatandaşı olunması gerektiği belirtilmiştir. Ancak 403 sayılı mülga Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 29 ve 12.06.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 28'inci maddesindeki yasal düzenlemelerle, Türk vatandaşı olup da vatandaşlıktan çıkma izni alanların, sosyal güvenliğe ilişkin kazanılmış hakları saklı tutulmuş ve anılan kişilerin bu hakların kullanımında ilgili kanunlardaki hükümlere tabi olmak şartıyla Türk vatandaşlarına tanınan haklardan aynen yararlanmaya devam edecekleri; başka bir deyişle çıkma izni alarak Türk vatandaşlığını kaybeden kişilerin kazanılmış haklarının korunacağı belirtilmiştir....