(X) - KARŞI OY : Uyuşmazlıkta; soybağı esasına göre Türk vatandaşlığını kazanma istemiyle 05/11/2012 tarihinde Mardin Valiliği'ne başvuruda bulunan davacının, bu başvurusunun ana/babanın kimlik bilgileri tutmadığı gerekçesiyle İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık Işleri Genel Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı işlemiyle reddedildiği görülmekle birlikte; babasına bağlı olarak Türk vatandaşlığını kazanma isteminde bulunan davacının söz konusu başvurusunun incelenmesi aşamasında davalı idare tarafından, davacıya anılan iddiasına yönelik başka surette de ispat imkanı verilmesi gerekirken sadece kayıtlardaki anne ve babanın kimlik bilgilerinin tutmaması gerekçesiyle başvurunun doğrudan reddedilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığından davanın reddi yolunda verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği görüşüyle Daire kararına katılmıyorum....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/10/2021 NUMARASI : 2021/325 ESAS, 2021/425 KARAR DAVA KONUSU : Nüfus (Ad Ve Soyadı Düzeltilmesi İstemli) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı idare tarafından yasal süre içerisinde istinaf edilmiş olmakla Dairemizce HMK'nın 353. maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Tarafların İddia ve Savunmalarının Özeti: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri İbrahim T3 aslen Rus vatandaşı iken Türk vatandaşlığını kazandıklarını, keza müşterek T3 da yine aynı şekilde anne ve babaya bağlı olarak Türk vatandaşlığını kazandığını, Her üçünün de halen çifte vatandaş olduklarını, diğer müşterek T3 2019 yılında Türkiye'de dünyaya geldiğini, sadece Türk vatandaşı olduğunu, davacıların isimleri...
Daha açık bir ifade ile Kanun, açıkça çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybeden kişilerin Türk vatandaşlığını kaybettiği tarihten önceye ilişkin kazanılmış haklarının korunacağını belirtmekte olup, Türk vatandaşlığından Bakanlar Kurulunun izni ile çıkan davacının, murisinin Türk Vatandaşlığında geçen yurtdışındaki çalışma sürelerini 3201 sayılı Kanuna göre borçlanabilmesine ilişkin kazanılmış hakkı mevcut olduğu açıktır....
Yurt dışında Türk Vatandaşı olarak geçen sürelerin 3201 sayılı Yasaya göre borçlanılabileceğinin tespiti istemine ilişkin olan davada; Davacının Türk Vatandaşlığını kayıp tarihi, nüfus kayıt tablosunun düşünceler hanesinde yer alan 29.04.1999 tarihi olarak alınmıştır. Dosya içerisinde yer alan Nüfus Kayıt tablosuna göre ise; davacının, 403 sayılı Yasanın 20.maddesi uyarınca 01.09.1998 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile, Türk Vatandaşlığından izinle çıkmasına karar verilmiş, ancak aynı yasanın 22.ve 23.maddelerine göre, çıkma ve izin belgelerinin teslim tarihleri görülmemekte, bu anlamda izinle çıkma ile Türk Vatandaşlığının kaybedildiği tarih saptanamamaktadır....
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacının Türk Vatandaşlığını kazanmaya engel herhangi bir fiilinin tespit edilemediği gibi eşi hakkında devam eden yargılama bulunmasının davacı hakkında Türk vatandaşlığını kazanmaya engel oluşturacağı şeklinde mevzuatta bu yönde bir düzenlemeye yer verilmediği görülmekle, talebinin reddine yönelik dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir....
TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: İNCELEME VE GEREKÇE : MADDİ OLAY: Davacı, 30/04/2010 tarihinde Türk Vatandaşı … ile evlenmiş, 5901 sayılı Kanun'un 16. maddesi uyarınca evlenme yoluyla Türk vatandaşlığına alınması istemiyle 01/10/2013 tarihinde başvuruda bulunmuş, bu başvurunun, anılan Kanun'un 16. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan "evlilik birliği ile bağdaşmayacak faaliyette bulunmama" şartını taşımadığından bahisle reddi üzerine bakılan davayı açmıştır. İLGİLİ MEVZUAT: 5901 Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun "Türk vatandaşlığının evlenme yoluyla kazanılması" başlıklı 16. maddesinde, "Bir Türk vatandaşı ile evlenme doğrudan Türk vatandaşlığını kazandırmaz. Ancak bir Türk vatandaşı ile en az üç yıldan beri evli olan ve evliliği devam eden yabancılar Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvuruda bulunabilir....
Davacının sistem üzerinden alınan nüfus kayıt örneği incelenmekle; " 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunun 25.maddesi ç bendi uyarınca Bakanlar Kurulu'nun 18/06/2001 tarihli ve 2001/2654 sayılı kararı ile Türk vatandaşlığı kaybettirilmiştir" denilmektedir. Davacı yanca da dava dilekçesinde, Türk vatandaşlığının davacının muvazzaf askerlik yapmaması nedeniyle kaybedildiği beyan edilmiştir. 3201 sayılı kanuna göre davacının yurtdışı hizmet borçlanması talebinde bulunabilmesi için; ya Türk vatandaşı olması ya da doğumla Türk vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybedenlerden olması gerekmektedir. 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 25 inci maddesi uyarınca; "Türk vatandaşlığından çıkmak için izin isteyen kişilere aşağıdaki şartları taşımaları halinde Bakanlıkça çıkma izni veya çıkma belgesi verilebilir. a) Ergin ve ayırt etme gücüne sahip olmak....
Somut olayda, davacının, vefat eden eşinin Almanya'da geçen çalışmaları bakımından 01/08/2016 tarihinde 3201 sayılı Yasa kapsamında borçlanma talebinde bulunduğu, Kurum tarafından hak sahibinin borçlanma talep tarihinde Türk vatandaşı olma şartının arandığının belirtilerek davacının talebinin reddedildiği, davacının ve vefat eden eşinin 27/08/2003 tarihinde izinle Türk vatandaşlığından çıktıkları, davacının ve eşinin Türk vatandaşlığından izinle çıktığı ve sosyal güvenliğe ilişkin kazanılmış haklarının saklı tutulduğu, borçlanma talebinin hukuka uygun olduğu, incelenen mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davalı Kurum vekilinin istinaf isteminin istinaf kapsam ve nedenlerine göre 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir....
K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun tüm, davacının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, davacının yurtdışında Türk vatandaşı olarak geçen süreyi borçlanma talep tarihinde Türk vatandaşı olma şartı aranmaksızın 5510 sayılı Yasa'nın 4/1-(a) bendi kapsamında borçlanma hakkı bulunduğunun ve davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 01.09.1987 olarak tespiti ile aksi yöndeki Kurum işlemlerinin iptali istemine ilişkindir....
Mahkemece, duruşmanın 28.11.2014 günlü oturumunda tefhim edilen kısa karar ile "Davacının davasının kabulüne, Kurumun davacının yurt dışındaki çalışmalarını borçlanma talebinin reddine dair işleminin iptali ile davacının Türk vatandaşlığını kaybettiği 15/01/2003 tarihine kadar yurt dışındaki çalışmalarından borçlanmaya esas tüm sürelerden dilediği kadarını 3201 s.y.nın 6552 s.y. İle değişik 1. Maddesi gereğince borçlanabileceğinin tespitine," karar verilmiş ise de gerekçeli kararda davacının borçlanma bedelinin talep tarihine göre belirlenmesine dair bir talebi de bulunmadığı halde "Davacının davasının kabulüne, Kurumun davacının yurt dışındaki çalışmalarını borçlanma talebinin reddine dair işleminin iptali ile davacının Türk vatandaşlığını kaybettiği 15/01/2003 tarihine kadar yurt dışındaki çalışmalarından borçlanmaya esas tüm sürelerden dilediği kadarını 3201 s.y.nın 6552 s.y. İle değişik 1....