Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının eşinin yetkilisi olduğu şirketin kredi borcuna kefil olması sonucunda şirketin kredi borcunu ödemekte sıkıntıya düşmesi nedeniyle davalı bankanın davacıya hiçbir bildirimde bulunmadan emekli maaşının tamamını bloke ederek, şirketin borcuna mahsup etmesinin mevzuata uygun olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile, davacının maaşı üzerindeki blokenin kaldırılmasına ve maaşından tahsil edilen 2.223,14 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, davacının emekli maaşı üzerine konulan blokenin kaldırılması ve haksız kesilen tutarın iadesi istemine ilişkindir....
, paranın yatırıldığı hesabın ise hukuka aykırı olarak bloke edildiğini ileri sürerek, blokenin kaldırılarak paranın faiziyle iadesini talep ve dava etmiştir....
, müvekkiline ait bankada bulunan ve bloke edilen 15.000,00 TL tutarındaki senedin müvekkiline iadesine ve müvekkiline ait hesap üzerine konulan blokenin de kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davalı vekili, davacının tutuklanmış olmasının müvekkilinin alacağının tahsil edilemeyeceği yönünde açık bir belirti olduğundan davacı ile imzalanan genel nakdi ve gayrınakdi kredi sözleşmesinin 62 ve 63. maddeleri, bankacılık hizmet sözleşmesinin borçların ödenmemesi, bankanın rehin, takas ve mahsup hakkı başlıklı hükümlerinin 1,2,3, 4 nolu bentleri ve taşıt kredisi rehin sözleşmesinin 12. maddesi uyarınca davacının bankadaki tüm değerleri üzerinde müvekkilinin rehin hakkı bulunduğundan konulan blokenin hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....
nin sahibi ve kefili olarak şirketin takip borcuna karşılık olarak 11.12.2007 tarihinde 1.583,87 TL, 27.10.2008 tarihinde 5.673,00 TL., 19.12.2008 tarihinde 437,00 TL ve 30.06.2008 tarihinde 3.473,00 TL olmak üzere toplam 11.166,87 TL'nin maaş hesabından bloke konulup alındığını, davalı banka tarafından adı geçen şirketin takip hesabına aktarılan tutarların iptal edilip iadesinin sistem gereği mümkün olmadığının bildirildiğini, davalı tarafın haksız yaptığı blokenin bir kısmını kaldırdığını ve sonraki maaşlarının ödemesini yaptığını, maaşı üzerine konulan takip borcuna karşılık olarak aktarılan toplam 11.166,87 TL'yi iade etmediğini ileri sürerek, bu miktarın tarafına verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davalı banka, bloke işleminin yasal ve taraflar arasında yapılan sözleşmeye uygun olduğunu, davacının, 20.01.2011 tarihli verdiği dilekçesi ile kredi taksitlerinin hesabından kesilmesini taahhüt ettiğini beyanla davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davalı bankaca, kredi ve kart borçlarına yönelik uygulan bloke ve takas mahsup işleminin, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 6. maddesindeki haksız şart ile ilgili emredici hükmüne aykırılık taşıdığı gerekçesi ile davanın kabulüne ve davacıya ait mevduat hesabındaki blokajın kaldırılmasına, kesintilerin kesinti tarihlerinden itibaren işletilecek yasal faizleri ile tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı bankadan aldığı maaşına, kullandığı kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle, konulan blokenin kaldırılması amacıyla eldeki davayı açmıştır....
Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 21/02/2012 gün ve 2009/277-2012/49 sayılı kararı bozan Daire’nin 08/07/2013 gün ve 2012/10641-2013/14435 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin davalı banka müşterisi olduğunu ve aralarında genel kredi sözleşmelerinin imzalandığını, bu sözleşmeler gereği davalı bankadan nakit kredi talep edildiğini ancak, davalı tarafından müvekkilinin hesaplarına bloke konulduğundan kredileri alamadığını, davalı banka tarafından konulan blokenin sebebinin, genel kredi sözleşmelerinin bazılarında kefil olan dava dışı şirketin ödeme güçlüğü içine düştüğünden teminatın ortadan kalktığının olduğunun öğrenildiği, blokenin haksız olduğunu, bir...
Tüketici Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 27.12.2019 tarih ve 2019/54 E. - 2019/644 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davacının davalı bankanın müşterisi olduğunu, emekli maaşını davalı bankadan aldığını, ayrıca ihtiyaç kredisi kullandığını, kredi taksitlerinin davacının rızası dışında maaşından kesinti yapılmak suretiyle tahsil edildiğini, 5510 sayılı Kanun'un 93. maddesi gereğince emekli maaşından belirtilen haller dışında kesinti yapılamayacağını, tüketici mevzuatı uyarınca tüketici aleyhine haksız şart düzenlenemeyeceğini ileri sürerek maaş hesabına davalı banka tarafından konulan blokenin kaldırılmasına ve davacının blokenin kaldırılmasını istediği...
İPOTEĞİN KALDIRILMASI 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 148 ] 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 153 ] "İçtihat Metni" Mahalli mahkemece verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü: İpotek borçlusu tarafından kendi taşınmazı üzerine konulan ipotek bedelinin icra dosyasına yatırdığını konulan ipoteğin kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkemece dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ipotek bedelinin yatırıldığında alacaklı namına hıfsına, ipoteğin kaldırılmasına karar verilmîştir. İpotek alacaklısı temyiz dilekçesinde, söz konusu ipoteğin İmar Kanunu uyarınca konulduğunu, ipotek bedeli arttırımı davası açtığını ileri sürmüş, ipotek borçlusu vekilinin 11.04.2005 tarihli İcra Müdürlüğüne hitaben verdiği dilekçesinde, ipoteğin İmar Kanunu'nun 18. maddesi uyarınca konulduğunu belirttiği görülmüştür....