Dava konusu taşınmazın tapu kaydına göre tarla vasfında olduğu, taraflar arasında hisseli olduğu, yapılan keşif, alınan bilirkişi raporu, dava konusu taşınmazın vasfı ve paydaş sayısı nazara alındığında aynen taksiminin mümkün olmadığının anlaşılması üzerine ortaklığın satış sureti ile giderilmesine karar verildiği görülmektedir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özellikle dava konusu taşınmaz ile ilgili olarak toplulaştırma işlemlerinin devam ediyor olması sebebi ile bu işlemlerin bekletici mesele yapılması gerektiğini belirtmiştir....
Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41.maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali isteğine ilişkindir. 5304 Sayılı Kanunun 9.maddesi ile yapılan değişiklikten sonra anılan madde; “Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatalar, ilgilinin müracaatı veya kadastro müdürlüğünce re’sen düzeltilir. Düzeltme, taşınmaz malikleri ile diğer hak sahiplerine tebliğ olunur. Tebliğ tarihinden başlayan otuz gün içinde düzeltmenin kaldırılması yolunda sulh hukuk mahkemesinde dava açılmadığı takdirde, yapılan düzeltme kesinleşir. Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle kesinleşmiş olan taşınmazlarda, değişiklik işlemleri sırasında ortaya çıkan yüzölçümü farklılıklarından, kadastronun dayandığı teknik kurallarda belirtilen hata sınırları içinde kalanların re’sen düzeltilmesine Kadastro Müdürlükleri yetkilidir” şeklinde düzenlenmiştir....
Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41.maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali isteğine ilişkindir. 5304 Sayılı Kanunun 9.maddesi ile yapılan değişiklikten sonra anılan madde; “Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatalar, ilgilinin müracaatı veya kadastro müdürlüğünce re’sen düzeltilir. Düzeltme, taşınmaz malikleri ile diğer hak sahiplerine tebliğ olunur. Tebliğ tarihinden başlayan otuz gün içinde düzeltmenin kaldırılması yolunda sulh hukuk mahkemesinde dava açılmadığı takdirde, yapılan düzeltme kesinleşir. Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle kesinleşmiş olan taşınmazlarda, değişiklik işlemleri sırasında ortaya çıkan yüzölçümü farklılıklarından, kadastronun dayandığı teknik kurallarda belirtilen hata sınırları içinde kalanların re’sen düzeltilmesine Kadastro Müdürlükleri yetkilidir” şeklinde düzenlenmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Davacı ...; dava konusu 186 ada 64 ve 69 parsellerin muris ... oğlu ...’ten intikalen geldiğini, dolayısıyla diğer mirasçılarla hisseli olduğunu, diğer mirasçılardan ... tarafından noterden verilen muvafakat ile bu yerin davacının babasına ait olduğundan davacı adına kayıt ve tescili istenerek tapunun davacıya geçtiğini, ancak kadastro esnasında her nasılsa davalı ... oğlu ...’in taşınmazların yaklaşık 3000 m2'lik bölümünü kendi adına yazdırdığını, bu nedenle davalı adına kayıtlı tapunun iptali ile muris ... oğlu ... mirasçıları adına kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun (2797 sayılı Kanun) 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, ifraz işleminin iptali ile tapu kaydının buna göre tashihi istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 25.01.2023 tarihli ve 2023/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay (7). Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 60 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir. KARAR Açıklanan sebeple; Dosyanın YARGITAY (7). HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 01.03.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu ile taşınmazın ifrazının mümkün olmadığının tespit edildiğini, mahkemece verilen karar ile telafisi mümkün olmayan sonuçların doğacağını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, 5403 sayılı yasaya aykırı bir şekilde gerçekleştirilen ifraz işleminin iptali ile taşınmazın eski haline dönmesi isteğine ilişkindir. Davacı vekili ilçe tarım müdürlüğünde görevli bir personelin kanuna ve yönetmelik hükümlerine aykırı bir şekilde ve muvazaalı olarak 114 ada 44 sayılı parselde kayıtlı taşınmazın ifrazına neden olduğunu bu parselden 114 ada 91 ve 114 ada 92 sayılı parsellerin oluştuğunu, yapılan işlemin 5403 sayılı kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürmüştür....
ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu, tapu iptali ve tescil davası yoluyla çözümlenmesi gereken bir konunun davalı tarafın başvurusu üzerine yapılan düzeltme işlemiyle düzeltilemeyeceğini, dolayısıyla düzeltme işleminin haksız ve hukuka aykırı bulunduğunu beyanla; T3 02.07.2019 tarih ve 44 sayılı düzeltme kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
bozucu etki yaratacağı, dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ve dayanağı 1/5000 ölçekli nazım imar planı ile yapılaşmış parsellere ayrıcalıklı koşullar getirildiği, bu kapsamda dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planına ait plan notlarının 3.5 sayılı maddesinde, “Meskun konut alanlarında yapılacak ifraz işlemlerinde bu planda ve yönetmelikte belirtilen asgari ifraz şartları aranmaz” hükmü ile mevzuata aykırı yapılaşmaların plan notu ile koruma altına alındığı, bundan sonra yapılacak mevzuata aykırı ifraz işlemleri ve muhtemel yapılaşmaların mümkün hale geldiği, davacılara ait taşınmazdan % 40 oranında düzenleme ortaklık payı (DOP) ve %7.9 oranında kamu ortaklık payı (KOP) kesintisi yapılıp inşaat emsali düşük belirlenir iken, dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planının 4.2.2.2 sayılı plan notu ile, plan tekniğine aykırı biçimde ada parsel numarası belirtilerek, … ada … sayılı parselde … ve … ada … sayılı parselde … yapılaşmasına emsaller verildiği, meskun konut...
Yönetimi ve davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava konusu ... köyü 3310 parsel, 102 parsel olarak tapuda kayıtlı iken 100, 101, 102 parsellerde 1986 yılında yapılan tevhit işlemi sonucunda 1457 parsel numarasını almış, bilahare 1457 parsel 1999 tarihinde 3310 ve 3311 parsellere ifraz edilmiş ve ... tarafından satın alınarak tamamı yola terk edilerek kütük sayfası kapatılmıştır. Davacı ... Yönetimi, çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğunu belirterek tapu kaydının iptali ile orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte uyuşmazlık konusu taşınmazların bulunduğu alanda yürürlükte bulunan bir uygulama imar planının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Yukarıda yer verilen Kanun hükmü ve Yönetmelik maddesinin birlikte değerlendirilmesinden, bir alanda ifraz ve tevhid işlemlerinin yapılabilmesi için yürürlükte bulunan bir uygulama imar planının bulunması gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır. Bu nedenle, yürürlükte bulunan bir uygulama imar planının bulunmadığı alandaki uyuşmazlık konusu taşınmazların tevhid edilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır....