Yasada Kadastro Müdürlüğünce yapılan düzeltme işleminin iptali için tekrar Kadastro Müdürlüğüne başvurulması gibi bir yol düzenlenmemiş olup mahkemenin gerekçesinde belirttiği şekilde davacının düzeltme işleminin kaldırılması için kuruma başvuru yolunu tüketmesi gerekmemektedir. Aksine düzeltme işlemine karşı başvurulacak yol az yukarıda açıklanan 41. Maddede de düzenlendiği gibi Sulh Hukuk Mahkemesine dava açmak olup davacı tarafından da belirlenen süre içerisinde iş bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece davanın esasına girilerek yapılan düzeltme işleminin doğruluğunu denetlemek sureti ile bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde davanın başvuru yolu tüketilmediği gerekçesi ile usulden reddine karar verilmesi isabetsizdir....
AHM'sinin 1999/676 esas 2000/121 karar sayılı kararıyla net olarak belirlendiğini, Kadastro müdürlüğünün gönderdiği tersimat hatalarının düzeltildiğine ilişkin iddianın doğrudan doğruya mülkiyet değişikliğine ilişkin olup ölçüm hatasından kaynaklanan bir durum olmadığını, bu itibarla yapılan işlemin açıkça hukuka aykırı olduğunu ve kararın kaldırılması gerektiğini beyanla 3402 sayılı yasanın 41.maddesi uyarınca yapıldığı iddia edilen ancak neticesi mülkiyet değişikliği sonucunu oluşturan daha önce 22- a maddesi uyarınca sınırları sabit ve muhkem hale gelen müvekkil taşınmazına ilişkin olarak yapılan düzeltme işleminin kaldırılmasını, dava masraf ve giderleriyle vekillik ücretinin davalıya yükletilmesini talep ettiklerini belirtmiştir. Dava ; "3402 SY 'nın 41. Md si uyarınca yapılan düzeltme işleminin kaldırılması" istemine ilişkindir....
AHM'sinin 1999/676 esas 2000/121 karar sayılı kararıyla net olarak belirlendiğini, Kadastro müdürlüğünün gönderdiği tersimat hatalarının düzeltildiğine ilişkin iddianın doğrudan doğruya mülkiyet değişikliğine ilişkin olup ölçüm hatasından kaynaklanan bir durum olmadığını, bu itibarla yapılan işlemin açıkça hukuka aykırı olduğunu ve kararın kaldırılması gerektiğini beyanla 3402 sayılı yasanın 41.maddesi uyarınca yapıldığı iddia edilen ancak neticesi mülkiyet değişikliği sonucunu oluşturan daha önce 22- a maddesi uyarınca sınırları sabit ve muhkem hale gelen müvekkil taşınmazına ilişkin olarak yapılan düzeltme işleminin kaldırılmasını, dava masraf ve giderleriyle vekillik ücretinin davalıya yükletilmesini talep ettiklerini belirtmiştir. Dava ; "3402 SY 'nın 41. Md si uyarınca yapılan düzeltme işleminin kaldırılması" istemine ilişkindir....
MD. Sİ UYARINCA YAPILAN DÜZELTME İŞLEMİNİN İPTALİ KANUN YOLU : TEMYİZ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Dava konusu 84 parsel sayılı taşınmaz hakkında Kadastro Müdürlüğünce yapılan düzeltme işleminin davacı Hazineye tebliğ tarihi dosya içerisindeki tebliğ evrakında 11.02.2011 olarak belirtildiği halde Hazine vekilince temyiz dilekçesine eklenen düzeltme işlemi bildirim yazısı üzerinde ise tebliğ tarihi 06.04.2012 olarak yazılmıştır. Düzeltme işleminin 30.03.2012 tarihinde yapıldığı da göz önüne alınarak Kadastro Müdürlüğünden düzeltme işleminin tebliğine ilişkin evrakın onaylı örneğinin tekrar getirtilerek dosya içerisine konulması, bundan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 27.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Nispi harçlarda karar ve ilam harcının dörtte biri işlem yapılmadan önce peşin ödenir (Harçlar Kanunu md. 28/a). Dava konusu ipotek işleminin bedeli 300.000 TL'dir. İpoteğin kaldırılmasına ilişkin istemler nispi harca tabi olup, davanın değeri ipotek miktarı olduğundan, bu bedel üzerinden nispi harç tamamlattırılmadan müteakip işlemler yapılamaz (Harçlar Kanunu m. 30-32). Açıklanan nedenlerle nispi peşin harç noksanlığının tamamlattırılması, tamamlanmaması halinde Harçlar Kanununun 30. maddesi gereğince işlem yapılması gerekirken harç eksikliği tamamlanmadan yargılamaya devamla işin esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi .... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından başlatılan genel haciz yolu ile takipte, alackalının icra takip dosyasında yenileme talebinde bulunduğu, icra memurluğunca; dosyanın daha evvel iki kez yenilenmiş olduğu, HMK'nun 150/6. maddesi gereğince yenilenemeyeceği gerekçesiyle talebin reddi yönünde işlem tesis edildiği, alacaklının memurluk işleminin kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 78/2. maddesi gereğince, alacaklının haciz isteme hakkı, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren bir yıl geçmekle düşer. Bu durumda takip dosyası işlemden kaldırılır (md. 78/4)....
Dosya Yargıtay'da karar düzeltme aşamasında iken, davacı tarafından dosyaya sunulan 17.03.2015 tarihli dilekçe ile, davacının davasından feragat ettiği anlaşılmıştır. Feragat, HUMK'nun 91.maddesinde(HMK md 306), taraflardan birinin davadaki neticei talebinden vazgeçmesi olarak tanımlanmış, HUMK'nun 95. (HMK 311) maddesinde ise feragatin kesin hükmün sonuçlarını doğuracağı açıklanmıştır. Hükmün kesinleşmesinden önceki herhangi bir aşamada davadan feragat edilebilir. Ancak, hükümden sonra ortaya çıkan ve karar düzeltme incelemesine usulen engel oluşturan feragat hakkında bir karar verme yetkisi ise hükmü veren mahkemeye aittir. Bu bakımdan, yerel mahkeme tarafından davadan feragat hakkında bir karar verilmesi için onama ilamının kaldırılması ve yerel mahkeme kararının bozulması gerekmektedir. Bu itibarla, Dairemizin 04.11.2014 gün 2014/5381 E. - 2014/14335 K....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi HÜKÜM/KARAR : Kabul DAVA TÜRÜ : 3402 sayılı Kanun'un 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin kaldırılması Taraflar arasındaki 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41 inci maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 07.09.2022 tarihli ve 2021/4427 E., 2022/6776 K. sayılı kararıyla onanmasına verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Davacı ... ve arkadaşları tarafından, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işlemi sonucunda, maliki bulundukları 1159 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün azaldığı iddiasıyla düzeltme işleminin iptali, olmadığı takdirde TMK 1007. maddesi uyarınca tazminat istemiyle dava açıldığı, düzeltme işleminin iptaline ilişkin talebin Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle kesinleştiği, diğer talebin ise tapu sicilinin yanlış tutulmasından kaynaklanan (TMK.1007 md.) tazminat talebine ilişkin olduğu anlaşılmakla, temyiz inceleme görevi Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 23.01.2020 tarih ve 1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz inceleme görevi Yargıtay 5. Hukuk Dairesi'ne ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın, anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 28.09.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....
KARŞI OY YAZISI Aile konutu nedeniyle ipoteğin kaldırılması taleplerinde davacı taşınmazın işlem tarihinde aile konutu olduğunu, ipotek işleminin tarafları da davacı eşin açık razısının mevcut olduğunu, mevcut olmasa bile davacının hakkın kötüye kullanılması ( TMK. md. 2) oluşturacak şekilde dava açtığını kanıtlamakla yükümlüdür. Davada bu yönden bir değerlendirme yapılamamıştır. Bu yönden değerlendirme yapılarak karar verilmeli ve hüküm bu nedenle bozulmalıdır. Ne var ki, mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyma kararı verilerek hüküm oluşturulduğuna, böylece davalılar lehine usuli kazanılmış hak durumu gerçekleştiğine göre; artık bozma kararı verilemez. Temyiz edilen hüküm bu nedenle onanmalıdır. Farklı gerekçeyle hükmün onanması gerektiği düşüncesindeyim....