Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesine göre de “İş ilişkisinde dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ve benzeri sebeplere dayalı ayırım yapılamaz. İşveren, esaslı sebepler olmadıkça tam süreli çalışan işçi karşısında kısmi süreli çalışan işçiye, belirsiz süreli çalışan işçi karşısında belirli süreli çalışan işçiye farklı işlem yapamaz. İşveren, biyolojik veya işin niteliğine ilişkin sebepler zorunlu kılmadıkça, bir işçiye, iş sözleşmesinin yapılmasında, şartlarının oluşturulmasında, uygulanmasında ve sona ermesinde, cinsiyet veya gebelik nedeniyle doğrudan veya dolaylı farklı işlem yapamaz”. Anılan 5. Madde ile ayırımcılık açısından doğrudan ayırımcılık yanı sıra dolaylı ayırımcılık da yasaklanmış, ancak doğrudan veya dolaylı ayrımcılığı tanımlamamıştır....

    ’nun 5. maddesinin 6. fıkrasında düzenlenen dört aylık ücret tutarındaki tazminata da hak kazandığını belirterek, ücret farkı ile dört aylık ücretine karşılık tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

      HD. 25.07.2008 gün 2008/27310 E, 2008/22095 K). 4857 sayılı İş Kanunu'nun 5. maddesinin ilk fıkrasında, dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep gibi sebeplere dayalı ayrım yasağı getirilmiştir. Belirtilen bu hususların tamamının mutlak ayrım yasağı kapsamında ele alınması gerekir. Eşit davranma ilkesinin uygulanabilmesi için, aynı işyerinin işçileri olma, işyerinde topluluk bulunması, kolektif uygulamanın varlığı, zamanda birlik ve iş sözleşmesiyle çalışmak koşulları gerekmektedir. 5. maddenin 2. fıkrasında ise, tam süreli-kısmi süreli işçi ile belirli süreli-belirsiz süreli işçi arasında farklı işlem yapma yasağı öngörülmüştür. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 5. maddesinin 3. fıkrasında, cinsiyet ve gebelik sebebiyle ayrım yasağı düzenlenmiş ve bu durumda olan işçiler bakımından iş sözleşmesinin sona ermesinde de işverenin eşit davranma borcunun varlığı özel olarak vurgulanmıştır....

        ve UBGT ücret alacağı bulunduğunu hiçbir suretle ispatlayamamışken Mahkeme hatalı hesaplamalar içeren bilirkişi raporunu esas alarak karar verdiğini, Davacının davalı şirket uhdesinde hiçbir yıllık izin alacağı bulunmadığı davacı'nın bizzat imzalamış olduğu yıllık ücretli izin formları ve bakiye yıllık izin ücretinin ödendiğini ispatlar son ücret bordrosu ile ispatlanmış olmasına rağmen ne bilirkişi tarafından ne de Mahkeme tarafından işbu husus dikkate alınmadığını, Davalı şirket ikramiye alacağına ilişkin almış olduğu yönetim kararı çerçevesinde çalışanlara yılda iki ikramiye vermek yerine bir ikramiye verip, diğer ikramiyeyi maaşları içinde ödemeyi kararlaştırdığını, dosya muhtevasında davacının işbu husus için imzalı onayı mevcut olduğunu belirterek beyanda bulunmuştur....

        Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 35 yıl önce 657 sayılı yasaya tabi personel olarak işe başladığı, 2000 yılında davalı şirketin özelleştirilmesi üzerine yeni bir iş sözleşmesi imzaladığı ve halen çalışmaya devam ettiği, primlerinin emekli sandığına ödenmeye devam ettiği, fazla çalışma, hafta ve genel tatil çalışması yaptığı halde ücretinin ödenmediği, başka işçilere zam yapıldığı halde 2008-2012 yılları arasında ücretine zam yapılmadığı, vardiya primlerinin eksik ödendiği, 2000 yılında yıllık izin haklarını almadan davalı şirkete devredildiği iddiası ile ücret farkı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma, hafta ve genel tatil ücreti alacaklarının tahsilini talep etmiştir. Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

          ilkesine aykırı olduğunu ileri sürerek ücret farkı ile eşit işlem borcuna aykırılık tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir....

            Ceza Dairesinin 12.05.2022 tarihli kararında sanık tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA, Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Kocaeli 9. Asliye Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 13.06.2023 tarihinde karar verildi....

              Mahkemece verilen karar tarafların temyizi üzerine davalı temyizi bakımından Dairemizce özet olarak davacıya doğum yapması ve bu sebeple ücretsiz izin hakkını kullanması sebebiyle işveren tarafından uygulanan bir ayrımcılık sözkonusu olmadığı gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma kararma karşı davacı ile aynı görevi birlikte yürüttüğü ... askerde bulunduğu dönemde yerine personel alınmadığını, davacı ile bu ... arasında cinsiyet ayrımı yapılmak suretiyle eşitlik ilkesine aykırı davranıldığı gerkeçesi ile direnme karar verilmiştir. Davalı tarafın direnme kararını temyiz etmesine üzerine dosya Dairemizce Hukuk Genel Kuruluna gönderme kararı ile gönderilmiş, direnme kararına karşı Hukuk Genel Kurulu özet olarak mahkemenin ilk karardaki gerekçesi ile direnme adı altında verilen karardaki gerekçesinin birbirinden farklı olduğu, direnme kararından sözedilemiyeceği,bu kararının temyize konu yeni bir hüküm olduğunu belirterek dosyayı Dairemize göndermiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Hakaret, görevi yaptırmamak için direnme, tehdit, halkın bir kısmını sosyal sınıf, din, mezhep, cinsiyet, bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılama HÜKÜMLER : Mahkumiyet KARAR Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi....

                  Niksar Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 14.12.2020 tarihli iddianamesi ile sanık hakkında ''halkın bir kesimini sosyal sınıf, din, mezhep, cinsiyet, bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılama'' suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 216 ncı maddesinin ikinci fıkrası, 218 ... maddesi, 53 üncü maddesi gereğince cezalandırılması için dava açılmıştır. 2. Niksar Asliye Ceza Mahkemesinin, 09.07.2021 tarihli ve 2021/64 Esas, 2021/523 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında ''halkın bir kesimini sosyal sınıf, din, mezhep, cinsiyet, bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılama'' suçundan 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir. 3. Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2....

                    UYAP Entegrasyonu