Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Fesih nedeniyle cezai şart istenebilmesi için feshin haklı ve hukuka uygun olması zorunludur. Davacı sözleşmenin 11., özel şartnamenin 3.maddesi uyarınca fesih ve cezai şartı, kiracının kira borcunu ödememesine dayandırmıştır. Kira akdinin sona erme sebeplerinden olan kiracının kira parasını ödememesi veya geç ödemesi durumunda akdin feshinin biçim ve koşulları 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'unun 315. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, istenen kira parasının veya yan giderin verilen sürede ödenmemiş bulunması durumda akdin feshedileceğinin açıkça belirtilmesi gerekir. Kiracıya verilecek süre konut ve çatılı iş yeri kiralarında en az otuz gün, ürün kiralarında en az altmış gün, diğer kira ilişkilerinde ise en az on gündür. Akdin feshi için tek başına bu koşulların bulunması yetmez. Ayrıca bu konuda tahliye talebinin ilama bağlanması gerekir. Somut olayda dava tarihinde 26.01.2007 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin süresi henüz dolmamıştır....

    Davacı, geçerli sözleşme uyarınca cezai şart mahiyetinde olan kira kaybını isteyebileceği gibi, eksik ve ayıplı ... bedelini de isteme hakkına sahiptir. Cezai şart niteliğinde olan kira bedeli ile eksik ve ayıplı işler bedeli birbirinden tamamen farklı istekler olup, her ikisinin bir arada istenmesine engel bir durum bulunmamaktadır. Mahkemece, değinilen bu yön gözetilerek belirlenecek olan eksik ve ayıplı işler bedeline hükmedilmesi gerekirken, bu kalem isteğin reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 30.6.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Alışveriş Merkezi içinde yer alan mağazayı 02/08/2013 tarihli ve 5 yıl süreli sözleşme ile kiraladığını, fakat 14/04/2017 tarihli noter ihtarı ile kira sözleşmesini "31/05/2017 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere" tek taraflı ve haksız şekilde fesh ederek kiralananı aynı tarihte teslim ettiğini, kira sözleşmesi uyarınca sözleşmeyi erken fesheden davalının bir yıllık garanti edilen asgari kira bedelini cezai şart olarak ödemekle yükümlü olduğunu, ödenmesi gereken son asgari kira bedelinin 2017 Mayıs ayı kirası olduğunu iddia ederek; fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere, 10.000 Euro cezai şart bedelinin 31/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek bankalarca Euro üzerinden açılan döviz mevduat hesaplarına uygulanacağı bildirilen azami faiz oranında faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiştir....

        Davacı, hüküm altına alınan kira tazminatı ile birlikte cezai şarta da hükmedilmesi gerektiğini, çalışılmayan günlerin hesaba katılmasının hatalı olduğunu, sözleşmede davalı yana teslim için ek süre tanınmasının hatalı olduğunu ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur. Davalı, mücbir sebeplerden dolayı teslim süresinin uzadığını, bu hususun sözleşme ile hüküm altına alındığını, Esenyurt Belediyesinin yazılarına göre inşaat süresinin 318 gün durdurulduğunu, durdurma işlemlerinde müvekkilinin bir kusurunun bulunmadığını ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur. Davacı açmış olduğu dava ile geç teslim nedeniyle kira tazminatı ve cezai şart talep etmiştir. Davacı vekili 19/06/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile 5.750,00 TL cezai şart 11.000,00 TL kira alacağı talep etmiştir. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin 06/11/2019 tarih 2016/25388 Esas 2019/10913 Karar sayılı kararında rayiç kira bedeli ve cezai şartın birlikte talep edilemeyeceği belirtilmiştir. Yargıtay 13....

        KARAR Davacı, davalı şirketten 8.6.2007 tarihli sözleşme ile bir konut satın aldığını, diğer davalının da sözleşmeyi kefil olarak imzaladığını, sözleşmeye göre dairenin teslim süresinin 1 yıl olduğunu, teslim edilmeyen her ay için rayiç üzerinden kira bedeli ödeneceği ve teslim tarihini 18 ay geçmesini müteakip 20.000 TL cezai şart bedelinin ödeneceğinin kararlaştırıldığını, konutun halen teslim edilmediğini ileri sürerek sözleşmede belirlenen 20.000,00.TL cezai şart bedeli ile aylık 800.TL'den 12,5 aylık karşılığı 10.000 TL kira bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsilini istemiştir. Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir....

          Maddesinde kiracıya, kira bedeli ve yan giderler dışında başka bir ödeme yükümlülüğü getirilemez hükmü düzenlenmiş ise de, şartnamenin 12. Maddesindeki şart tahliyenin sağlanması için konulan bir şart olup cezai şart olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Bu durumda sözleşme süresi sona erdiği halde kiralananı tahliye etmeyen davalı, tahliye tarihine kadar olan dönem için şartnamenin 12. maddesi gereğince hesaplanan ceza bedelinden sorumludur. Davacı kiraya veren idarenin sözleşmede düzenlenen cezai şartı talep etmeyeceğine yönelik açık bir beyanı bulunmadığından, ihtirazi kayıt konulmadan davalı kiracı tarafından yapılan ödemelerin tahsil edilmiş olması durumu cezai şart alacağının talep edilmesine engel teşkil etmez. Davacı vekili dava dilekçesinde "fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile bilirkişi incelemesi sonucu belirlenecek cezai şartın faizi ile birlikte tahsilini istemiş, dava değerini 10.000,00 TL olarak göstererek dava açmıştır....

          Hukuk Genel Kurulu’nun 17.02.1971 tarih ve 1505-85 sayılı Kararında cezai şart için geçerli bir borcun yerine getirilmemesi veya eksik yerine getirilmesi, ya da belli bir yerde, belli bir zamanda yerine getirilmemesi durumunda borçlunun ödemesi gereken ve malca değeri olup, bir hukuk işlemi ile belli edilen götürü bir edimdir denilmiştir. Borçlu edimine uygun davranmazsa karşılaşacağı sonucu önceden bilmekte, bu da onu, edimini yerine getirmeye zorlamaktadır. Cezai şartın sonuçlarını meydana getirmesi tarafların bu konuda anlaşmalarına bağlıdır. Başka bir deyişle, tarafların cezai şart ödenmesine ilişkin anlaşmaları yoksa talep edilemez. Bu cezai şartın unsurlarından biridir. Ancak taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesi hükümleri incelendiğinde herhangi bir cezai şartın kararlaştırılmadığı anlaşılmaktadır. Sözleşmenin 5. maddesi kiracıya verilen zarar ile ilgilidir....

            Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/223 Esas sayılı dosyası ile davalı yüklenicinin inşaatı zamanında bitirmemesi nedeniyle doğan 6 aylık cezai şart alacağının ve 6 aylık ek süreden sonra dava tarihine kadar yoksun kalınan kira bedellerinin yükleniciden tahsilinin talep edildiğini ve dava tarihine olan 22.06.2007 tarihine kadarki kira kaybının ve cezai şart alacağının kabulüne karar verildiğini ve hükmün kesinleştiğini, dairelerin tesliminin ise 28.07.2008 tarihinde gerçekleştiğini, kira kaybının doğduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 22.06.2007-28.07.2008 tarihleri arasındaki toplam 97.500,00 TL yoksun kalınan kira bedeli alacaklarının 28.07.2008 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili , davanın reddini istemiştir....

              Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının 20.8.2008 tanzim tarihli ve 3 yıl süreli sözleşme ile kiracı olduğunu, üç dönem kira.elektrik ve su bedellerine ilişkin taksitleri ödemediğini, kira ve sair alacakların ödenmesi için davalıya ihtar gönderildiğini ancak ödenmemesi üzerine sözleşmenin feshedildiğini belirterek kira ve elektrik-su bedeli taksitleri yanında sözleşmenin 11. maddesi gereğince kira sözleşmesinin feshedilmesi halinde son bir yılın kira bedelinin tazminat olarak tahsil edileceği kararlaştırıldığından son bir yılın kira bedeli olan 45.000 TL cezai şart alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, kira bedelleri taksitlerinin ödenmemesi nedeniyle davacının kira sözleşmesini haklı nedenle feshettiğinden bahisle son bir yılın kirası olan 45.000 TL cezai şart bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir....

                A.Ş. ile tapu maliki şirketin hiçbir ilgisi bulunmadığını, bina bitirilip teslim edilmediği gibi bakiye kalan bedelin ödenmediğinden 30.09.1988 tarih 2/2 sayılı İBK.nın uygulama yeri bulunmadığını, bu hususun hakim tarafından resen nazara alınması gerektiğini, geçersiz sözleşmede kira tazminatı ve cezai şart istenemeyeceğini, kira alacağı ve cezai şart istemlerinin yasal koşullarının oluşmadığını, tescil imkanı bulunmadığını bilen davacının 10 senedir beklemek suretiyle kötüniyetli davrandığını, asıl davanın ve birleştirilen davanın husumet ve esas yönünden reddini savunmuştur....

                  UYAP Entegrasyonu