Davacı, sözleşmeye aykırı davranılmadığını, alınan fazla ücret için hastanın onayının alındığını ve fazla ücretin otelcilik hizmetine ilişkin olduğunu belirtmiş, davalı ise taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 3.1.3.1 maddesinin ve Sağlık Hizmeti Uygulama tebliğinin 24.3.1 maddesinin ihlal edildiğini, bu nedenle uygulanan cezai işlemin yerinde olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, alınan bilirkişi raporunda, sözleşmenin ve Sağlık Hizmeti Uygulama tebliğinin ilgili maddelerinde belirtilen ve fazla ücretin alınabilmesi için aranan onay belgesinin alındığını, bu nedenle cezai işlemin yerinde olmadığı belirtilmiş ve rapor, mahkemece hükme esas alınmış ise de; davacı, hastadan fazla ücret alınmış olması nedeniyle aleyhine uygulanan cezai işlemin iptali istemi ile eldeki davayı açmıştır. Gerek bilirkişi gerekse mahkemenin kabulünde olduğu üzere, fazla ücretin alındığı hususunda anlaşmazlık yoktur....
Dava, cezai işlemin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı hastane tarafından 23.12.1984 tarihinde vefat etmiş olan davalı kurum sigortalısı ... adına, 19.10.2007 tarihinde tedavi bedeli fatura edilmiş olduğundan uygulanan cezai işlemin yerinde olduğu belirtilmiştir. Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre; davacı şirketin işlettiği hastanede davalı kurum sigortalısı ... TC kimlik numaralı ...’ın 19.10.2007 tarihinde acil tıp branşında muayene ve tedavisinin yapıldığı, davalı kurum tarafından ... TC kimlik numaralı ...’ın 23.12.1984 tarihinde vefat ettiğinin tespit edildiği belirtilerek davacıya cezai şart uygulandığı anlaşılmaktadır. Mahkemece her ne kadar bilirkişi incelemesi yaptırılmış ise de hükme esas alınan bilirkişi raporunda esas hasta ......
Davacı, kuruma fatura edilen reçetelerle ilgili olarak sahte olduğu gerekçesiyle uygulanan cezai işlemin iptali istemiyle eldeki davayı açtığına göre yargılama konusu reçetelerin sahte olup olmadığının sabit olması gerekmektedir. Davalı kurum tarafından uygulanan cezai işleme dayanak sahte olduğu iddia edilen reçetelerle ilgili olarak davacı hakkında açılan ceza davasının yargılamasının devam ettiği anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece, BK.nun 53. (6098 sayılı BK.nun 74) maddesi uyarınca bu ceza davası sonucunun HMK.nın 165. maddesi de gözetilerek bekletici mesele yapılarak hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir....
Mahkemece, bozmaya uyulduğu belirtilerek yapılan yargılama neticesinde asıl davaya konu olan toplam 469.780,35 TL’lik cezai işlemin 408.666,35 TL’lik kısmının iptali ile geriye kalan 61.114,00 TL’lik kısmının aynen uygulanmasına ve birleştirilen Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/379 esas sayılı dosyasında toplam 1.079.341,05 TL’lik cezai işlemden 1.046.042,96 TL’lik kısmın iptali ile 33.298,09 TL’nin aynen uygulanmasına, bu cezai işlemler ile ilgili kesinti yapılmış ise kesildiği tarihten geri ödeme tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa ödenmesine, birleştirilen Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/227 esas sayılı dosyası yönünden aktin feshi işleminin iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 266. maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki karar iptali ve muarazanın giderilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı eczacı, davalı kurum tarafından, hasta ve yakınına ilaçların teslim edilmemesi ile yönlendirme neticesinde karşılanan reçete olduğu gerekçesiyle, 2012 protokolünün 5.3.5 ve 5.3.14 maddeleri uyarınca cezai şart ve fesih işleminin uygulandığını, yapılan işlemin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, ceza-i işlemin hukuka aykırı olduğunun tespiti ile iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
kabiliyeti hususunun ceza yargılaması yönünden sonuç doğuracağı, davacının kimlik tespiti yapma yükümlülüğünü yerine getirmemiş olması nedeniyle sorumluluğunun ortadan kalkmayacağı, davacı eczanenin eylemi sabit olup, yapılan işlemin protokole uygun olduğu dolayısıyla uygulanan cezai işlemin hukuka uygun olduğu, tereddüte ya da duraksamaya mahal bırakmayacak şekilde sabittir....
Dava konusu para cezasına ilişkin işlemin dayanağı olan taraflar arasındaki sözleşmenin 6.3.3. maddesinde;" eczanenin kuruma fatura ettiği reçetelerden bulunması gereken ve reçete muhteviyatı ilaçların reçete sahibine yada yakınına teslim edildiğine ilişkin imzanın, reçete sahibine veya ilaçları teslim edildiği yakınına ait olmadığının tespit edilmesi halinde, reçete bedelinin 5 katı tutarında cezai şart uygulanarak eczacı yazılı olarak uyarılır, tekrarı halinde reçete bedelinin 5 katı tutarında cezai şart uygulanarak sözleşme feshedilir ve 1 (bir) ay süre ile sözleşme yapılmaz" şeklinde düzenleme yapılmıştır....
Mahkemece, davacı yanın yasal koşulları oluşmayan cezai şartın iptali ve menfi tespit isteminin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, davalı kurum tarafından davacı tarafa uygulanan ceza-i işlemin iptali talebine ilişkindir. Mahkemece doktor bilirkişiden tekli bilirkişi raporu alınmış ve bu rapora dayanılarak davanın reddi kararı verilmiştir. Mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda sözleşme ve mevzuat açısından açık bir değerlendirme yapılmamış, dava konusu cezai işlemin dayanağı, ... Uygulama Tebliği ve taraflar arasındaki sözleşme hükümleri ile birlikte değerlendirilip bilimsel ve teknik bir şekilde ortaya konulmamıştır. Bu haliyle bilirkişi raporu karar vermeye elverişli değildir....
kabiliyeti hususunun ceza yargılaması yönünden sonuç doğuracağı, davacının kimlik tespiti yapma yükümlülüğünü yerine getirmemiş olması nedeniyle sorumluluğunun ortadan kalkmayacağı, davacı eczanenin eylemi sabit olup, yapılan işlemin protokole uygun olduğu dolayısıyla uygulanan cezai işlemin hukuka uygun olduğu, tereddüte ya da duraksamaya mahal bırakmayacak şekilde sabittir., Dava konusu para cezasına ilişkin işlemin dayanağı olan taraflar arasındaki sözleşmenin 6.3.3. maddesinde;" eczanenin kuruma fatura ettiği reçetelerden bulunması gereken ve reçete muhteviyatı ilaçların reçete sahibine yada yakınına teslim edildiğine ilişkin imzanın, reçete sahibine veya ilaçları teslim edildiği yakınına ait olmadığının tespit edilmesi halinde, reçete bedelinin 5 katı tutarında cezai şart uygulanarak eczacı yazılı olarak uyarılır, tekrarı halinde reçete bedelinin 5 katı tutarında cezai şart uygulanarak sözleşme feshedilir ve 1 (bir) ay süre ile sözleşme yapılmaz" şeklinde düzenleme yapılmıştır....
Dava, taraflar arasındaki protokole aykırılık nedeni ile uygulanan cezai işlemlerin hukuka aykırı olduğu gerekçesi ile iptali ve mahsup edilen bedelin iadesi istemine ilişkindir. Davalı, 16.05.2013 tarihli kararla, 2009 yılı protokolünün 6.3.3,6.3.10 ve 6.3.19. maddesine aykırı davranıldığını iddia ederek cezai işlem tesis etmiştir. Mahkemece, alınan bilirkişi ek raporuna göre hüküm kurulmuş ise de; 12/11/2013 tarihli raporda, cezai işlem uygulanan reçetelerin çoğunluğunun şizofren ilaçları olduğu, reçetelerin arkasındaki isim ve imzaların ......