İcra Müdürlüğünün...Talimat sayılı dosyasında 03/01/2014 tarihinde mahallinde yapılan haciz sırasında işletmenin duvarında Mezzaluna tabelasının olduğu ve ayrıca yine aynı ibareyi içeren 3 adet tentenin var olduğunun tutanak altına alındığı, bu tutanakta saptanan hususlar ve sözleşmenin cezai şart talebini düzenleyen 13/3-f maddesi birlikte değerlendirildiğinde , cezai şart talebinin yerinde olduğu kanaatine varıldığından 150.000,00 TL cezai şartın dava tarihi olan 01/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, diğer talepler yönünden verilen karar kesinleştiğinden, yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/1083 Esas KARAR NO : 2022/9 Karar DAVA : İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 22/12/2021 KARAR TARİHİ : 07/01/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 07/01/2022 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) davasının yapılan dosya incelemesi neticesinde; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkilinin 06/01/2021 tarihinde adi ortaklık sözleşmesi meydana getirdiğini, ardından tarafların 13/01/2021 tarihinde .... Yönetimi A.Ş Dükkan Gayrimenkul Yatırım Fonu ile .... İli, .... İlçesi, .... Sitesi ......
da eklenmek suretiyle alınan 26/02/2021 tarihli bilirkişi raporu ile; hukuki tasvif mahkemeye ait olmak kaydıyla talep edilen alacağın kar yoksunluğu olarak değerlendirilmesi halinde sözleşme devam edecek olsa idi davacının fiilen ton başına 62,20 TL olmak üzere toplam 7.095,09 TL kar elde edecek olduğu, cezai şart olarak değerlendirilmesi halinde davacının sözleşme kapsamında talep edeceği toplam cezai şart miktarının dava tarihi itibariyle 80.213,64 USD X 3,6780 TL = 295.025,77 TL olduğu, ancak yapılan değerlendirmeler neticesinde alım taahhütnamesi ile öngörülen tazminatın cezai şart niteliğinde olduğu, fiilen elden edilmesi muhtemel kar ile sözleşmeyle kararlaştırılan cezai şart miktarı arasında fahiş fark bulunduğu, ancak buna rağmen cezai şarta ilişkin hükmün TBK m.20 v.d. ve TTK m.55/f-2 kapsamında genel işlem şartı niteliğinde olmadığı ve sözleşme ile öngörülen cezai şartın davalının tacir olması nedeniyle indirilemeyeceği ve ancak davalı şirketin özvarlığının 19.525,77 TL olması...
Davacı vekili 15.03.2022 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; davanın 100.000,00-USD cezai şart alacağı ve 5.512,67-₺ cari alacak olarak kabulüne ve alacağın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek aylık %10 faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı tarafa yargılamanın her aşamasında usulünce tebligat yapılmış olup esasa karşı beyanda bulunulmamıştır. Dava, taraflar arasında akdedilen 21/11/2017 tarihli bayilik sözleşmesi kapsamında davacının davalıdan cezai şart ve cari hesap alacağı talebinde haklı olup olmadığının tespiti talebine ilişkindir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2016/1223 Esas KARAR NO : 2021/302 DAVA : İtirazın İptali (Otogaz Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklanan Cezai Şart) DAVA TARİHİ : 23/12/2016 KARAR TARİHİ : 07/04/2021 Mahkememizde görülen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ İDDİA: Davacı vekili, taraflar arasında otogaz satış ve servis istasyonunda müvekkili şirket marka ve logosu altında ticari faaliyette bulunmak üzere bayilik sözleşmesi akdedildiğini, müvekkili şirketin davalı yandan ticari ilişki kapsamında 55.791,70-TL cari hesap alacağı bulunduğunu, borca istinaden .... İcra Müdürlüğü'nün 2016/... Esas sayılı dosyasında üzerinden ilamsız takip başlatıldığını, davalı yan borca ve yetkiye itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini, takibi devamını, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
A.Ş'nin beher tüp başına imalat bedeli kadar cezai şart talep etme hakkı doğmakta olduğunu, davalı sözleşmeyi haksız olarak feshetmekte ve/veya feshine sebebiyet vermekle, müvekkilin zarara uğramasına neden olduğunu, bu nedenle davalı bayilik sözleşmesi ilgili maddesine göre müvekkilin uğradığı müspet zararı tazmin etmek durumunda olduğunu, ayrıca davalı taraf, sözleşmenin ilgili maddesine göre sözleşmeye aykırı davranışlarından dolayı sözleşmenin feshine neden olduğu için cezai şart ödemekle yükümlü olduğunu, cezai şart hesabı bayinin son bir yıl içinde en yüksek LPG alımını yaptığı aya ait ton miktarının kaç adet 12 kg'lık tüpe tekabül ettiği bulunarak, bu sayının sözleşmenin feshi tarihindeki 12 kg.lık tüplü LPG perakende satış fiyatının çarpımıyla hesap edileceğini, açıklanan tüm bu nedenlerle ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla tüplerin iade edilmemesi sebebiyle tazminat talepleri bilirkişi tarafından davalının takas ettikleri depozito alacağı da mahsup edilmek suretiyle...
Davaya konu uyuşmazlığın çözümünde cezai şarta ilişkin hükümlerin tartışılıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Cezai şart, borçlunun alacaklıya karşı mevcut bir borcu hiç veya gereği gibi ifa etmemesi halinde ödemeyi vaat ettiği, hukuki işlem ile belirlenmiş ekonomik değeri olan bir edimdir. Cezai şartın amacı, borçluyu borca uygun davranmaya sevk etmektir. Cezai şart, asıl alacağı kuvvetlendirme amacı güder. Bu bakımdan cezai şart, kuvvetlendirilecek asıl borcun mevcut olmasını gerektirir. Asıl borç yoksa cezai şart da söz konusu olamaz. Bu niteliği itibariyle cezai şart asıl borca bağlı fer'i bir borçtur. Asıl borç, mevcut ve geçerli ise, cezai şart da borç doğurur. Asıl borç sona ermiş ya da geçersiz doğmuşsa, cezai şart bağımsız bir borç oluşturamaz. Cezai şart, asıl borcun bağlı olduğu şekle tabidir. Asıl borç bir geçerlilik şekline bağlanmışsa, cezai şartın borç doğurabilmesi aynı şekilde kararlaştırılmış bulunmasına bağlıdır....
DAVA : İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 29/08/2022 KARAR TARİHİ : 05/04/2023 K.YAZIM TARİHİ : 06/04/2023 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkili davacı ... ile davalı ... 1990'lı yıllardan itibaren iki ortak olarak ... San. Tic. Ltd. Şti. adlı su pompaları vs. alanında faaliyet gösteren şirketi kurduklarını, yaklaşık 30 yıllık bir ortaklık sürecinden sonra taraflar ortaklığı sonlandırma kararı almışlar ve o güne kadar gerek şirket adına gerekse şahısları adına edinmiş oldukları malları paylaştıktan sonra, şirketin mağaza/merkez olarak bilinen kısmı da davacı ...'ye, şube/atölye kısmı olarak bilinen bölüm davalı ...'a tahsis edilerek ortaklık sonlandırıldığını, resmi kayıtlara göre şirket merkezi mağaza, atölyenin ise şube olarak görünmesi ve mağazanın/merkezin ...'...
GEREKÇE: Dava, adi ortaklık nedeniyle cezai şart istemi ve adi ortaklığın tasfiyesi davasıdır. Ticaret mahkemelerinin görevi TTK'nın 5.maddesinde düzenlenmiş ve maddenin 1. bendinde "Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir." denilmiştir. Bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent hâlinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez....
Dosyada incelenen taraf defterleri uyarınca; taraf defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, davaya konu alacağı gösterir takip konusu faturaların her iki taraf defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının faturaları vergi dairesine de bildirmiş olduğu, bu nedenle taraflar arasındaki ticari ilişki ve ---- alacağın bulunduğu konusunda ihtilaf bulunmadığı, Her ne kadar davalı taraf cezai şart alacağından bahsetmiş ise de; sözleşmede, dosyaya sunulan başkaca bir belge veya işin teslimi sırasında bu husus belirtilerek cezai şart alacağının saklı tutulmadığı, ayrıca davacı alacağının tahsili anına kadar bu konuda davalı tarafça yapılmış herhangi bir ihtar veya ihbarın bulunmadığı görülmekle, davalının cezai şartın mahsubu yönündeki savunması kabule değer görülmemiş ve davanın kabulü ile; davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin ---üzerinden devamına dair hüküm kurulmuştur....