Somut olaya gelince; eşler, 10.07.2007 tarihinde evlenmiş, 02.12.2013 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). Tasfiyeye konu 14 nolu bağımsız bölüm, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 18.06.2012 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır(TMK 179.m). Yukarda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede; Tüm dava dosyası kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar anlaşmalı olarak boşanmış ise de; davacı ...'...
olup Yargıtay'ın Yerleşik İçtihatlarına göre de eşler arasında geçerli olduğu, 3. kişi olan taşınmaz malikini bağlamayacağını, okulların kapalı olduğu dönemde davalının çocuklarının okula gittiği ilişkin gerekçenin hukuki dayanaktan yoksun olduğu iddiasıyla ecrimisil yönünden kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını, el atmanın önlenmesi bakımından dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair kararın da davanın açılmasına sebebiyet veren tarafın davalı olması nedeniyle tüm yargılama giderlerinden davalının sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Somut olayda, Mahkemece, her ne kadar, boşanma kararının kesinleşme tarihi ile iş bu davanın dava tarihi arasındaki dönem için 7.306,67 TL ecrimisil bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de, bu görüşe katılma olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki, eşler arasındaki boşanmanın kesinleşmesiyle davalı eski eş kendiliğinden ecrimisil ödemeye mahkum edilmez. Hayatın olağan akışı gereği, davacı eşin müşterek çocukları ile birlikte davalı eski eşin dava konusu konutta kalmasına muvafakat ettiğinin kabulü gerekir. Davacı lehine ecrimisile hükmedilmesi için davacı eşin, davalı eski eşe verdiği kabul edilen muvafakatını ecrimisil dava tarihinden önce geri aldığını, konuttan çıkarma iradesini ilettiğini ispat etmesi gerekir (ihtarname, tanık, yemin v.s. ile)....
Velayet, müşterek çocuğun adının konulmasını da kapsadığından ve taraflar boşanmış olsalar dahi bu konuda anne ve babanın birlikte hareket etmeleri gerektiğinden annenin davaya taraf olarak dahil edilmesi dava şartıdır. O halde, davadaki uyuşmazlık çözüme kavuşturulurken gözetilmesi gereken hususun, ön adın değiştirilmesi konusunda eşler arasında uyuşmazlık olup olmadığı değil, küçüğün adının değiştirilmesinde TMK'nın 27. maddesinde aranan haklı nedenin bulunup bulunmadığının irdelenip karara bağlanması olduğu dikkate alınarak mahkemece davaya dahil edilmeyen annenin davaya taraf olarak katılımının sağlanması, davanın esası hakkında gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, taraflara tanık dahil tüm delillerini bildirmeleri için süre verilip toplanan ve toplanacak tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir....
No:15, ...adreslerinde yapılan araştırmada, davacının ve boşanmış olduğu eşinin bu adreslerde yaşamadığı, adreste davacının boşanmış olduğu eşinin annesinin oturduğu tespit edilmiştir. Tutanak tanıkları ve dinlenilen mahalle muhtar ve azaları, davacının eşi ile birlikte yaşamadığı, davacının boşanmış olduğu eski eşinin ....Mahallesinde bulunan annesi adresinde ikamet ettiği şeklinde beyanda bulunmuşlardır. ...İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından, ... Mahallesi adresinde yapılan araştırmada, davacının eşinden ayrı olarak bu adreste yaşadığı, .... İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından, ....Mahallesinde yapılan araştırmada, davacının boşanmış olduğu eşinin bu adreste yaşamadığı tespiti yapılmış, dinlenen tanıklar eski eşin ....Mahallesi adresinde annesiyle birlikte ikamet ettiği yönünde beyanda bulunmuşlar, Kurum denetmeni tarafından yapılan araştırmada ise davacı ve eski eşinin .......
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talebine ilişkindir. Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere; ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan hak sahibinin, hak sahibi olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli ve 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Somut olayda, dava konusu 634 ada 10 parselde bulunan 4 numaralı bağımsız bölümün maliki davacı olup, tarafların boşanmadan önceki ortak ikametgahları olduğu konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar dava tarihinden önce boşanmış ve boşanma kararı 29.04.2015 tarihinde kesinleşmiştir....
Şöyle ki, eşler arasındaki boşanmanın kesinleşmesiyle davalı eski eş kendiliğinden ecrimisil ödemeye mahkum edilmez. Zira boşanma kararının kesinleşmesi başlıbaşına eski eşi taşınmazın işgali yönünden kötüniyetli hale getirmez. Hayatın olağan akışı gereği, davacı eşin müşterek çocukları ile birlikte davalı eski eşin dava konusu konutta kalmasına muvafakat ettiğinin kabulü gerekir. Davacı lehine ecrimisile hükmedilmesi için davacı eşin, davalı eski eşe verdiği kabul edilen muvafakatını ecrimisil dava tarihinden önce geri aldığını, konuttan çıkarma iradesini ilettiğini ispat etmesi gerekir (ihtarname, tanık, yemin vs. ile). Davacı, dava tarihinden önceki bir tarihte varlığı kabul edilen iznini geri aldığını davalı eski eşe ilettiğini ispatlayamazsa, eldeki davanın açıldığı tarihte bu iznini geri aldığı kabul edilir ve dava tarihinden önceki zaman dilimi için ecrimisil talebi reddedilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ecrimisil K A R A R Davalı ......
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; müşterek çocuk varsa ve dava konusu konutta davalı eski eş ile birlikte kalıyorlarsa, eşler arasındaki boşanmanın kesinleşmesiyle davalı eski eşin kendiliğinden ecrimisil ödemeye mahkum edilmeyeceği; hayatın olağan akışı gereği, davacı eşin müşterek çocukları ile birlikte davalı eski eşin dava konusu konutta kalmasına muvafakat ettiğinin kabulü gereği; davacı lehine ecrimisile hükmedilmesi için davacı eşin, davalı eski eşe verdiği kabul edilen muvafakatını ecrimisil dava tarihinden önce geri aldığını, konuttan çıkarma iradesini ilettiğini ispat etmesi gerektiği, eldeki davada bu şartın gerçekleşmediği dikkate alınarak ecrimisile ilişkin davanın reddine hükmedilmesi gerektiği belirtilerek, davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu yönden kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, dava konusu bağımsız bölüme el atmanın önlenmesine, ecrimisil isteminin reddine karar verilmiştir. V....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada bozma sonrası yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Davacı ... vekili, evlilik birliği içerisinde edinilen davacı ve davalı adına 1/2'şer hisse ile kayıtlı 9 nolu mesken yönünden eşler arasında boşanmadan önce yapılan 19.03.2003 tarihli protokolün 3. maddesi hükmü gereği davalıya ait 1/2 hissenin iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... vekili, davaya konu edilen taşınmazın devrinden taraflar vazgeçtiği için devrin yapılmadığını ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur....