WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bozma sonrası verilen ikinci kararda ise kadın lehine aylık 400 TL yoksulluk nafakasına ve çocuk lehine aylık 450 TL iştirak nafakasına hükmedilmiştir. İlk hükümde hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakası kadın tarafından temyiz edilmemiş, ilk hükümdeki nafaka miktarları yönünden erkek yararına usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Bu sebeple bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda usuli kazanılmış hakka aykırı şekilde erkek aleyhine aylık 400 TL yoksulluk ve aylık 450 TL iştirak nafakasına hükmedilmesi doğru bulunmamış, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir. 3-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen maddi tazminat azdır....

    Toplanan delillerle, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı kadının daha ağır kusurlu olmadığı, herhangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiştir. O halde, davalı-karşı davacı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken, isteğin reddi doğru görülmemiştir. 4-Velayet düzenlemesine gelince; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır....

      Aile Mahkemesi'nin 07.10.2019 tarih, 2018/455 esas ve 2019/852 karar sayılı ilamının hüküm kısmının kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat yönünden kaldırılmasına ve Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1- b,2 maddesi uyarınca bu yönden yeniden esas hakkında hüküm tesisine, "Davacı T1 yoksulluk nafakası talebinin kısmen kabulü ile bir defaya mahsus olmak üzere 7.200,00 TL toptan yoksulluk nafakasının (TMK md. 175, 176/1) davalı T5'den alınarak davacı T1 verilmesine" ''Davacı T1 maddi ve manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile TMK'nun 174/1,2 maddeleri uyarınca 10.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın davalı T5'den alınarak davacı T1 verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine.'' III- Antalya 6....

      Ancak; Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, beklenen menfaatlerin kapsamı ve davalı-davacı erkeğin kusurlu davranışlarının davacı-davalı kadının kişilik haklarına saldırı niteliği dikkate alındığında, davacı-davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat (TMK md:174/1- 2) takdiri gerekir. Bu yön gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır. Öte yandan; tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, kadının zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası miktarı azdır....

      Hukuk Dairesi'nin 29.09.2021 tarih, 2021/4970 Esas ve 2021/6653 Karar sayılı ilamı ile "tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat, yoksulluk nafakası ile müşterek çocuklar için hükmedilen iştirak nafakalarının miktarlarının az olduğu" gerekçesiyle Dairemiz kararının bozulmasına hükmolunmuştur....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm davacı (karşı davalı) kadın tarafından nafaka, maddi ve manevi tazminat ve katkı payı yönünden; davalı (karşı davacı) koca tarafından da; davacı ...'...

        İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır." (HMK m.141) Tahkikat aşamasındaki tazminat ve yoksulluk nafakası isteği iddia ve savunmanın genişletilmesi niteliğinde olup usule uygun yapılmış bir ıslah talebi de olmadığından bu talep yönünden "karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde hüküm tesisi gerekirken, davalı kadının tazminat ve yoksulluk nafakası talebinin kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple gerekçesi değiştirilmek suretiyle ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.12.04.2016(Salı)...

          Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır....

            Kadın dava dilekçesinde tüm dava hakları saklı kalmak kaydı ile nafaka ve tazminat talep etmediğini beyan etmiş, ancak 09/03/2018 tarihli dilekçesi ile müşterek çocukların her biri için ayrı ayrı 500 er TL tedbir ve iştirak nafakası, 600 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, 10.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuş ve geçerli bir özrü olmaksızın ön inceleme duruşmasına gelmeyen davalının yokluğunda da bu taleplerini yinelemiştir. Kadın tazminat ve nafaka haklarını dava dilekçesi ile saklı tuttuğundan dava dilekçesinde nafaka ve tazminat istememesi bu hakkın özünden vazgeçtiği şeklinde (Feragat) yorumlanamaz. Bu bakımdan kadına verilen nafakalarla tazminatların yerinde olup olmadığı, miktarının makul olup olmadığı esastan incelenmelidir....

            , yaşadıkları bu acılı günleri birlikte atlatmak istediğini, davacı eşi,n kusurlu hareketleri sonucu ne yazık ki mahkeme aşamasına geldiğini, davacının davasında talep ettiği nafaka ve tazminat tüm taleplerin reddine karar verilmesini talep etmiştir....

            UYAP Entegrasyonu