"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından; kusur belirlemesi, davacı lehine takdir edilen tedbir ve yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı, hükmün boşanmaya ilişkin bölümünün kesinleşmesinden sonra 30.06.2012 tarihinde ölmüş olup, davacı yararına aylık irat biçiminde takdir edilen yoksulluk nafakasının nafaka yükümlüsünün ölümüne kadar devam edeceğinin bu tarihte kendiliğinden kalkacağının (TMK m. 176/3) tabii olmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 90.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin...
Davacı-davalı kadın vekili, birleşen dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, müşterek çocuk yararına 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle birlikte 20.000,00 TL maddi ve 30.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
Bu husus gözetilmeden yazılı şekilde boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-karşı davalı kadının tam kusurlu olduğunun kabul edilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiş, bozmayı gerektirmiştir. 4-Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz (TMK.m.175). Toplanan delillerle, boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-karşı davalı kadının kusursuz olduğu, her hangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiştir. O halde, davacı-karşı davalı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken isteğin reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Boşanmaya sebep olan olaylarda, ağır ya da eşit kusurlu olmayan davacı kadın lehine, tazminata hükmedilmesinde ve kadının düzenli ve sürekli gelir getiren bir işte çalışmadığı ve boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından yoksulluk nafakası hükmedilmesinde herhangi bir isabetsizlik olmadığı gibi, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü kişilik haklarına yapılan saldırı ve ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında, davacı kadın lehine takdir edilen yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat miktarlarının yerinde olduğu sonucuna varılmıştır. Bu sebeple davalı erkeğin tüm istinaf taleplerinin esastan reddi yönünde karar verilmesi gerektiği kanaati ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmayan, ön inceleme duruşmasında nafaka isteğini tedbir nafakası olarak sınırlandırmayan davacı kadın yararına TMK’nın 175. maddesi uyarınca yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde ve hükmedilen nafakanın miktarında, Boşanmaya sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddi desteğini yitiren davacı kadın yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, TMK'nın 174/1. maddesi gereğince maddi tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarında, Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan davacı kadın yararına,...
kişilik haklarına yapılan saldırı ve ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında, davalı karşı davacı kadın lehine takdir edilen tedbir ile yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat, çocuk için takdir edilen tedbir ve iştirak nafakalarının yerinde olduğu gerekçesi ile istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir V....
Yoksulluk nafakası, bir bakıma evlilik birliği devam ettiği sürece söz konusu olan karşılıklı bakım ve geçindirme ödevinin devam ettirilmesi anlamını taşımaktadır (Akıntürk, T./Ateş, D., Aile Hukuku, C. 2, İstanbul 2019, s. 302). 17. Yoksulluk nafakasıyla, boşanma sonucunda yoksulluk içine düşen eşin asgari yaşam gereksinimlerinin karşılanması düşünüldüğünden, yoksulluk nafakasının amacı hiçbir zaman nafaka alacaklısını zenginleştirmek olamaz. Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için nafaka talep eden eşin boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olmasının yanı sıra, nafaka talep edilen eşin de nafaka ödeyebilecek ekonomik gücünün bulunması gerekmektedir. Bu açıdan bakıldığında, yoksulluk nafakasının sosyal ve ahlaki düşüncelere dayanması özelliği, sadece nafaka talep eden tarafa nafaka verilmesinde değil, aynı zamanda nafaka talep edilen tarafın nafaka ödeyebilecek ekonomik gücünün bulunması koşulunda da kendisini göstermektedir....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olmasına, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına ve özellikle kesinleşen yönlerden hüküm kurulmasının sonuca etkili olmadığının anlaşılmasına göre, davalı-davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece boşanmaya sebebiyet veren olaylarda taraflar eşit kusurlu kabul edilerek boşanmaya karar verilmiş ise de yapılan yargılama ve toplanan delillerden, mahkemece taraflara yüklenen kusurlu davranışların yanında erkeğin eşinin babasına, eşi için “Kızını al git, kızından tiksiniyorum.” da dediği boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-davalı erkeğin kadına nazaran daha fazla kusurlu olduğu anlaşılmaktadır....
Boşanma sonucu maddi ve manevi tazminata hükmedilebilmesi için tazminat yükümlüsünün kusurlu, tazminat talep eden eşin ise kusursuz veya diğerine göre daha az kusurlu olması gerekir (TMK m.174). Bölge adliye mahkemesince davacı-davalı kadının ağır kusurlu olduğunun kabulü ve bu hatalı kusur belirlemesine göre erkek yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi isabetsiz olmuş ve kararın bozulmasını gerektirmiştir. 3-Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olan taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz nafaka isteyebilir (TMK m. 175/1). Davacı-davalı kadın boşanmaya sebebiyet veren olaylarda az kusurlu olup kadın yararına yoksulluk nafakasının koşulları oluşmuştur. Bu nedenle, kadının yoksulluk nafakası talebinin kabulü gerekirken, yazılı şekilde reddi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....
olarak nafaka isteyebilir....