WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Çocuğun basit cinsel istismarı, beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı, tehdit HÜKÜM : Beraat İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi....

    SUÇ : Çocuğun basit cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma (sanık ile suça sürüklenen çocuk), şantaj (sanık), yağma (suça sürüklenen çocuk) HÜKÜM : Mahkûmiyet DÜŞÜNCE : Bozma İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Hükümleri 13.07.2015 havale tarihli dilekçe ile temyiz eden sanık müdafiin, çocuğun basit cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kurulan hükümleri de temyiz ettiği, hükümleri 10.07.2015 havale tarihli dilekçeyle temyiz eden suça sürüklenen çocuk müdafiin kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmü de temyiz ettiği, mağdure vekilinin ise mağdurenin annesinin şikâyetten vazgeçmesine karşın tüm hükümleri temyiz ettiği, ancak bu hükümler ile temyiz istemleri hakkında tebliğnamede görüş bildirilmediği anlaşıldığından, ek tebliğname düzenlenmek suretiyle anılan noksanlığın tamamlanmasından sonra Dairemize iade edilmek üzere esası incelenmeyen dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması HÜKÜM : Beraat Gereği görüşülüp düşünüldü: 5237 sayılı TCK.nın 234/1. maddesinde düzenlenen çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunda çocuk üzerinde sahip olunan velayet haklarının koruma altına alındığı dikkate alınarak, atılı suçun mağdurunun velayet hakkına sahip annesinin emniyette alınan ifadesinde sanık hakkında şikayetçi olduğunu ve uzlaşmak istemediğini beyan etmesi karşısında,duruşmadan haberdar olmayıp yokluğunda kurulan hükmün şikayetçi ...'...

        kalıp hafta sonu ilçedeki köyüne döndüğünü, müvekkilinin annesinin çocuk için kalmasına davalının annesinin bozulduğunu ve davalı erkeği doldurduğunu, evde huzursuzluk çıktığını, davalının bir seferide müvekkilini gece 23:00'de evden kovduğunu, sürekli hakaret ettiğini, tarafların davalıdan kaynaklanan nedenlerle ayrı yattığını, davalı erkeğin müşterek haneye bakmadığını ve çocuğun ihtiyaçlarını gidermediğini, annesinin yanına gidip küs olarak yaşadığını, müvekkili ve müşterek çocuğun evden gitmesi için annesine ait evi satılık ettiğini, sonrasında kovduğunu, evlilik süresince davalı ve ailesi tarafından aşağılandığını, hakarete uğradığını, psikolojik baskı kurulduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını belirterek, tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin müvekkiline verilmesini, çocuk lehine aylık 500 TL tedbir-iştirak nafakasına, müvekkili lehine ise aylık 750 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 50.000 TL maddi 50.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve...

        C.Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin 30.01.2024 tarihli 2023/3061 Esas 2024/165 Karar sayılı kararıyla, davalıya usule uygun bir muhtıra düzenlenmediğinden davalının ek karara ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile, İlk Derece Mahkemesinin 01.11.2023 tarihli ek kararının kaldırılmasına, ortak çocuğun doğumundan 03.02.2020 tarihine kadar İtalya'da yaşadığı, tarafların gayri resmi beraberliğinden doğan çocuğun Floransa Olağan Mahkemesi’nin 1799/2020 K. 06.02.2020 tarih, 7142/2017 dava no ile "...çocuğun velâyetinin ebeveynlere müşterek olarak verilmesine, çocuğun ana ikametinin kendisini bir ana okuluna yazdırma kabiliyetini haiz olan annesinin Novellara (RE) 'de mukim konutu olarak belirlenmesine" karar verildiği, tüm dosya içeriği, bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; çocuğun annenin rızası olmaksızın baba tarafından kanuni olmayan yollardan Türkiye'ye getirilerek Türkiye'de alıkonulduğu, çocuğun mutad meskeninin İtalya olduğu, çocuğun iadesi yararına olup mutad...

          HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/104 KARAR NO : 2021/298 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : None TARİHİ : None NUMARASI : None DAVA KONUSU : Çocuğun Annesinin Soyadını Kullanmaya İzin KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2001 tarihinde evlendiklerini, bu evliliklerinden bir tane müşterek çocuklarının bulunduğunu, tarafların uzun yıllar ayrı yaşadıklarını, davalının ayrılıktan sonra çocuğunu görmediğini ve arayıp sormadığını, daha sonra tarafların Ankara 9....

          Türk Medeni Kanununun 330.maddesinde; “Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir.” 331.maddesinde de; “Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır.” hükmü düzenlenmiştir. Bu yasal düzenlemeler uyarınca nafaka miktarı tayin edilirken çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları ile küçüğün genel ihtiyaçları ve ana babanın mali durumunun dikkate alınması gerekmektedir. Boşanma davasının kesinleşme tarihi ile bu dava tarihi arasında 4 yıla yakın bir süre geçmiştir. Bu süre içerisinde büyüyen çocuğun ihtiyaçları arttığı gibi, paranın satın alma gücünde düşüş olduğu da bir gerçektir. Her ne kadar, anne de bu süreçte çalışmaya başlamış ise de, bu husus nafakanın artırılması gerekliliğini büsbütün ortadan kaldırmaz....

            Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; tarafların 25.01.2011 tarihli ilamla anlaşmalı boşandıkları, müşterek iki çocuğun velayetinin anneye verildiği, talep edilmediği için boşanma ilamında çocuklar lehine nafakaya hükmedilmediği, davacı annenin huzurdaki davayı boşanmadan yaklaşık 4,5 yıl sonra 12.08.2015 tarihinde açtığı, 10.01.1999 doğumlu çocuğun Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi, 25.07.2006 doğumlu çocuğun ilk öğretim 4. sınıf öğrencisi olduğu, 1977 doğumlu davacı annenin bayan kuaförü olup, aylık 1.500,00-2.000,00 TL arasında aylık kazancının bulunduğu ve çocuklarıyla birlikte kirada oturduğu, 1974 doğumlu davalı babanın oto yıkamacıda çalıştığı, aylık 1.000,00 TL gelirinin olduğu, anne baba ve kardeşleriyle aynı evde yaşadığı anlaşılmıştır....

              Aile Mahkemesi'nin 2008/141 Esas-2008/764 Karar sayılı boşanma ilamında müşterek çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakasının tahsili amacıyla başlatılan ilamlı takipte, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda sair itirazlarının yanı sıra alacaklı ile boşandıktan sonra müşterek çocuğun 11.05.2010- 01.07.2020 tarihleri arasında kendisinin yanında kaldığını, tüm ihtiyaçlarının kendisi tarafından karşılandığını, bu nedenle nafaka ödeme yükümlülüğünün bulunmadığını belirterek icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği, mahkemece davanın reddine karar verildiği görülmektedir. Lehine nafakaya hükmedilen çocuk yönünden borçlunun nafaka ödemekle sorumlu tutulabilmesi için çocuğun alacaklı yanında bulunması gerekir. Borçlu bunun aksini ileri sürerek, velayeti alacaklıya bırakılan müşterek çocuğun boşandıktan sonra kendi yanında kaldığını iddia etmekte olup, bu iddiası her türlü delille ispatlanabilir....

              Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden tarafların 19.07.2017 tarihinde boşandıkları, ortak çocuk Derin'in boşanma kesinleştikten sonra 02.08.2017 tarihinde dünyaya geldiği çocuğun evlilik birliği içerisinde ana rahmine düştüğü dolayısıyla çocuğun evlilik birliği içerisinde doğduğunun kabul edilmesinin gerektiği anlaşılmaktadır. Tarafların boşanma kararı kesinleştikten sonra ortak çocuğun dünyaya gelmesi nedeniyle çocuğun velayeti askıdadır. Anne ya da baba açısından velayetin aidiyetinin çözümlenmesi gerekir. Nitekim Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2014/18839 esas ve 2015/3027 karar sayılı ilamında da işaret edildiği üzere, evlilik birliği içerisinde doğduğu kabul edilen çocuğun boşanma kararında velayetine ilişkin bir düzenleme yapılmaması durumunda öncelikli olarak velayet hususunun çözümlenmesinin gerektiği, şahsi ilişkinin velayet durumuna göre düzenlenmesinin gerektiği vurgulanmıştır....

              UYAP Entegrasyonu