Dosya kapsamı ve toplanan delillere göre İlk Derece Mahkemesi'nce delillerin değerlendirilmesi ve takdirinde bir isabetsizliğin bulunmadığı, verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, ileri sürülen istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, kamu düzenine aykırılık teşkil edecek bir durumun bulunmadığı anlaşılmakla, istinaf kanun yolu başvuru talebinin esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....
nın, sevk ve idaresi altında bulunan ... plakalı aracıyla seyri sırasında, Cengiz Topel Caddesi kavşağına geldiğinde tedbirsizliği ve dikkatsizliği sonucu aynı yönde ve önünde seyretmekte olan katılan ...'...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davalı erkeğin eşi Hatice ile 01/08/1997 tarihinde evlendiği, bu evliliklerinden Ecem ve Emirhan isimli çocuklarının olduğu, davalının eşi Hatice'nin 02/10/2021 tarihinde vefat ettiği, davalının eşi Hatice'nin kanser hastalığına yakalanmış olduğu hastalığının arttığı dönemde 2021 şubat ayında davalının evi terk ederek gittiği, o tarihten bugüne kadar çocuklarla davacı ve eşinin ilgilendiği, çocukların davacı ve eşinin yanında kaldığı, davalının eşinin hastalığıyla ilgilenmediği gibi çocuk Ecem'in düğün, kına merasimlerine de katılmadığı, davalının çocuklara rahatsız edici mesajlar çektiği, davalının uzun süredir çocuk Emirhan'la görüşmediği, çocuğun ihtiyaçlarıyla ilgilenmediği, evi terk ettikten sonra çocuğun tüm ihtiyaçlarıyla davacı ve eşinin ilgilendiği, davalının her ne kadar velayetin kaldırılmasını istemese de mevcut durumda çocuğu yanına alamayacağını ifade ettiği, çocuğun bakım ve gözetimini sağlamadığı, SİR raporunda velayetin...
Cevap dilekçesi: Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; kadın ve ailesinin daha nişanlandıkları günden beri zorluk çıkardıklarını, sürekli erkeğin ailesini aşağıladıklarını, alınan hediyeleri beğenmediklerini, hakaret ettiklerini, kına gecesinde sokakta kavga yaptıklarını, sudan sebeplerle erkeğe saldırıp yüzünü tırmaladıklarını evin temizliği, eş ve çocukların bakımı ve yemeklerin hazırlanması konusunda özen göstermediğini, eşine ilgi alaka göstermediğini, konuşmadığını, soğuk davrandığını, içine kapanık olduğunu, sosyal olmadığını, sürekli boşanmak istediğini söylediğini, ev ve nafaka isteyeceğini dile getirdiğini, nafaka ve tazminatla tehdit ettiğini, sürekli hakaret ettiğini, erkek kardeşinin hakaret ettiğini, çocukları göstermediğini, tüm bu nedenlerle davanın reddine, çocukların tedbiren ve kesin velayetinin babaya verilmesine tedbiren kişisel ilişki tesisine karar verilmesin istemiştir....
Cevap dilekçesi: Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; kadın ve ailesinin daha nişanlandıkları günden beri zorluk çıkardıklarını, sürekli erkeğin ailesini aşağıladıklarını, alınan hediyeleri beğenmediklerini, hakaret ettiklerini, kına gecesinde sokakta kavga yaptıklarını, sudan sebeplerle erkeğe saldırıp yüzünü tırmaladıklarını evin temizliği, eş ve çocukların bakımı ve yemeklerin hazırlanması konusunda özen göstermediğini, eşine ilgi alaka göstermediğini, konuşmadığını, soğuk davrandığını, içine kapanık olduğunu, sosyal olmadığını, sürekli boşanmak istediğini söylediğini, ev ve nafaka isteyeceğini dile getirdiğini, nafaka ve tazminatla tehdit ettiğini, sürekli hakaret ettiğini, erkek kardeşinin hakaret ettiğini, çocukları göstermediğini, tüm bu nedenlerle davanın reddine, çocukların tedbiren ve kesin velayetinin babaya verilmesine tedbiren kişisel ilişki tesisine karar verilmesin istemiştir....
Aynı sosyal çevreyi paylaşan davalının, davacının içine düşeceği bu durumu da gözeterek, daha hassas davranmasının, ondan beklenen ve olması gereken bir davranış modeli olduğu da unutulmamalıdır. Tüm bu olgular birlikte ele alındığında davacının, davalı tarafından evlenme vaadi ile kandırıldığı ve bunun etkisi altında gerek fiziksel gerek ruhsal anlamda zarara uğratıldığı ve bundan elem ve üzüntü duyduğunun kabul edilmesi ve davacının hukuka aykırı olan eylemden dolayı bozulan manevi dengesinin eski haline dönüşmesi, duygusal olarak tatmin edilmesi, zarar verenin de bir daha böyle bir eylemde bulunmaktan alıkonulması amacıyla uygun bir manevi tazminat hükmedilmesi gereklidir. Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, davacı yararına uygun bir tutarda manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken, isteminin reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir....
çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde 1.500 TL'nin yasal faiz ile birlikte tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiş, yargılama sırasında talebini 56.435,66 TL'ye yükseltmiştir.Davalı; davacının evden kovularak ayrılmadığını, evi terk ettiğini, dilekçede belirttiği takıların cins ve miktarının doğru olmadığını, davacının iadesini talep ettiği takıları davacının kendi ailesine verdiğini, davacıdan kişisel ve çeyiz eşyalarını teslim almasını istediğini, davacı ve ailesinin buna yanaşmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir....
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak; 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 108/2. maddesi gereğince, tekerrür nedeniyle koşullu salıverilme süresine eklenecek miktar, tekerrüre esas alınan cezanın en ağırından fazla olamayacağından infazda tereddüte neden olunmaması ile mükerrirlere özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbirinin ne şekilde uygulanacağı, süresi ve bu hususta karar verecek mercii 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun'un 108. maddesinde düzenlenmiş olup, aynı maddenin 5. fıkrası ile tekerrür dolayısıyla belirlenen denetim süresinde koşullu salıvermeye ilişkin hükümlerin uygulanacağının belirtilmesi karşısında, denetimli serbestlik tedbirinin süresinin infaz aşamasında 5275 sayılı Kanun hükümleri uyarınca belirlenmesinin...
yer olmadığına, davacının kına ve nişanda takılan ziynet eşyalarına dair talebinin ise sübut bulmadığından reddine karar verilmiştir....
yapılmadığını, İl Hıfzıssıhha Kurulu 25/08/2020 tarihli kararında "Sünnet düğünü, kına gecesi, nişan vb....