Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

iki defa mahsup edildiğini ileri sürse de bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada mahsup yönünden mükerrer bir hesaplama yapılmadığı, bu sebeple davacı vekilinin bu hususa yönelik itirazının yerinde olmadığı, bilirkişi raporunda her ne kadar davacının toplam katılma alacağının 19.270,93 TL+ 14.985,00 TL= 34.255,83 TL olarak belirtilmiş ise de bilirkişinin raporunun içeriğinde ayrıntılı olarak belirttiği hesaplamalarda davacının taşınmazın alımında katkı sağladığının kabulü durumunda 17.982,00 TL ve 14.985,00 TL katılma alacağı olduğunun belirtildiği, dolayısıyla 17.982,00 TL ve 14.985,00 TL'nin katılma alacağı miktarında dikkate alınması gerektiği, bu hususun hakim tarafından da yapılabilecek basit bir matematik işlemi olduğu bu hususta yeniden rapor alınmasına gerek olmadığı anlaşılmakla bu haliyle davacının dava konusu taşınmazla ile ilgili olarak 17.982,00 TL + 14.985,00 TL = 32.967,00 TL katılma alacağı ve 41.144,00 TL değer artış payı alacağı olduğu, davacının toplam 32.967,00 TL...

gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

Maddesi uyarınca ücret ve tüm haklarının ödenmesi gerektiğini iddia ederek kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti alacağı, ulusal bayram- genel tatil alacağı ve yıllık izin alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

alacağı ve katkı payı alacağına ilişkin davasının açılmamış sayılmasına," karar verilmiştir....

alacağı ve katkı payı alacağına ilişkin davasının açılmamış sayılmasına," karar verilmiştir....

Çiçekçilik Dekorasyon Organizasyon Turizm Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi) bir ticari şirket olup şahıs şirketi olmadığını, bu durumda şirket sahibinin şahsi sorumluluğuna gidilemeyeceğini, TTK'ya göre; Limited şirkette ortaklar, şirket borçlarından sorumlu olmayıp, sadece taahhüt ettikleri esas sermaye paylarını ödemekle ve şirket sözleşmesinde öngörülen ek ödeme ve yan edim yükümlülüklerini yerine getirmekle yükümlü olduklarını, şirketin, borç ve yükümlülükleri dolayısıyla sadece malvarlığıyla sorumlu olduğunu, şirketin ortağı, taahhüt ettiği bu sermayeyi ödemiş ise şirket alacağı için ortağa başvurmak mümkün olmadığını, borcun tahsili amacıyla, doğrudan şirket ortağına karşı takip başlatmak da mümkün olmadığını, şirketten tahsil edilemeyen bir amme alacağı söz konusu olduğunda ise ortaklar sermaye payları oranında kendi mal varlıkları ile bu borçtan sorumlu olduklarını, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun’un 35. maddesi “Limited şirket ortakları, şirketten tamamen...

    Davalı-karşı davacı vekili 27/02/2018 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle: Davacının Ankaradaki evden Samsun'a gelirken boşanma davası açmak niyeti ile geldiğini ve evi terk ettiğini, doğum öncesinde bütün ev işlerini tahsilde ve evlenmeden önce çalışırken tek başına yaşadığı için edindiği beceri ve birikimle müvekkilinin yaptığını, düğünde ve kınada takılan ziynetlerin cd kayıtları ile belirlenebileceğini, kına gecesinde davacı karşı davalıya annesi tarafınan 5 adet 5'i biryerde takıldığını, müvekkilinin annesinin davacı karşı davalının kına gecesinde avucuna garmise altın taktığını, eşya iadesi davası açmadan önce davalının Ankaradaki eve gelerek bir kısım eşyalarını aldığını, yatak odasını almadan gittiğini, yatak odasının halen müşterek evde olduğunu ve alınmasına her hangi bir engel bulunmadığını, müşterek hanede bulunan yatak odasını almayan davacının dava yolu ile yatak odası yerine bedelini dava etmesinin mümkün olmadığını, davacı karşı davalı tarafından yatak odası...

    ve ailesinin müvekkilinin babasını çağırarak kına merasimine katılmayaca klarını, düğünün gerçekleşmeyeceğini ifade ettiklerini, düğün tarihinin önceden belli olması sebebiyle hazırlıkların buna göre yapıldığını, davetiyeler dağıtıldığından davetlilerin toplandığını, müvekkili ve ailesinin yemek ikram ettiğini, tüm çabalara rağmen davalı ve ailesinin kararlarından dönmediklerini, düğün yapılmadan evlilik birliğinin sona erdiğini, bu olaydan dört gün sonra davalının boşanma davası açtığını, tarafların boşanmalarına ilişkin kararın kesinleştiğini, müvekkilinin evlilik sebebiyle davalıya ziynet ve diğer eşyalar verdiğini, bu eşyaların bir kısmının mehir senediyle davalıya bağışlandığını, bir kısmanın ise düğün öncesinde hediye edildiğini, halen davalıda olduğunu, davalının evliliği başlamadan bitirmesi sebebiyle büyük bir acı yaşadığını belirterek altın ve eşyaların aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde bedellerinin ve düğün için yapılan harcamaların şimdilik 10.000 TL'si ile 10.000 TL...

    Mahkemenin, tarafların açıklamalarını dikkate alarak değerlendirmesi ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesi hukuki dinlenilme hakkının da (HMK m. 27) gereğidir. Yargı organları her iki tarafın iddia ve savunmaları ile delillerini değerlendirip, sabit görülen maddi vakıaları ve bunlardan çıkardıkları sonuç ve hukuki sebepleri gerekçelerine yansıtmalıdırlar. Mahkemenin gerekçeli kararında, kusura esas alınan davranışların hangi delilerle subut bulduğunun tartışılmadığı, tanık ifadelerinin ret ve üstün tutulma nedenlerinin açıklanmadığı, bu halde denetime elverişli bir gerekçeli karardan bahsedilemeyeceği görülmüştür....

    Kına Sok. No:35/9 adresine, Gemlik İcra Müd. 2020/680 Tal. Nolu dosyasından hacze gelindiğini, haciz esnasında ev eşyalarının alınmasından korkan müvekkilinin evde yalnız olduğunu ve kendisine gösterilen yere imza atılması, dosya da işlem yapılmayacağı söylendiğini, her nekadar okuma yazma bilmediğini ilgililere söylemişse de, müvekkilinin yaşından ve korkmasından faydalanıldığını ve haciz tutanağı müvekkiline zorla kalemle çizdirildiğini, müvekkilinin yaptığı araştırma sonucunda haberi olmadan davaya konu icra dosyasına kefil olduğunu öğrendiğini ve dul maaşından icra dosyasına kesildiğini, müvekkilinin yetmiş beş yaşında olup okuma yazma bilmediğini, bu durumdan yararlanılarak imza alındığını, müvekkilinin maaşına haciz konulmasına muvafakatı bulunmadığını, bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir....

    UYAP Entegrasyonu