WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Birleşen davanın reddi açısından; Geçimsizliğe sebep olan olaylarda erkeğin kusursuz olduğu, kadının tam kusurlu olduğu, tam kusurlu kadının boşanma hakkı elde edemeyeceği, birleşen davanın reddinin doğru ve yerinde olduğu, tam kusurlu kadın lehine yoksulluk nafakası ve maddi-manevi tazminat verilmemesinin doğru ve yerinde olduğu anlaşıldığından davalı-davacı kadın vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Kadın için tedbir nafakası verilmemesi açısından; Günün ekonomik şartlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına ve hakkaniyete göre kadın lehine tedbir nafakası verilmemesinin hatalı olduğu bu nedenle dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı-davacı kadın için aylık 500,00TL tedbir nafakasına karar verilmiş olup, davalı-davacı kadın vekilinin tedbir nafakasına yönelik istinaf talebinin kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından, nafaka davası yönünden; davacı-davalı erkek tarafından ise katılma yoluyla boşanma talebinin reddi ve tedbir nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Tarafların tedbir nafakası davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; 6100 sayılı HMK'nın 362. maddesinin 1....

    Davalı-davacı kadın vekili süresinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; çocuklar lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası miktarı ile müvekkili lehine hükmedilen tazminat miktarları ile tedbir nafakası ve yoksulluk nafakasının reddi yönünden kararın kaldırılmasını istemiştir. GEREKÇE : Asıl ve birleşen dava, Türk Medeni Kanunu'nun 166/1.maddesine göre boşanma ve fer'ilerine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince verilen karar karşı davacı-davalı erkek vekili; asıl davanın reddi, birleşen davanın kabulü, tazminat takdiri yönünden, davalı-davacı kadın vekili ise; tedbir/iştirak nafakası ve tazminat miktarları ile tedbir/yoksulluk nafakası taleplerinin reddi yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....

    ve iştirak nafakası, müvekkili için aylık 1.000 TL tedbir/yoksulluk nafakası ile 100.000TL maddi 100.000TL manevi tazminata karar verilmesini talep etmiştir....

    Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen maddi-manevi tazminat ile yoksulluk nafakası ve reddedilen tazminat talepleri yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise erkeğin kabul edilen davası, kusur belirlemesi, maddi-manevi tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarları ile tedbir nafakası davası ve ziynet alacağı davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-davacı kadının tedbir nafakası davasına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca "Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar” temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 sayılı Kanun’un 44. maddesi ile de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm müşterek çocuk için takdir edilen tedbir nafakası, davalı kadının reddedilen tedbir nafakası ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Dava reddedildiği halde davada kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davalı kadın yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken yarısına hükmedilmesi doğru görülmemiştir....

        Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davada, ayrı yaşamada haklı olduğunu ileri sürerek tedbir nafakası istenilmiş, mahkemece, davanın kısmen kabulüne karara verilmiş, hüküm, süresinde davalı tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, kısa kararda “250,00 TL tedbir nafakasına” hükmedilmiş, gerekçeli kararda ise “buna ilave olarak kararın kesinleşmesinden itibaren 400,00 TL yoksulluk nafakası takdirine” denilmek suretiyle çelişki oluşturulmuştur. Kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkraları arasında çelişki bulunmaktadır. 10.4.1992 gün 7/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca kısa karar ile gerekçeli kararın çelişik bulunması hali bozma nedeni oluşturmaktadır. Anılan İçtihat gereğince kısa kararla bağlı olmaksızın ve dosya münderecatına göre mahkemece bu hususlar gözönünde tutularak vicdani kanaate göre karar verilmelidir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden malik olduğu 12 parsel sayılı taşınmazda davalı gelininin sözleşme olmadan ve bedel ödemeden ikamet ettiğini, oğluna karşı açmış olduğu tedbir nafakası davası neticesinde de ayrı yaşamaya hak kazandığını, taşınmazı tahliye etmesi yönünde noter kanalı ile ihtarname gönderdiği halde sonuç alamadığını ileri sürerek, elatmanın önlemesi ve tahliyeye karar verilmesini istemiştir. Davalı, dava konusu yerde 17 yıldır eşi ve çocukları ile birlikte davacının rızası ile oturduklarını, taşınmazın aile konutu niteliğine haiz olduğunu, eşine karşı tedbir nafakası davası açması sebebi ile davacının eldeki davayı açmasının hakkın kötüye kullanılması olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur....

            Davada; davacı, davalı annesinden yardım nafakası talep etmektedir. Ancak, hüküm fıkrasında kocadan alınmasına ilişkin maddi hataya müstenit olarak karar verilmiştir. Ayrıca, davanın yardım nafakası olmasına rağmen tedbir nafakasına şeklinde hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. Belirlenen yanılgılar usul ve yasaya aykırı ise de; bu hususların düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün 1. fıkrasında yer alan ‘tedbir’ sözcüğünün silinerek yerine ‘yardım’ sözcüğünün yazılması, aynı fıkrada yer alan ‘kocadan’ sözcüğünün silinerek yerine ‘davalıdan’ sözcüğünün yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK'nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 15.12.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

              Kadın için tedbir-yoksulluk nafakası verilmesi açısından: Kadın lehine tedbir nafakası takdirinde bir hukuka aykırılık bulunmadığı, takdir edilen miktarın ise günün ekonomik şartlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına ve hakkaniyete uygun olduğu anlaşıldığından erkek istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, kusur durumuna göre ağır kusurlu kadın lehine yoksulluk nafakası verilmesi hatalı olduğu anlaşıldığından erkek istinaf talebinin kabulü ile kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir. Kadın lehine maddi-manevi tazminat verilmesi açısından: Geçimsizliğe sebep olan olaylarda erkeğin az kusurlu, kadının ağır kusurlu olduğu, ağır kusurlu kadın lehine maddi-manevi tazminat takdir edilmesi hatalı olduğu anlaşıldığından erkek vekilinin istinaf talebinin kabulü ile kadının maddi-manevi tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

              UYAP Entegrasyonu