Talep edilen maddi ve manevi tazminat miktarları üzerinden hesaplanacak nispi peşin harç noksanlığının tamamlaması için davalı-davacı kadına süre verilmesi (Harçlar Kanunu md. 30-32), harç tamamlandığı takdirde işin esasının incelenmesi, aksi takdirde bu talepler yönünden davanın başvuruya bırakılması gerekirken, peşin harç noksanlığı tamamlanmadan, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir. 3-Davalı-davacı kadın birleşen davada münhasıran tedbir nafakası talebinde bulunmuş olup, kadının bu istek dışında ayrıca bir yoksulluk nafakası talebi bulunmamaktadır. Bu husus nazara alınmadan, yoksulluk nafakası yönünden kesin hüküm oluşturacak şekilde ret hükmü kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
aylık ayrı ayrı 750,00' TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına esas davaya cevapta erkek yararına 51.000,00 TL maddi, 49.000,00 TL manevi tazminata, birleşen davada erkek yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksuluk nafakası ile yasal faizi ile 250.000,00'er TL maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davaların birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından, tedbir nafakası davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-davalı erkek tarafından, Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi uyarınca evlilik birliğinin sarsılması hukuksal nedenine dayalı boşanma davası açılmış, davalı-davacı kadın ise, 08.01.2016 tarihinde açtığı birleşen davasında, Türk Medeni Kanununun 197. maddesi uyarınca tedbir nafakası talep etmiştir. Mahkemece, erkek tarafından açılan boşanma davasında kadın yararına tedbir nafakası (TMK m. 169) verildiğinden bahisle, kadının birleşen nafaka davasının reddine karar verilmiştir. Dava ve birleşen dava birbirinden bağımsız ayrı davalardır ve davaların her biri hakkında ayrı ayrı hüküm kurmak gerekir (HMK m. 297/2)....
Davalı vekili cevap dilekçesinde; yoksulluk nafakasının boşanma davasına bağlı bir talep olup, MK. nun 174 ve 175 maddelerine istinaden boşanma davası ile birlikte derdest davada tedbir nafakası talep ederken boşanmadan sonra yoksulluğa düşeceğinin anlaşılması halinde bağlanacak tedbir nafakasının yoksulluk nafakası olarak devamının istenebileceğini, tarafların Kırıkkale 1.Aile Mahkemesi Hakimliği'nin 03.02.2014 tarihli ve 2013/453 E. -2014/49 K. sayılı ilamı ile boşandıklarını, ilgili dava dilekçesi ve duruşma zaptı incelendiğinde davalının verdiği cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanında yoksulluk nafakası talebinde bulunmadığını, bu nedenle de mahkemece 280 TL tedbir nafakasına hükmedildiğini, mahkeme kararının 4. maddesinde yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat istemi bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığı şeklinde hüküm kurulduğunu, dolayısıyla ortada kesin hüküm bulunduğunu, bundan sonra yoksulluk nafakası talep edilmesinin mümkün olmadığını, davalının SGK'dan...
Yukarıda belirtilen maddelerde açıklandığı üzere yoksulluk nafakası boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren hüküm ifade eder. Mahkemenin boşanma davası sırasında veya hüküm ile davalı eş lehine hüküm altına aldığı nafaka hukuki mahiyeti itibariyle TMK'nun 169.maddesinde ifadesini bulan tedbir nafakasıdır. Bu niteliği itibariyle tedbir nafakasının değiştirilmesi ya da kaldırılmasına ilişkin istemler boşanma davasına bakan mahkemece veya karar verilmişse temyiz incelemesini yapan Yargıtay'ın ilgili dairesince incelenip karara bağlanır.Bilindiği üzere; bir davada maddi olguları ileri sürüp kanıtlamak taraflara, buna uygun olarak da uygulanacak yasa maddelerini bulmak, olayın hukuki nitelendirmesini yapmak ve uygulamak görevi hâkime aittir (HUMK md. 76, HMK md. 33).Somut olayda, dava tarihi itibariyle kaldırılması istenen nafaka tedbir nafakasıdır. Zira, boşanma ilamı henüz kesinleşmemiş durumdadır....
Davalı erkek vekili tarafından, yerel mahkeme kararına karşı, asıl davada boşanma yönünden red kararı verilmesi gerektiği, müvekkili aleyhine tedbir nafakasına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu yönünde istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de; asıl davanın konusunun boşanma davası olmayıp, TMK'nun 197. md.sine dayalı olarak açılan tedbir nafakası davası olduğu, yerel mahkemece de, asıl davada davacı kadın ve müşterek çocuk lehine TMK'nun 197. md.si gereğince hükmedilen tedbir nafakası miktarlarının ayrı, ayrı kesin nitelikte olduğu, kesin nitelikte olan kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvurulamayacağı anlaşıldığından, davalı vekilinin asıl davaya yönelik istinaf başvurusunun HMK 352/1- b maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanısına ulaşılmıştır....
Somut olayda, davalı-davacı kadın yararına olmak üzere, aylık 1000 TL (yıllık 12.000 TL) tutarındaki tedbir nafakası talebinin kabulüne karar verilmiş olup, bölge adliye mahkemesince tedbir nafakası davasına yönelik verilen karar kesindir. Bu nedenle, davacı-davalı erkeğin tedbir nafakası davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2- Davacı-davalı erkeğin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Davacı, dava dilekçesinde; müşterek evi terkeden davalıdan öncelikle tedbiren, daha sonra yoksulluk nafakası olarak devam etmek üzere aylık 3.500 TL nafaka talep etmiştir. İş bu davanın açıldığı 29.01.2015 tarihte taraflar arasında devam eden bir boşanma davası bulunduğundan davacının talebinin ayrı yaşamda haklılık nedenine dayalı tedbir nafakası olarak nitelendirilmesi gerekir. ....... Ancak; davalı tarafından açılan boşanma davasının kabulle sonuçlanıp temyizen bozulduğu ve derdest olduğu dosya içeriğinden anlaşıldığı halde mahkeme, kendisi için 3.500,00 TL yoksulluk nafakası talep eden davacı yararına aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine şeklinde karar vermiştir. Mahkemece, talep yoksulluk nafakası olarak isimlendirilmiştir. Eldeki davada talep edilen nafaka, dava dilekçesinin içeriğine göre, tedbir nafakasının tahsiline ilişkindir....
Kadının tedbir nafakası davası yönünden Türk Medeni Kanununun 197. maddesi koşulları oluşmuştur. Bu nedenle boşanma davasından bağımsız açılan birleşen tedbir nafakası davasının da kabulü ile kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, birleşen dava konusuz kaldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi hatalı olmuştur....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusuru, asıl davanın reddini, karşı davanın kabulünü, çocuklar için tedbir nafakası verilmemesini, kadın lehine maddi- manevi tazminat ve tedbir-yoksulluk nafakası verilmesini istinaf etmiştir. Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusuru, velayeti, tedbir-yoksulluk nafakası ve maddi-manevi tazminat miktarını istinaf etmiştir....