"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tedbir Nafakası -Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, tedbir nafakalarının başlangıç tarihleri ile yoksulluk nafakası yönünden; davalı-davacı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, tedbir nafakaları ile yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle mahkemece TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanmaya karar verildiği halde, hükümde 161. maddesinin yazılmasının maddi hataya dayalı olup mahallinde düzeltilmesinin mümkün olduğunun anlaşılmasına göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2-Mahkemece...
Ancak dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden; davacı kadının eldeki tedbir nafakası davasını 21.03.2013 günü açtığı, işbu davanın davalısı kocanın da 10.06.2013 günü boşanma davası açtığı, boşanma davası sırasında kadın lehine aylık 150,00 tedbir nafakasına, müşterek çocuk Batuhan lehine aylık 100,00 TL tedbir nafakasına hükmedildiği, boşanma davasından önce açılan iş bu nafaka davasında verilen tedbir nafakası ile boşanma davasının yargılaması sırasında verilen tedbir nafakasının tahsilde tekerrür olmayacak şekilde tahsilinin gerektiği, temyize konu kararda bu durumun belirtilmediği, bunun ileride ilamın infazında problem yaratabileceği anlaşıldığından ve bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün aşağıdaki şekilde düzeltilmesine karar verilmiştir....
Bozma ilamına uyan mahkemece; müşterek çocuklardan ...’nin ergin olması nedeniyle lehine tedbir nafakasına hükmedilmediği belirtilerek, davacının tedbir nafakası talebinin reddine, müşterek çocuklar ... için tedbir nafakası isteminin kısmen kabulü ile ayrı ayrı aylık 100 TL tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Türk Medeni Kanunu'nun 327/1. maddesinde; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin ana ve baba tarafından karşılanacağı, hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın, 328. maddesi hükmü gereğince; ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder....
Açıklanan nedenlerle, davalı-davacı anne yanında bulunan müşterek çocuk Batuhan yönünden bağımsız tedbir nafakası davasının kabulü ile; ortak çocuk için davalı-davacı anne yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken; yazılı şekilde istemin reddine karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir....
Dava boşanma davası açılması sebebinden ayrı olarak, ayrı yaşamda haklılık iddiası ile açılmış tedbir nafakası istemi olup; boşanma davasının devamı sırasında hükmedilen tedbir nafakası ile tahsilde tekerrür yaratmamak koşuluyla bu davada nafakaya hükmedilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 50.15 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 16.04.2012 günü oybirliğiyle karar verildi....
Yukarıda açıklanan ilkeler kapsamında somut olay değerlendirildiğinde; davacı kadın yararına dava tarihinden başlamak ve hükmün boşanmaya ilişkin bölümünün kesinleştiği tarihe kadar geçerli olmak üzere uygun miktarda tedbir nafakası takdir edilmesi gerekirken, tedbir nafakası yönünden yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olmuştur. Davacı kadının aşamalarda yoksulluk nafakası istemi bulunmakta olup, kadının kendisi için istediği nafaka münhasıran tedbir nafakasına ilişkindir. Bu durumda yoksulluk nafakası yönünden "karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmesi gerekirken, bu yönden "ret" hükmü kurulması doğru görülmemiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 02/03/2015 NUMARASI : 2013/1671-2015/197 Uyuşmazlık, asıl davada tedbir nafakası karşı davada 6284 sayılı Kanun uyarınca tedbir uygulanması istemine ilişkin olup, hüküm davalı tarafça asıl ve karşılık dava yönünden temyiz edilmiştir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 sayılı Yasanın 2.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60.maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İş Bölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 01.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı-davalı kadın vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Kusuru, asıl davanın reddini, karşı davanın kabulünü, velayeti, kadın için tedbir - yoksulluk nafakası ve maddi - manevi tazminat verilmemesini, çocuk için tedbir - iştirak nafakası verilmemesini, erkek için maddi - manevi tazminat verilmesini istinaf etmiştir....
iddia ederek davanın kabulü ile kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, ortak çocuk yararına aylık 1.500,00 TL tedbir nafakası, 1.500,00 TL iştirak nafakası, nafakalar dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davada; 30.04.1992 doğumlu üniversite öğrencisi davacı, davalı babasından aylık 750,00 TL nafaka talep etmiş, mahkemece, davanın kısmen kabulü cihetine gidilerek; aylık 75,00 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsiline, karar kesinleştikten sonra nafakanın iştirak nafakası olarak devamına karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından takdir edilen nafakanın az olduğu gerekçesiyle temyiz edilmiştir. Davacı tarafından talep edilen nafaka niteliği itibariyle yardım nafakası olup, mahkemece takdir edilen nafakanın, tedbir ve iştirak nafakası olarak isimlendirilmesi doğru görülmemiş ancak bu husus sonuca etkili olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır....