Eldeki davada talep edilen nafaka, dava dilekçesinin içeriğine göre tedbir nafakası mahiyetindedir. Mahkemece; nafaka türünün nitelendirilmemesi talebin esasını değiştirmez. O halde, mahkemece; davanın ayrı yaşama nedenine dayalı bir tedbir nafakası davası olarak nitelendirilmeyip yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması doğru görülmemiştir. Ayrıca tedbir nafakasının başlangıç tarihinin ise yerleşik Yargıtay uygulaması da dikkate alınarak dava tarihi olarak belirlenmesi gerekmektedir....
(YHGK 11.4.2007, E. 2007/12-179, K. 2007/198), (YHGK 19.1.1974; YHGK 1.5.1991) Buna göre, davacı dava dilekçesinde; kendisi için 150,00 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocukların her biri için 150 şer TL iştirak nafakasının davalıdan tahsilini talep etmiş, mahkemece hükmün 1 numaralı bendinde yardım nafakası şeklinde karar verilmiştir. Mahkemece, talep yardım nafakası olarak isimlendirilmiştir. Eldeki davada talep edilen nafaka, dava dilekçesinin içeriğine göre, tedbir nafakasının tahsiline ilişkindir. Mahkemece nafaka türünün yanlış nitelendirmesi talebin esasını değiştirmez. O halde, mahkemece; davanın tedbir nafakası olarak nitelendirilmesi gerekirken, yardım nafakası olarak nitelendirilmesi ve yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması kabul şekli bakımından doğru görülmemiştir....
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, A-Davalı davacı kadın vekilinin çocuk yararına takdir edilen tedbir nafakası miktarına yönelik istinaf talebinin HMK 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, B-Davalı davacı kadın vekilinin kusura yönelik istinaf talebinin HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince KISMEN KABULÜ İLE boşanmaya sebep olaylarda davacı davalı erkeğin ağır kusurlu, davalı davacı kadının az kusurlu olduğunun TESPİTİNE, C-Davalı davacı kadın vekilinin maddi manevi tazminat talebinin reddine, müşterek çocuk lehine takdir edilen iştirak nafakasına yönelik istinaf taleplerinin HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile ilk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasının asıl ve karşı davadaki 5.bentlerdeki iştirak nafakasına yönelik kısım ile karşı davada maddi-manevi tazminata yönelik 6.bendin KALDIRILARAK yerine yeniden hüküm tesisine, (asıl ve karşı davada 5.bentteki tedbir nafakasına yönelik kısımların 5a bentleri olarak aynen muhafazasına,) BUNA GÖRE; Asıl ve karşı davada...
Davada, müşterek çocuklar lehine aylık 750,00 şer TL tedbir nafakası talep edilmiş, mahkemece her bir çocuk için aylık 500,00 er TL tedbir nafakasına hükmedilerek, aylık 250,00 şer TL tedbir nafakası talebi reddedilmiş olup, reddedilen miktarın yıllık toplamı 3.000,00 er TL olup, ayrı ayrı 5.390,00 TL'yi geçmemektedir. Hüküm, müşterek çocuklar yönünden reddedilen nafaka miktarı itibariyle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların, istinaf istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi (6100 sayılı HMK m.346) Bölge Adliye Mahkemesince de karar verilebilir (6100 sayılı HMK m.352)....
Davalı kadın vekili süresinde sunduğu 01/03/2018 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde; hükmedilen tedbir nafakalarının miktarının düşük olduğunu, kadının müşterek çocuk ile birlikte yaşadığını ve gelirinin bulunmadığını, hükmedilen nafaka miktarı ile kadının geçimini sağlamasının mümkün olmadığını, birleşen tedbir nafakası davasında erkeğe yükletilen yargılama giderlerinin eksik olduğunu belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir. GEREKÇE: Asıl dava; eylemli ayrılık hukuki sebebine (TMK madde 166/son) dayalı boşanma ve ferîlerine, birleşen dava ayrı yaşamakta haklılığa dayalı tedbir nafakasına (TMK madde 197) ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı - davalı tarafça her iki davada hükmün tamamı, davalı - davacı tarafça her iki davada hükmedilen nafakaların miktarı, birleşen davada yargılama gideri yönünden süresinde istinaf talebinde bulunulmuştur....
Ancak, davada; ayrı yaşamada haklılık iddiasına dayalı olarak, davacı eş ve küçük çocuklar için tedbir nafakası istenilmiştir. Mahkemece kurulan hükümde, yardım nafakası olarak nitelendirilmiş olması doğru değil ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün birinci ve üçüncü maddelerindeki "yardım" ifadesinin çıkartılarak yerine "tedbir" ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 14.05.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Bu durumda, eldeki davadan önce kadın lehine hükmedilen TMK'nın 197.maddesine dayalı aylık 500 TL tedbir nafaka ilamı olduğu, bu ilam uyarınca hükmedilen nafaka devam ederken, sonradan açılan bu boşanma davasında TMK'nın 169.maddesi uyarınca kadın lehine hükmedilen aylık 300 TL tedbir nafakası kararı bulunduğu, nafakaların niteliği ve amacı dikkate alındığında, boşanma davasında hükmedilen tedbir nafakasının bağımsız tedbir nafaka davasında hükmedilen nafaka ile birlikte tahsil edilemeyeceği, mahkemece boşanma davası sırasında hükmedilen tedbir nafakasına ilişkin ara karar ve de hükümde bu nafakanın bağımsız tedbir nafakası davasında hükmedilen nafaka ile mükerrer tahsil edilmemek üzere karar verildiğinin belirtilmesi gerekirken bu konuda açıklama yapılmadığı anlaşıldığından, davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile boşanma davasında hükmedilen tedbir nafakasının ne şekilde infaz edileceğinin ve hangi tarihe kadar devam edeceğinin açıklanarak hükmün düzeltilmesi yönünde karar verilmesi...
Aile Mahkemesinin 26.05.2014 tarihinde kesinleşen ... sayılı ilamı ile boşanma davasının reddine karar verildiği, söz konusu kararda müşterek çocuk için kararın kesinleşme tarihine kadar aylık 1.500 TL tedbir nafakasına hükmedildiği anlaşılmaktadır. İştirak nafakası boşanmanın çocuklarla ilgili sonuçlarından biridir. Tarafların evliliği halen devam ettiğine göre, eldeki ./.. -2- davada talep edilen nafaka, tedbir nafakasının tahsiline ilişkindir. Mahkemece nafaka türünün yanlış nitelendirmesi talebin esasını değiştirmez. O halde, mahkemece; davanın tedbir nafakası olarak nitelendirilmesi gerekirken, hukuki nitelemede hataya düşülerek, iştirak nafakası olarak nitelendirilmesi ve yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması doğru görülmemiştir. Bundan ayrı; davacı yargılamada kendisini vekille temsil ettirmemesine rağmen mahkemece davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetli bulunmamıştır....
Gerçekleşen bu duruma göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü gerekirken, hatalı kusur belirlemesi sonucu kadının ağır kusurlu olduğunun kabulü doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. 3-Davacı-davalı kadın tarafından açılan 500.00 Türk lirasına ilişkin bağımsız tedbir nafakası davasına ( TMK m. 197) karşı erkek tarafından boşanma davası ( TMK m. 166/1) açılmış, davacı davalı kadın tarafından boaşanma davasına verilen cevap dilekçesinde asıl davada yer alan 500.00 Türk lirası nafaka talebinin yoksulluk nafakası (TMK m. 175) olarak devamına karar verilmesi talep edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda kadının ağır kusurlu olduğunun kabulü ile bağımsız tedbir nafakası davası ile boşanma davasının feri niteliğindeki yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir....
ve 18 yaşını bitiren müşterek çocuk Harun Bora yararına yardım nafakası takdir edilmesi hususundaki istinaf itirazlarının incelenmesinde; Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına ve küçük Şükrü Buğra’nın ihtiyaçlarına göre; kadın lehine hükmedilen tedbir/yoksulluk ve müşterek çocuk lehine takdir edilen tedbir/iştirak nafakası azdır....