"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı kadın tarafından reddedilen maddi tazminat, hükmedilen manevi tazminat miktarı ile vekalet ücreti yönünden; davalı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, hükmedilen manevi tazminat ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin tüm, davacı kadının ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, eşlerin evi birlikte seçeceklerini...
Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı...karşı davacı (koca) tarafından; kadının boşanma davası, fer'ileri, manevi tazminat talebinin reddi, maddi tazminat ve yargılama giderleri ile vekalet ücreti yönünden, davacı...karşı davalı (kadın) tarafından ise; temyize cevap dilekçesiyle (katılma) yoluyla manevi tazminat talebinin reddi kararı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı...karşı davalı (kadın) vekili, temyize cevap dilekçesinde hükme ilişkin itirazlarını bildirerek temyiz talebinde bulunmuş (HUMK.m.433/2) ise de, temyiz başvurma ve peşin harcı yatırılmadığı gibi, dilekçenin temyiz defterine kaydedildiğine ilişkin bir bilgi de bulunmadığından, davacı...karşı davalı (kadın) vekilinin temyize cevap dilekçesindeki temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davalı...karşı davacı (koca)'nın...
Ne var ki taraflar arasında görülüp redle sonuçlanan ilk boşanma dava dosyası, kabulle sonuçlanan boşanma dava dosyası, kadın tarafından boşanma nedeniyle açılan maddi manevi tazminat isteklerine ilişkin dava dosyaları ve ilamlar incelendiğinde; erkek tarafından açılan ilk boşanma davasında kadına izafe edilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığından davanın reddedildiği, daha sonra yine erkek tarafından açılan davada ise TMK'nin 166/son maddesi hükmü gereği redle sonuçlanan boşanma davasının kesinleşmesinden itibaren 3 yıl fiilen ortak hayat yeniden kurulamadığı gerekçesiyle tarafların boşanmalarına karar verildiği, aynı dava dosyasında kadın tarafından talep edilen maddi manevi tazminat isteklerinin tefrik edilerek ayrı esasa kaydedildiği ve ilgili dosyada da kadının kusursuz, erkeğin kusurlu olduğu ispatlanamamıştır gerekçesiyle taleplerin reddedildiği anlaşılmaktadır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadın tarafından açılan önceki boşanma davasında erkeğin kusurunun ispatlanamaması nedeniyle davanın reddine karar verildiği, iş bu davada da erkeğin kusurunun ispatlanamadığı, bu nedenle kadının tazminat taleplerinin reddi gerektiği, erkeğin, maddî ve manevî tazminat taleplerinin dayanağının, kadının sırf ayrılık sebebine dayalı boşanma davası açmakla kusurlu hale geleceğine ilişkin olduğu anlaşıldığından ve bundan başka kadının kusurlu davranışlarını ispat edemediğinden maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği, taraflarca taraflarca açılan ve birleştirilerek görülen ortak çocuklar yararına nafaka talepli davalarda anne yanındaki ... ve ... için ayrı ayrı aylık 280,00 TL tedbir nafakasına, hükmedilen nafakanın yıllık ÜFE ve TÜFE oranında artırılmasına, baba yanındaki ortak çocuk ... için aylık 161,90TL tedbir nafakasına hükmedildiği, kararın 06.12.2018 tarihinde...
Ne var ki boşanma davaları yönünden Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi koşulları gerçekleştiğine evliliğin devamında taraflar açısından fayda kalmadığına göre boşanma kararı sonucu itibarıyla doğru olup, tarafların bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile boşanma hükmünün kusura ilişkin gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanmasına (HUMK.md.438/son) karar verilmesi gerekmiş ve davalı-davacı erkeğin tüm, davacı-davalı kadının ise aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2-Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, eşlerin evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür....
DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından katılma yoluyla kadının birleşen davasına yönelik vekalet ücreti yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise reddedilen manevi tazminat davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı-davacı kadının erkeğin boşanma davasına karşı maktu harç yatırarak açtığı birleşen davasındaki talebinin münhasıran Türk Medeni Kanunu'nun 174/2. maddesine dayalı manevi tazminat isteğine yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Aleyhinde boşanma davası açılmış olan eş, bu dava içinde manevi tazminat isteyebilecekken, bu isteğini bağımsız bir dava ile ileri sürmesi halinde nispi harç yatırmak zorundadır....
Aile Mahkemesi'nce; "...Davacı tarafın talebinin boşanma davasının kesinleşmesinden yaklaşık iki yıl sonra açılan ve kesinleşen boşanma davasında kusur olarak ileri sürülmeyen (anlaşmalı boşanma olması nedeniyle), davalının haksız fiiline dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir ve boşanma sebebine bağlı değildir....
Davacı erkeğin boşanma davası bakımından Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesinde belirtilen boşanma koşulları gerçekleştiğine göre; verilen boşanma kararı sonucu itibarıyla doğru olup, davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile boşanma hükmünün kusur belirlemesine ilişkin gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanmasına (HUMK m.438/son) karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki bentlerin dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2-Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır....
Ancak, davacı kadın vekili, kararı münhasıran velayet düzenlemesi, nafaka ve tazminat talepleri yönünden istinaf ettiğinden, davacı kadının kabul edilen boşanma davası istinaf kapsamı dışında kalarak taraflar arasındaki boşanma hükmü kesinleşmiştir. Bu sebeple, istinaf edilmeksizin kesinleşen hususlar yönünden yeniden hüküm tesisi mümkün olmamaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında, kararın kesinleşmeyen velayet düzenlemesi, nafaka ve tazminat talepleri yönünden kaldırılarak taraflarca sunulan anlaşmalı boşanma protokolü uyarınca TMK'nın 166/3. maddesinin koşullarının değerlendirilmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan sebeplerle, 1- Davacı T1 vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile Antalya 12....
Boşanma davasını açmak hakkı kusursuz ya da az, eşit veya fazla kusurlu eşindir. Boşanma davasını tam kusurlu eş açamaz (GENÇCAN, Ö.U: 6100 Sayılı HMK Hükümlerine Göre Boşanma Tazminat ve Nafaka Hukuku, Bilimsel Açıklama ve Son İçtihatlar, Ankara 2013, s.128, 129). Kusur ilkesi TMK'nın 174. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında düzenlenen maddi ve manevi tazminat taleplerinin istenmesinde de önemli bir role sahiptir. Maddi ve manevi tazminat talepleri boşanmanın eşlerle ilgili mali sonuçlarından biridir. (GENÇCAN, Ö.U, s. 952). Anılan Kanunun 174. maddesinin birinci fıkrası uyarınca, mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceği belirtilmiş; ikinci fıkrasında ise boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun bir para isteyebileceği öngörülmüştür....