Davalı, taraflar arasında görülen boşanma davasında da aynı nedenden tazminat istendiğini ve hüküm altına alındığını, dosyanın Yargıtay'da olduğunu aynı konuda derdest dava bulunduğunu savunmuştur. Yerel mehkeme, maddi tazminat istemini feragat nedeniyle ret, manevi tazminat istemini kısmen kabul etmiştir. Dosyadaki belgelerden, davalı kocanın davacı karısını tahrik altında basit tıbbi müdahale ile giderilemez ve uzuv tatili oluşturacak biçimde yaraladığı bu eylem nedeniyle ceza mahkemesinde mahkum olduğu, davalının davacı aleyhine açtığı boşanma davasında davacının aynı eylem nedeniyle manevi tazminat istediği ve kısmen hüküm altına alındığı anlaşılmaktadır. Şu durumda dava konusu tazminatın TMK 174. maddesi gereğince boşanmaya sebep olan olaylardan kaynaklandığı, davalının bu kusurlu eylemi nedeniyle boşanma davasında manevi tazminata hükmolunduğu eldeki davada ise mükerrer olarak tazminata hükmolunduğu sonucuna varılmaktadır....
Bölge adliye mahkemesince davacı-karşı davalı kadının, kusur belirlemesi ve maddi tazmınatın mıktarı yönünden, davalı-karşı davacı erkeğin ise; kusur belirlemesi, karşı davanın reddi ve kadın lehıne hukmedılen manevi tazminat yönünden istinaf istemlerinin kabulüne karar verilerek, erkeğin karşı davasının kabulüne, kadın lehıne hükmedilen maddi tazminat miktarı arttırılarak 30.000 TL maddi tazminatın kadına verilmesine ve davacı-karşı davalı kadının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için, tazminat talep eden tarafın, kusursuz veya diğer tarafa göre az kusurlu olması ve boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunması gerekir (TMK m. 174/2). Bölge adliye mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen davalı-karşı davacı erkeğin kusurlu davranışlarının, davacı-karşı davalı kadının kişilik değerlerine saldırı niteliğinde ve manevi tazminatı gerektirir nitelikte olduğu anlaşılmaktadır....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olmasına, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına göre davacı-karşı davalı kocanın tüm, davalı-karşı davacı kadının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-karşı davacı kadın, kocanın boşanma davasına karşı açmış olduğu bağımsız tazminat ve nafaka davasında Türk Medeni Kanunun 174/1 ve 2. maddesine dayalı olarak 70.000 TL manevi ve 30.000 TL maddi tazminat ile nafaka talebinde bulunmuştur. Mahkemenin ilk kararı, Dairemiz tarafından “kadının karşı davasının tazminat ve nafakaya yönelik olduğu, boşanma talebi bulunmadığı halde kadının boşanma davasının da kabulüne karar verilmesinin ve karşı davadaki tazminat ve nafaka talepleri için nispi harç tamamlanmadan, eksik harçla yargılamaya devam edilmesinin doğru olmadığı” gerekçesiyle bozulmuştur....
Ayrıca, boşanma kararının eklentisi olan tazminat, vekalet ücreti ve yargılama giderine yönelik kısımları da aynı kurala tabidir. Boşanma ilamı kesinleştiği takdirde ekinde hükmedilen, tazminat, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin takibe konulabilmesi için nitelikleri gözetilerek kesinleşmeleri gerekli değildir. (HGK. 28.2.2001 tarih 2001/12-206 E. 2001/217 K., 22.10.2008 tarih 2008/12-656 E., 2008/638 K.) Her dava açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmelidir. (28.11.1956 tarih 15/15 sayılı İ.B.K) Somut olayda UYAP üzerinden yapılan incelemede; dayanak ilamın davacı tarafından, tazminat ve nafaka miktarları ile vekalet ücreti yönünden; davalı tarafından ise hükmün tamamına yönelik olarak temyiz edildiği ve Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 2014/17179 Esas ve 16/02/2015 Karar sayılı ilamı ile hükmün vekalet ücreti yönünden bozulduğu, boşanma ve diğer alacak kalemleri yönünden ise onandığı anlaşılmaktadır....
Tarafların boşanma davaları bakımından Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesinde belirtilen boşanma koşulları gerçekleştiğine göre, verilen boşanma kararı sonucu itibarıyla doğru olup, tarafların bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile boşanmaya ilişkin hükmün gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanmasına karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki bentlerin dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2-Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı-davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından reddedilen davası, kusur belirlemesi ve tedbir nafakası yönünden; davalı kadın tarafından ise katılma yoluyla boşanma hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerektiği, reddedilen yoksulluk nafakası ve maddi-manevi tazminat hakkında hüküm kurulmaması yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı olarak açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda davacı erkeğin ağır, davalı kadının ise az kusurlu olduğundan bahisle davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve kadın yararına boşanmanın ferilerine hükmedilmiş, hüküm davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, maddi tazminat ve yoksulluk nafakası yönleriyle temyiz edilmiştir...
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan sebeplerle; I-Davacı T1 vekilinin; kadının reddedilen boşanma davası ile tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerine yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile, Burdur Aile Mahkemesinin 12.01.2022 tarih, 2020/616 esas ve 2022/9 karar sayılı kararının HMK 353/1.b.2 maddesi uyarınca reddedilen boşanma davası ile tazminat ve yoksulluk nafakası istemleri açısından (ilk derece mahkemesi kararının hüküm kısmındaki birinci bent) KALDIRILMASINA ve diğer hükümler muhafaza edilmek üzere yalnızca bu yönlerden esas hakkında hüküm tesisine. "Davacı T1 tarafından evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayanılarak açılan boşanma davası konusuz kaldığından bu hususta KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA" "Davacı T1'ın maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası taleplerinin reddine" II-Davacı vekilinin sair hususlara ilişkin istinaf taleplerinin ESASTAN REDDİNE (HMK.m.353/1.b-1)....
Evliliğin boşanma sebebi ile sona ermesinden sonra açılan boşanmanın fer'i niteliğindeki tazminat taleplerinin değerlendirilmesinde esas alınacak kusurun boşanma davasında belirlenen ve boşanma sebebi olarak kabul edilmiş olan kusur olacağı, sonradan TMK 178. maddesine göre açılan maddi ve manevi tazminat talepleri için artık yeni vakıalara dayanılması, yeniden kusur dağılım ve derecesinin tespit edilmesinin mümkün olmayacağı,bu itibarla kesinleşen boşanma dosyasında kusur olarak yer almayan eylemlerin iş bu davada davalı erkeğin kusuru olarak belirlenmesi yerinde değil ise de; kesinleşen boşanma ilamında eşine hakaret eden ve güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu anlaşılan davalı erkeğin ağır kusurlu bulunduğunun anlaşılması, mahkemece de bu kusurlu davranışlara göre de maddi ve manevi tazminata (TMKm. 174/1- 2) hükmedildiğinin anlaşılması karşısında, davalı vekilinin davanın reddine karar verilmesi gerektiği yönündeki istinaf talebi yerinde görülmediği gibi, takdir edilen tazminatlara...
O halde davalı-davacı erkeğin boşanma davasının da kabulü gerekir. Ne var ki, kadının kabul edilen boşanma davasında verilen boşanma hükmü, temyiz edilmediğinden kesinleşmiş; davalı-davacı erkeğin boşanma davasında, boşanma isteminin konusu kalmamıştır. Erkeğin boşanma davasında boşanma istemi konusuz kalmakla birlikte, dava tarihi itibariyle haklılık durumuna göre yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden bir karar verilmesi gerekir. Davalı-davacı erkeğin davası hakkında açıklanan yönler göz önüne alınarak bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir. 3-Yukarıda açıklandığı gibi; boşanmaya sebep olan olaylarda taraflar eşit kusurludur. Eşit kusurlu eş yararına maddi tazminata hükmedilemez (TMK.m.174/1). Bu durumda; davacı-davalı kadının maddi tazminat talebinin reddi yerine yazılı şekilde tazminata hükmedilmesi isabetsiz olmuş, bozmayı gerektirmiştir....
Kanunda yer alan özel boşanma sebeplerinden biriyle açılmış bir boşanma davasında, bu özel sebebin yanında davacının da boşanmayı gerektirecek ağırlıkta bir kusuru ispatlanmış olsa bile; bu husus, karşı tarafça dava konusu yapılmamış ise artık özel sebebe dayalı boşanma kararı verilmesinde ve sonuçlarında dikkate alınamaz. Somut olayda davalının eyleminin Türk Medeni Kanununun 163. maddesinde yer alan boşanma sebebini oluşturduğunda duraksama yoktur. Özel boşanma sebebi ispatlanmıştır. Bu bakımdan, artık davalının dayanılan boşanma sebebini çürütmek amacıyla değil de, “davacının da kusurlu olduğunu" ispat etmeye yönelik gösterdiği deliller ve davacının kusuru dikkate alınmaz. Diğer bir ifade ile özel boşanma sebebine dayalı boşanma davalarında; evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle açılan boşanma davalarında olduğu gibi davacının kusurlu davranışlarının dikkate alınması suretiyle kusur kıyaslaması yapılamaz.Bu anlamda TMK 166/1 m. anlamında davalıya ek kusurlar da verilemez....