İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sonunda; boşanma davasının kabulüne, tarafların TMK'nın 166/1.maddesi gereğince boşanmalarına, davacı lehine takdir edilen aylık 350,00 TL tedbir nafakasının devamına, davacının yoksulluk nafakası talebinin reddine, davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile 8.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalının maddi ve manevi tazminat talepleri ile davacının ziynet eşyası ve çeyiz eşyasının iadesi davasının reddine karar verilmiştir....
Davacı kadın ziynet eşyasının erkek tarafından alındığını ve kendisine geri verilmediğini ispat yükü altındadır. Ziynet eşyalarının niteliği gereği, kadının ortak konuttan ayrılırken yanında götürmesi hayatın olağan akışına uygun düşer. Davacı kadının tanıklarının ziynetlere ilişkin beyanı bizzat görgüye dayalı olmayıp aktarımdan ibarettir. Tanıkların iddia edilen vakıayla ilgili somut, görgüye dayalı bir bilgileri yoktur. Dosyada iddiayı kanıtlamaya elverişli başkaca bir delil de bulunmamaktadır. Davacı kadın yemin deliline dayanmamış, gösterdiği diğer delillerle de dava konusu ziynet eşyalarının erkek tarafından elinden alındığını ve iade edilmediğini ispat edememiştir. Bu durumda mahkemece, davacı kadının ziynet alacağı talebinin reddi gerekirken, kabulü doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
Davacı dava konusu edilen para ve ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı yan ise bunların davacı tarafından beraberinde götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Diğer bir deyimle bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağana ters düşer. Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyadır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğu kabul edilmelidir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını, ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını,ispat yükü altındadır. Olayda, davacı ve davalı 16.06.2000 tarihinde evlenmişlerdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen ziynet ve çeyiz eşyasının iadesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 09.09.2009 tarihinde evlendiklerini, aralarında ......
Ziynet eşyasının aynen iadesi olmadığı takdirde bedelin iadesi isteminde; Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi hükmü uyarınca; Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatlamakla yükümlüdür.Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin iddia ettiği olayları ispatlaması gerekir. Diğer taraftan, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardan olduğu için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir....
"İçtihat Metni"İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : İSCEHİSAR ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 12/09/2013 NUMARASI : 2011/27-2013/441 Taraflar arasındaki ziynet ve çeyiz eşyası alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkiline ait ziynet ve çeyiz eşyasının davalıda kaldığını ileri sürerek, liste halinde saydıkları ziynet ve çeyiz eşyasının aynen iadesi olmadığı taktirde ıslah ile artırılmış olarak toplam 37.583 TL ziynet, 9.419,50 TL çeyiz eşyası bedelinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ziynet ve çeyiz eşyasının iadesi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ziynet ve çeyiz eşyasının iadesi davasına dair karar, davacı ve davalılardan ... tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesine, mümkün değilse bedelinin tahsiline ilişkindir....
Mahkemece, asıl olanın düğünde takılan para ve ziynet eşyalarının gelin - damat ayırt edilmeksizin hepsinin bir arada saklanması olduğu, düğün sonrası ziynet eşyalarının davalının ailesinin evine bırakıldığı zira davalı gelin tarafının ziynet eşyasının iadesi yönünde talep ve davasının olmadığı, düğün resimleri, tanık beyanları, bilirkişi raporları ile kanıtlanan düğünde davacı damada takılan altınların (19 adet çeyrek altın) davacının kişisel malı olduğu, düğün sonrası davalının ailesine teslim edildiği bilahare davacıya iade edilmediğinin sabit olduğu gerekçesi ile toplam 19 adet çeyrek altının aynen iadesine, olmadığı takdirde bedeli olan 2.831,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı ve Çeyiz Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından; tazminatların miktarları, çeyiz eşyası davasının reddi, ziynet eşyası davasının reddedilen bölümü ve vekalet ücreti yönünden, davalı-davacı erkek tarafından ise; davacı-davalı kadının boşanma davası ve fer'ileri, birleşen boşanma davasının reddi ve ziynet alacağı davası yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 27.09.2016 günü tebligata rağmen taraflar adına gelen olmadı. İşin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....
Ziynet yönünden dayanılan vakıalar, yeminli tanık beyanları dikkate alındığında davacının takılarının davalı tarafından harcandığı, davacıya iadesi gerektiği sabit olduğu halde ziynet yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır....