Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Mal Rejimi-Nafakanın Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı koca tarafından; boşanma ve mal rejimi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle anlaşmalı boşanmaya ilişkin Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi koşullarının da oluşmadığının anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 119.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 05.12.2013 (Prş.)...

    TKM'de, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenleme mevcut olmadığından, eşlerin bu dönemde edindikleri mal varlığının tasfiyesine ilişkin uyuşmazlık, aynı kanunun 5.maddesi yollamasıyla Borçlar Kanunu'nun genel hükümleri göz önünde bulundurularak "katkı payı alacağı" hesaplama yöntemi kurallarına göre çözüme kavuşturulmalıdır. Zira Borçlar Kanunu, Medeni Kanun'un tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir (EBK mad.544, TBK mad.646). Mal ayrılığı rejiminde; eşler kendi malları üzerinde tasarruf yetkisine ve intifa hakkına sahiptir ve mallarının idaresi kendisine aittir (TKM mad.186/1). Her birinin malları, geliri ve kendi kazançları yine kendilerine ait kişisel mallarıdır (TKM mad.189). Kadın veya kocanın, mal rejiminin devamı sırasında diğerinin edindiği mal varlığına katkısı nedeniyle katkı payı alacağı isteğinde bulunabilmesi için mutlaka para ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunması gerekir....

    İsteklerin hiçbirisinin eşler arasındaki geçerli mal rejimlerinden herhangi biriyle bir ilgisi bulunmadığı gibi taraflar konusunda da bu yönde bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Mahkemece yapılan değerlendirme sonucu davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ve fazlaya ilişkin isteklerinin reddine karar verilmiş olup, bu hüküm davacı tarafından temyiz edilmemiştir. Mahkemece yapılan değerlendirme ve nitelendirme davacının isteklerine ve dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere uygun bulunmaktadır. Taraflar arasındaki boşanma az yukarıda da değinildiği gibi ikinci boşanma davasının kesinleştiği 22.04.2010 tarihinde gerçekleşmiştir. Eldeki dava ise icra takibine konulan taahhütnameden kaynaklanmaktadır. Bu taahhütname ilk boşanma davasında kullanılmadığı gibi onun eki haline de getirilmemiştir. Dava karara bağlandığı tarihte taraflar henüz evli olup, boşanma gerçekleşmediğinden mal rejimlerinin tasfiyesi söz konusu olamaz....

      İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejiminin tasfiyesine dayalı katılma alacağı isteğine ilişkindir. Eşler 24.07.2005 tarihinde evlenmişler, 07.06.2011 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 28.11.2012 tarihinde kesinleşmesi ile boşanmışlardır. Mal rejimi TMK'nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Temyize konu dava 18.06.2015 tarihinde açılmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nda mal rejiminin tasfiyesi davaları için her hangi bir zamanaşımı düzenlemesi getirilmemiştir. Bu durumda, aynı Kanun'un 5. maddesi yollamasıyla 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu uygulanmalıdır. Zira, TBK'nun 646.maddesine göre, Borçlar Kanunu, Medeni Kanunun tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir. TBK'nun 146.maddesine göre, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir. Dairemiz uygulamalarında da, mal rejiminin tasfiyesi davalarında on yıllık genel zamanaşımı süresi kabul edilmektedir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi K A R A R 5235 Sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'un 25 ve Geçici 2. maddeleri uyarınca kurulan Bölge Adliye Mahkemeleri 07.11.2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan karar uyarınca tüm yurtta 20.07.2016 tarihinde göreve başladığına, bu tarihten itibaren verilen kararlar istinafa tabi olup inceleme Bölge Adliye Mahkemesince yapılacağına, eldeki dava boşanma davasından tefrik edilen mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkin olup boşanma kararının temyiz edilmesi öncesinde tefrik kararı verildiğine göre, mal rejiminin tasfiyesine yönelik alacak bakımından 01.12.2016 hüküm tarihi dikkate alınarak dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere Yerel Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 07.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

          Davalı vekili, davanın yersiz açıldığını, otomobilin kişisel malı olduğunu, ev eşyaları ve takıların davacı üzerinde kaldığını bu konuda taraflar arasında protokol düzenlendiğini, banka hesabında bulunan 9440 TL.nin vekil edeninin kıdem tazminatı karşılığı olduğunu açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, taraflarca inkâr edilmeyen 07.01.2007 tarihli protokol ve ibra belgesiyle tarafların alacak ve borçlar hususunda birbirlerini ibra ettikleri gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar, 12.04.2003 tarihinde evlenmiş, 13.10.2005 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 01.03.2007 tarihinde kesinleşmesi üzerine boşanmışlardır. Eşler arasında başka mal rejimi seçilmediğinden mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar (TMK.nun 225/2. m.) yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.nun 202. m.)...

            Taraflar 22.6.2006 tarihinde evlenmiş, 19.12.2006 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 23.3.2007 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır.Eşler arasında başka mal rejimi seçilmediğinden evlenme tarihinden mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar (4721 sayılı TMK.nun 225/2. m) yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4721 sayılı TMK.nun 202.m). Dava konusu Bursa ili Osmangazi ilçesi 5583 ada 12 parseldeki kargir apartmanın 3.kat 12 nolu bağımsız meskeni 1/2 paylı olarak davacı ... ile davalı ... adlarına 3.10.2006 tarihinde satış yolu ile tapuda kayıtlı bulunmaktadır. Dava konusu payın alım tarihi itibarıyla dava değer artış payı alacağı niteliğindedir. Dava dilekçesi davalı tarafa tebliğe çıkartılmış ve ismen tanınmadığı sebebiyle tebligat iade edilmiştir....

              Mahkemece; katkı payı alacağı boşanma davasının feri niteliğinde bulunmadığı ve de daval... vekili tarafından usulüne uyun şekilde başvurma harcı ve peşin nispi harç yatırılarak açılmış bir karşı dava veya birleşen dava bulunmadığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, boşanma davasına karşı dava olarak açılıp daha sonra boşanma davasından ayrılarak görülmeye devam eden bir davadır. Boşanma davasına karşı verilen karşı dava dilekçesinde katkı payı alacağı talep edilmiş ancak miktarı gösterilmemiş ayrıca 3.000 TL ziynet alacağı talep edilerek bunun harcı olarak 12.07.2006 tarihinde 40.50 TL olarak yatırılmıştır....

                Bu durum karşısında evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM'nin 170.maddesi uyarınca eşler arasında mal ayrılığı rejimi, 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı tarihe kadar 4722 sayılı Kanunun 10. maddesi gereğince, eşler başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden TMK'nun 202. maddesine göre edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Davacı vekili dava dilekçesinde talepte bulunduğu mal varlığı ve hangi mal varlığı ile ilgili ne miktar talepte bulunduğunu bildirmemiş, dava boşanma davası ile birlikte maktu harç yatırılarak açılmıştır. 17.01.2007 tarihli açıklama dilekçesinde ise her bir mal varlığının niteliklerini bildirmiş ve hangi mal varlığı için ne miktar talep ettiğini açıklarken fazlaya ilişkin haklarını da saklı tutmuştur. Yargılama sırasında davacı tarafın herhangi bir ıslah talebi de olmamıştır....

                  Taraflar 26.08.1992 tarihinde evlenmiş 13.10.2009 tarihinde açılan ve boşanma ile sonuçlanan davanın 21.05.2010 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Eşler arasındaki mal rejimi TMK 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Taraflar 13.12.2002 tarihinde ... 13. Noterliği'nde düzenledikleri mal ortaklığı sözleşmesi ile mal ortaklığı rejimini kabul etmişlerdir. (TMK'nun 202/2, 256 md). Mal ortaklığı sözleşmesi, 4722 sayılı Yürürlük Kanunu'nun 10/1. fıkrasında öngörülen yasal 1 yıllık süre içerisinde yapılmıştır. Bu konuda bir uyuşmazlık yoktur. Yür. Kan. 10/3. Fıkrası gereğince, mal ortaklığı rejimi 01.01.2002 tarihinden sonra edinilen mallar bakımından geçerli olup, 01.01.2002 tarihinden boşanma dava tarihine kadar edinilen mallar, mal ortaklığı rejimi hükümlerine göre tasfiye edilecektir....

                    UYAP Entegrasyonu