Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dörtyol Aile Mahkemesince, mal rejimi dosyasında da TMK 214. maddesi dikkate alınarak boşanma davasında yetkisizlik kararı verilen Ankara Aile Mahkemesinin yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Ankara 8. Aile Mahkemesi tarafından,Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2021/9241 Esas 2021/11947 Karar sayılı ilamı ile taraflar arasında görülen boşanma davasında Dörtyol Aile Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine karar verildiği anlaşılmakla TMK'nın 214/2. maddesi uyarınca da mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir. TMK'nın 214. maddesi'nde “Eşler veya mirasçılar arasında bir mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda, aşağıdaki mahkemeler yetkilidir: 1.Mal rejiminin ölümle sona ermesi durumunda ölenin son yerleşim yeri mahkemesi, 2.Boşanmaya, evliliğin iptaline veya hâkim tarafından mal ayrılığına karar verilmesi durumunda, bu davalarda yetkili olan mahkeme, 3.Diğer durumlarda davalı eşin yerleşim yeri mahkemesi.” şeklinde düzenleme mevcuttur....

    Bu durum karşısında evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM'nin 170. maddesi uyarınca eşler arasında mal ayrılığı rejimi, 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı 09.07.2009 tarihine kadar 4722 sayılı Kanun'un 10. maddesi gereğince, eşler başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden TMK'nun 202. maddesine göre edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir.Dosya kapsamı ve dava dilekçesindeki açıklamalara ve aracın 22.09.2008 de edinilmiş olmasına göre; davacı vekilinin talebi araç üzerindeki katılma alacağı ve genel hükümlere dayanan ziynet alacağı isteğine ilişkindir.Mahkemece, davacının sadakatsiz davranışları nedeniyle TMK 236/2 maddesi gereğince katılma alacağı isteğinin reddine karar verilmiş ise de, taraflar arasındaki boşanma davası TMK'nın 166. maddesinde düzenlenen şiddetli geçimsizlik nedenine dayalı olarak açılmış ve Mahkemece bu hukuki nedene dayalı olarak boşanma kararı verilmiştir....

      Davalılar ... ve ..., davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davacı ile davalı ...'in halen evli oldukları ve davaya konu 8 nolu bağımsız bölümü fiilen birlikte yaşarken aldıkları aile konutu olarak kullandıkları, aralarındaki sorunlar nedeniyle geçimsizlikler yaşandığı ve davalı ...'in davalı ...'ye karşı ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/190 E. numaralı dosyasında halen derdest olan boşanma davasını açtığı, boşanma davasını açmadan kısa süre önce de tarafların birlikte yaşadığı dava konusu taşınmazı işyerinin bulunduğu ... Sanayi Sitesi'nde esnaf olan diğer davalı ...'a sattığı, boşanma davasını açtıktan bir süre sonrada evden ayrıldığı, bu satışta davacı ...'nin rızasının alınmadığı, aile konutunun satıldığını boşanma davasından sonra öğrendiği, dinlenen tanık ve taraf beyanların tüm delillerle birlikte değerlendirilmesinden davalı ...'...

        Dava, mal rejiminin tasfiyesine dayalı katılma alacağına ilişkindir. Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden, 26/01/1996 tarihinde evlenen tarafların, Köln Sulh (Aile) Mahkemesinde 31/01/2015 tarihinde açılan dava sonucu 15/06/2016 tarih ve 300 F 17/15 sayılı kararı ile boşandıkları, İstanbul 2. Aile Mahkemesi'nin 2017/105 E. sayılı ilamı ile Tanınmasına ve Tenfizine karar verildiği, kararın taraflarca istinaf yoluna başvurulmaksızın 01/12/2017 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/son maddesine göre, boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir.Taraflar arasında evlenme tarihi olan 26/01/1996 tarihinden TMK.nun yürürlüğe girdiği 01/01/2002 tarihine kadar 743 sayılı kanunun 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı, 01/01/2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı tarihe kadar da başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden yasal mal rejimi olarak kabul edilen edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.nun 202. mad.)....

        Mahkemece, boşanma kararının 23.5.2006 tarihinde kesinleştiğini, bir yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra davanın 3.12.2009 tarihinde açıldığını, davalı vekilinin süresinde sunduğu cevap dilekçesiyle zamanaşımı def'inde bulunduğunu gerekçe göstermek suretiyle zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 743 sayılı TKM’nin 170. maddesi gereğince taraflar arasında mal ayrılığı rejimi döneminde edinilen taşınmaza yapılan katkı payı alacağı isteğine ilişkindir. Taraflar 3.1.1978 tarihinde evlenmişler, 20.4.2004 tarihinde ...’in, 6.5.2004 tarihinde ise, davalı ...’nin açtığı boşanma davalarının kabulle sonuçlanması ve verilen her iki boşanma kararının 23.5.2006 tarihinde kesinleşmesi ile tarafların boşandıkları anlaşılmıştır. Eşler başkaca bir mal rejimini seçmemişlerdir....

          tedbir kararı verilmesi talepleri bulunduğunu, davalının Birleşik Krallık, Türkiye ve Libya olmak üzere birden çok vatandaşlığı bulunduğunu, öte yandan davalının vatandaşlığı olan devletlerde mal varlığı bulunduğunu, Türkiye ile Libya ve Birleşik Krallık arasındaki ikili anlaşmalar ve uluslararası anlaşmalar dikkate alınarak davalının Libya ve Birleşik Krallık'taki mal varlıklarının araştırılması ve mal varlığı tasfiye edilirken müvekkilinin alacak hesabına dahil edilmesi talepleri bulunduğunu, İstanbul 12....

          İhtiyaç duyulması halinde, değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır. Somut olaya gelince; eşler, 18.10.1985 tarihinde evlenmiş, 27.01.2009 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı m. TKM 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın m. 10, TMK m. 202). Tasfiyeye konu kooperatife 1994 tarihinde üye olunmuştur. Dava konusu taşınmaz 04.03.2009 tarihinde davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK 179.m)....

            Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının dava dilekçesinde davalının edinilmiş mallara katılma hakkının ortadan kaldırılmasını istediği, 15.01.2021 tarihli ön inceleme duruşmasında da zina nedeniyle tam kusurlu eşin edinilmiş mallara katılma alacağının ortadan kaldırılmasını talep ettiği, hem Almanya'da hem de Türkiye'de açılmış boşanma davasının olduğu, Mahkemece boşanma davasının mal rejiminin tasfiyesi için bekletici mesele yapması gerektiği, davacının dava dilekçesi ve ön inceleme duruşmasında davalının alacak hakkının ortadan kaldırılmasını istemiş ise de davacının mal rejiminin tasfiyesi ya da tasfiye nedeniyle alacak talebinde bulunmadığı, Mahkemece davalı adına yapılan sorgulamada mal tespit edilemediği, taraflarca da davalı adına kayıtlı herhangi bir mala ilişkin açıklama yapılmadığı, davacının üzerine kayıtlı taşınmazlar yönünden davalının katılma alacağının ortadan kaldırılması isteğinde bulunulduğu, davalı adına kayıtlı...

              TMK nun 179. maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Dosya arasında yer alan tapu kaydına göre uyuşmazlık konusu 1665 ada 1 parselde kayıtlı 18 nolu bağımsız bölüm 24.09.1998 tarihinde ferdileşme, 20 YR 761 plakalı Polo marka araç ise 08.12.1999 tarihinde satın alınmak suretiyle davalı eş adına satın alınmıştır. Taraflar arasında başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK.nun 202 maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabidirler. Davacı tarafından katkının yapıldığı ve taşınmaz ile aracın satın alındığı tarih itibariyle eşler arasında 743 sayılı TKM.nin 170 maddesi uyarınca mal ayrılığı rejimi geçerlidir....

                Anılan maddede, boşanmanın mali sonuçlan üzerinde anlaşma şartı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 174.maddesinde düzenlenen boşanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat, 175.maddesinde düzenlenen yoksulluk ve 182. maddesinde düzenlenen iştirak nafakası talep haklarına ilişkindir. Anlaşmada ayrıca yer verilmemişse tarafların aralarındaki akdi ilişkiyi tasfiye ettikleri kabul edilemez. Tarafların anlaşmalı boşanma halinde sadece boşanma ve ferileri hakkında anlaşmaları zorunludur. Mal rejiminin tasfiyesi konusunda anlaşmaları zorunlu değildir. Ancak somut olayda olduğu gibi tarafların mal rejimi konusunda anlaştıkları protokol, yargılama tutanağına geçen imzalı beyanları ile protokolün onaylanmasına ilişkin hüküm fıkrası ile sabittir....

                  UYAP Entegrasyonu