Yerel mahkeme kararına karşı davalı erkek vekili tarafından, karşı davada boşanma, tazminat ve çocukla şahsi ilişki kurulması taleplerinin değerlendirilmediği, boşanma gerçekleşmediğine göre mal rejimi davasının konusuz kaldığını, müvekkili aleyhine yargılama gideri ve ücreti vekalete hükmedilmesinin usul-yasaya aykırı olduğu ve karşı davanın reddi kararının hukuka aykırı olduğu yönünde istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır. 4721 sayılı TMK'nun 225.maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesiyle sona erer. Yargıtay'ın ve Dairemizin sapmaksızın devam eden uygulamalarına göre; mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir....
Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK 179.m). Davalı vekili her ne kadar tarafların boşanma davası sırasında her konuda anlaştıklarını, karşılıklı eşya taleplerinin bulunmadığını ve bu hususlara ilişkin aralarında protokol düzenlediklerini bu bakımdan davanın reddi gerektiğini bildirmiş ise de; ileri sürülen ve boşanma hükmünde de onaylanan 08.02.2012 tarihli protokolün 5. bendinde tarafların karşılıklı olarak eşya ve ziynet taleplerinin bulunmadığı kabul edilmiştir. Protokolün bunun dışındaki maddeleri boşanmanın fer'i (eki) niteliğindeki konulara ilişkindir....
Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/03/2019 tarih, sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde; TALEP : Davacı vekili, müvekkili ile davalı ... arasında boşanma davasının devam ettiğini, diğer davalı ...’nun ise eşinin annesi olduğunu, 30.10.2017 tarihinde boşanma davasının açıldığını, 08.09.2017 tarihinde davalı ...’nın hisselerini annesine devrettiğini, boşanma davasında mal rejiminin tasfiyesinde mal kaçırmak için hisse devrinin muvazaalı olarak yapıldığını, boşanma davasında gelir durumunun düşük gösterilmek istendiğini, müvekkiline zarar verme kastı ile hareket ettiklerini, TTK’nın 595. maddesine göre, devrin noterde yapılması, pay defterine işlenmesi ve ortakların muvafakatinin alınması gerektiğini ileri sürerek, hisse devrinin şekil şartları eksikliği ve muvazaa nedeniyle iptalini talep ve dava etmiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/03/2019 tarih, sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde; TALEP : Davacı vekili, müvekkili ile davalı ... arasında boşanma davasının devam ettiğini, diğer davalı ...’nun ise eşinin annesi olduğunu, 30.10.2017 tarihinde boşanma davasının açıldığını, 08.09.2017 tarihinde davalı ...’nın hisselerini annesine devrettiğini, boşanma davasında mal rejiminin tasfiyesinde mal kaçırmak için hisse devrinin muvazaalı olarak yapıldığını, boşanma davasında gelir durumunun düşük gösterilmek istendiğini, müvekkiline zarar verme kastı ile hareket ettiklerini, TTK’nın 595. maddesine göre, devrin noterde yapılması, pay defterine işlenmesi ve ortakların muvafakatinin alınması gerektiğini ileri sürerek, hisse devrinin şekil şartları eksikliği ve muvazaa nedeniyle iptalini talep ve dava etmiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/03/2019 tarih, sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde; TALEP : Davacı vekili, müvekkili ile davalı ... arasında boşanma davasının devam ettiğini, diğer davalı ...’nun ise eşinin annesi olduğunu, 30.10.2017 tarihinde boşanma davasının açıldığını, 08.09.2017 tarihinde davalı ...’nın hisselerini annesine devrettiğini, boşanma davasında mal rejiminin tasfiyesinde mal kaçırmak için hisse devrinin muvazaalı olarak yapıldığını, boşanma davasında gelir durumunun düşük gösterilmek istendiğini, müvekkiline zarar verme kastı ile hareket ettiklerini, TTK’nın 595. maddesine göre, devrin noterde yapılması, pay defterine işlenmesi ve ortakların muvafakatinin alınması gerektiğini ileri sürerek, hisse devrinin şekil şartları eksikliği ve muvazaa nedeniyle iptalini talep ve dava etmiştir....
Taraflar 21.6.1986 tarihinde evlenmiş, 26.7.2007 tarihinde açılan boşanma davasının kabulü ve boşanmaya ilişkin bölümünün 20.10.2009 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulmuştur. TMK.nun 179. maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Taraflar arasında başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK.nun 202. maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabidirler. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2. maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir. Dava konusu 156 ada 45 parselde 1/6 arsa paylı 5 numaralı mesken edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli bulunduğu 24.4.2003 tarihinde satış suretiyle ½’şer paylarla taraflar üzerine tescil edilmiştir....
SAVUNMA:Davalı vekilinin 03/05/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, mal rejiminin tasfiyesi iin boşanma davası açılmış olmasının yeterli olmadığını, boşanma davası devam ederken açılmış olan mal rejiminin tasfiyesi davasında davasının sonucunun beklenmesinin gerektiğini, boşanma davası sonuçlanmadan mal rejimi davasının bir karara bağlanamayacağını, bu nedenle boşanma davasının bekletici mesele yapılmasını, mal rejimi süresince eşlerden her birinin kendi malvarlığı üzerinde serbestçe tasarruf edip işlem yapabileceğini, ancak mal rejimi sona erdiğinde her bir eş diğer eşin edinilmiş malı üzerinde katılma alacağı hakkına sahip olacağını, müşterek konut olarak bildirilen ve tedbir konulan taşınmazın 3 yıl önce satıldığını, 3....
Davacı Nazan'ın boşanma protokolündeki ve protokolü doğruladığı 05.02.2013 tarihli oturumdaki boşanma dava .//.. dosyasındaki beyanı, boşanmanın fer'i niteliğindeki mali konulara yönelik olup, mal rejiminin tasfiyesi dolayısı ile eldeki dava konusu yapılan malvarlığına ilişkin bir açıklama içermemektedir. Mal rejiminin tasfiyesi boşanma davasının eki niteliğinde olmadığından; boşanmayla birlikte karara bağlanması zorunluluğu bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, mahkemece iddia ve savunma çerçevesinde taraf delilleri toplanarak tartışılması ve tüm deliller değerlendirildikten sonra talebin esası hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, protokolden ve mahkeme içi ikrardan hareketle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmamıştır....
Mahkemece mal rejiminin tasfiyesine ilişkin olarak yalnız alacak hakkı tanındığı, davacının iptal ve tescil dışında talebi bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar 05.01.2002 tarihinde evlenmiş, 18.05.2007 tarihinde açılan boşanma davasının kabulü ve 14.09.2010 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği sona ermiştir. Başka mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, eşler arasında evlilik tarihinden, mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar 4721 sayılı TMK.nun 202. maddesi hükmü uyarınca yasal "edinilmiş mallara katılma" rejimi geçerlidir. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2. maddesi uyarınca boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir. Temyiz incelemesine konu istek boşanma dava dilekçesinde ileri sürülmüştür....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 26.09.2013 gün ve 298/470 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı .... vekili, tarafların 06.12.2012 tarihinde anlaşmalı olarak boşandıklarını, boşanma davası sırasında boşanma protokolünü davacının ikrah altında imzaladığını, iradesinin sakatlanması nedeniyle boşanma protokolündeki taahhütlerin ve feragatlerin geçerli olmadığını açıklayarak, .....Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 2012/298 Esas sayılı dosyasındaki boşanma protokolündeki 4.maddede yer alan taahhütler ile 6. ve 7. maddelerde yer alan feragatlerin davacı yönünden iptaline, takiben mal rejiminin tasfiyesi ile dava konusu taşınmaz, tekne ve motosiklet ile ilgili olarak davacının katkı payı ve artık değere katılma alacağı nedeniyle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 15.000,00-TL katkı payı alacağının dava tarihinden...