Ağırlıklı görüş eşler arasında mal rejiminin sona erdiği tarih olan boşanma davasının açıldığı tarih başlangıç süresi olarak kabul edilmektedir. Ne var ki 6098 sayılı TBK.nun 153/1-2.bendine göre " Evlilik devam ettiği sürece, eşlerin diğerinden olan alacakları için zaman aşımı işlemeye başlamaz, başlamışsa durur ". Kanunun bu açık hükmü gözetildiğinde başlangıç tarihi olan boşanma davasının açıldığı tarihte mal rejimi eşler arasında sona ermiş olsa bile zaman aşımı işlemeyeceğinden (duracağından) ve boşanma kararının kesinleştiği tarihe kadar da bu duruma devam edeceğinden ancak boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren TBK.nun 146. maddesinde öngörülen zaman aşımı işlemeye başlayacaktır. Yani zaman aşımının başlangıç tarihi saptanan bu olgu karşısında boşanma kararının kesinleştiği tarih olarak kabul edilmesi uygun olacaktır....
Mahkemece, davacının ev hanımı olduğu, gelirinin bulunmadığı, evlilik boyunca 48 günlük çalışmasına ilişkin kayıtların bulunduğu, ziynet eşyalarının davalıya verildiğine dair delil bulunmadığı, dava konusu malların 743 sayılı Yasa zamanında edinildiği ve kişisel mal niteliğinde bulunduğu ve davacının bu malların edinilmesinde katkısını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsımından; taraflar 06.04.1992 tarihinde evlenmişler, 30.01.2003 tarihinde açılan boşanma davasının kabulü ve hükmün 12.04.2007 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. 4721 sayılı TMK.nun 179.maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanacaktır....
Mahkemece, boşanma davasının kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar bir yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar 28.7.1983 de evlenmiş, 10.1.2005 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 16.11.2006 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulmuştur. Dava konusu bağımsız bölüm 7.12.2000 tarihinde satın alma suretiyle davalı adına kayıtlıdır. TMK.nun 179.maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Taraflar arasında başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK.nun 202.maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabidirler....
Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK’nun 222. m.). Somut olayda, istinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile bağlı inceleme sonucunda; tarafların 16/10/2011 tarihinde evlendiği, 06/01/2014 tarihinde açılan boşanma davasında verilen kararın 16/07/2015 tarihinde kesinleşmesiyle boşandıkları, taraflar arasındaki mal rejiminin boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona erdiği, dava konusu 34 XX 575 plaka sayılı aracın 03/07/2013 tarihinde satın alındığı ve 31/12/2013 tarihinde üçüncü kişiye satıldığı, TMK.nun 229....
A.H. ( Aile ) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma- Katkı Payı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Tarafların boşanmaları yönünde oluşan ilk hüküm kesinleşmiştir. Bu durumda taraflar arasındaki mal rejimi, boşanma davasının açıldığı 18.01.2001 tarihinde sona ermiştir. Taraflar arasında geçerli olan mal rejimi, mal ayrılığıdır....
Birincisi sözü edilen madde TMK.nun mal rejimleri bölümünde değil, kanunun sistematiği açısından TMK.nun boşanma kısmında yer almaktadır. İkincisi ise, TMK.nun 178. maddesi boşanmanın eki niteliğinde bulunan nafaka, maddi ve manevi tazminatlarla ilgili olup bunlar hakkında uygulanır. Mal rejimine ilişkin davalar ise boşanmanın eki (fer'i) niteliğinde davalar olmadığını söylemekteler. Konunun çok tartışmalı olduğu ve henüz bir birlikteliğin gerek doktrinde ve gerekse uygulamada sağlanamadığı görülmektedir....
Aile Mahkemesi'nden verilen 29.05.2014 gün ve 411/470 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı ... vekili, birleşen boşanma dava dilekçesinde boşanma ile birlikte mal rejiminin tasfiyesi ile alacak talebinde de bulunmuş; alacak talebi boşanma dosyasından hüküm ile tefrik edilerek ayrı esasa kaydolunmuştur. Davalı ... .. vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, dava dilekçesindeki taleplerin borçlar hukukundan kaynaklandığı ve Asliye Hukuk Mahkemelerinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar, 22.12.2005 tarihinde evlenmiş; 16.03.2012 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 30.09.2015 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son)....
Aile Mahkemesinin 2017/88 Esas sayılı boşanma dava dosyası incelendiğinde; dava dilekçesine ekli 01.02.2017 tarihli taraflarca imzalanan protokolde taraflar adına kayıtlı Kağıthane, Sazlıdere ve Seyrantepe'de bulunan taşınmazlar ile bir araç yönünden mal rejiminin tasfiye edildiği, davacı kadın tarafından eldeki davadaki iddialarına konu taşınmazlar, şirket hissesi hususunda boşanma dosyası içerisinde herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı anlaşılmaktadır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, tarafların boşanma protokolü ve kesinleşen boşanma ilamı ile edinilmiş mallarını tasfiye ederek mallarını paylaştırdıklarını, mal rejiminin boşanma protokolü ve boşanma ilamı ile tasfiyesinden yaklaşık 2.5 sene sonra açılan işbu davanın açıkça kötüniyetli olduğunu, tarafların, müvekkilinin açtığı ve İstanbul Anadolu 5. Aile Mahkemesinin 2019/92 E. 2019/203 K. sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, tarafların boşanırken hem yazılı bir anlaşma protokolü imzaladıklarını hem de duruşma esnasında mahkeme huzurunda beyanda bulunarak mahkeme içi ikrar ile mal rejimini tasfiye ettiklerini ve ne suretle tasfiye ettiklerini birbirleri ile uyumlu beyanları ile ifade ve ikrar ettiklerini, dolayısıyla davacının açmış olduğu davaya konu olabilecek bir mal tasfiyesi söz konusu olmadığını belirterek, davanın usulden ve esastan reddini, müvekkilinin mal varlığı üzerine konulan ihtiyati tedbirin kaldırılmasını talep etmiştir....
Kabule göre de; katılma alacağı hesabında tasfiye tarihi boşanma veya mal rejiminin sona erdiği tarih olmayıp, tasfiye veya değer artış payına yönelik açılmış bulunan davanın karar tarihidir.(TMK.nun 232,235/1. m.) Mahkemece katılma alacağına boşanma tarihi olan 18.12.2006 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesi de doğru değildir. Yukarıda açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve 15,60 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 25.01.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....