Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

, bir mal grubundan diğer mal grubundaki bir malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına katkı sağlanması sebebi ile yapılacak değişken denkleştirmede söz konu mal değerindeki artışlar ve azalmaların da dikkate alınması gerektiğini belirterek, mal rejiminin tasfiyesi sonucu fazlaya ilişkin hak ve alacakları ile ıslah hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00- TL....

Davalı ... vekili, söz konusu paranın evlilik birliği içerisinde bankadan çekilerek aynı zamanda kayınbabası olan dava dışı Yüksel'e verildiğini, mal rejiminin sona erdiği tarih itibariyle paranın mevcut olmadığını, boşanma sürecinde geri istemesine rağmen verilmeyen para ile ilgili olarak boşanma davası sonrası açmış olduğu kabül ile neticelenen alacak davasında davacınında tanık sıfatıyla dinlendiğini ve paranın evlilik birliği giderleri ve tüp bebek tedavisinde harcandığına ilişkin tanıklık yapması nedeniyle iş bu dava ile mal rejiminin tasfiyesini talep etmesinin TMK 2. maddesine aykırı olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava konusu edilen paranın mal rejiminin sona erdiği tarih itibariyle mevcut olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    Mahkemece, eldeki mal varlığının tasfiyesine ilişkin dava boşanma davasından ayrılarak yeni esasa kaydedilmiş ve davalı-karşı davacının cevap dilekçesinde taşınmaz ve araç üzerinde alacağı bulunduğunu ileri sürdüğü, davalının usulüne uygun olarak harcı yatırılmış bir davası bulunmadığı, cevap dilekçesinin sonradan harçlandırılmak suretiyle karşılık dava haline getirilemeyeceği, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davanın boşanma davasının eki niteliğinde olmadığı açıklanarak davalı-karşı davacının mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davası konusunda karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmiştir. Hüküm davacı vekili ile davalı vekili taraflarından temyiz edilmiştir. Taraflar, 20.04.1984 tarihinde evlenmiş, 06.06.2008 tarihinde açılan dava sonucu boşanmalarına karar verilmiş, hüküm 14.09.2010 tarihinde kesinleşmiştir. Eşler arasında boşanmayla evliliğin sona erdirilmesine karar verilmesi halinde, mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer (TMK.nun 225/son)....

      TMK.nun 179. maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Dava konusu parsellerin ve kooperatif hisselerinin edinim tarihlerine ilişkin kayıt ve belgeler getirtilmemiş ise de, boşanma hükmünün kesinleştiği tarih itibariyle 1999'dan önce edinildikleri şüphesizdir. Taraflar arasında başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme ve boşanma tarihleri itibariyle 743 sayılı MK.nun 170.maddesine göre mal ayrılığı rejimine tabidirler. Davacı tarafından katkının yapıldığı ve taşınmazların satın alındığı iddia edilen dönem itibariyle eşler arasında “mal ayrılığı” rejimi geçerlidir. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/....maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir....

        Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; tarafların 10.04.1993 tarihinde evlendikleri, 30.12.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulü ve hükmün 13.07.2011 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliğinin son bulduğu, TMK'nun 179. maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümlerin uygulanacağı, taraflar arasında başka bir mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK'nun 202. maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olacakları, eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/2. maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona erdiği, dava konusu ... plakalı araç ile 2105 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki nizalı 10 nolu bağımsız bölümün sırasıyla edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli bulunduğu, 01.07.2005 ve 14.05.2010 tarihlerinde davalı...

          Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; tarafların 15.06.1987 tarihinde evlendikleri, 29.06.2007 tarihinde açılan boşanma davasının kabulü ve hükmün kesinleşmesiyle evlilik birliğinin son bulduğu, TMK'nun 179. maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümlerin uygulanacağı, taraflar arasında başka bir mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK'nun 202. maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olacakları, eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/2. maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona erdiği, dava konusu 26 parsel sayılı taşınmazın edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli bulunduğu 03.11.2004 tarihinde satış suretiyle davalı eş adına tescil edildiği, eldeki davanın ise 30.09.2011 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır....

            Mal rejiminin tasfiyesi davalarında yetki hususunu düzenleyen 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 214. maddesinde; “…Eşler veya mirasçılar arasında bir mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda, aşağıdaki Mahkemeler yetkilidir: 1. Mal rejiminin ölümle sona ermesi durumunda ölenin son yerleşim yeri Mahkemesi, 2. Boşanmaya, evliliğin iptaline veya hâkim tarafından mal ayrılığına karar verilmesi durumunda, bu davalarda yetkili olan Mahkeme, 3. Diğer durumlarda davalı eşin yerleşim yeri Mahkemesi…” şeklinde belirtilmiştir. Dava, mal rejiminden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. Dosya kapsamına ve incelenen tutanaklara göre yanlar arasında ...4....

              Bafra Aile Mahkemesince, taraflar arasında gerçekleşen boşanma davasının Samsun Aile Mahkemesi'nde devam etmesi nedeniyle ve mevcut davanın boşanma davasının görüldüğü yerde tahkikatının devam edeceği gerekçesiyle karşı yetkisizlik kararı verilmiştir. Dava; mal rejiminden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. TMK'nun 214/2. maddesinde; mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda boşanmaya, evliliğin iptaline veya hakim tarafından mal ayrılığına karar verilmesi durumunda bu davalarda yetkili olan mahkemelerin yetkili olduğu düzenlenmiştir. Bir başka anlatımla, bu nitelikteki davalarda HUMK'nun 13. maddesindeki yetki değil; konuyla ilgili özel düzenlemelerin yer aldığı 4721 sayılı TMK'nun 214. maddesindeki yetki kuralı geçerlidir. Ancak TMK'nun 214. maddesindeki yetki kesin nitelikte bulunmayıp, kesin yetkinin söz konusu olmadığı hallerde, ilk itirazlardan olan yetki itirazının HMK'nun 19/2 ve 116....

              Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK’nun 222. m.). Somut olayda; taraflar 29.07.2007 tarihinde evlenmiş, 17.07.2018 tarihinde açılan boşanma davasında, TMK’nun 166/3 maddesi uyarınca verilen ve 13.12.2018 tarihinde kesinleşen anlaşmalı boşanma kararı gereğince boşanmışlardır. Taraflar arasındaki mal rejimi, boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir. TMK'nun 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı boşanma kararı verilebilmesi için, eşlerin boşanma ve boşanmanın eki niteliğindeki hususlarda anlaşmış olmaları gerekir. Mal rejiminin tasfiyesi boşanmanın eki niteliğinde olmadığından, anlaşma gerekli değildir. Ancak anlaşma olduğu takdirde boşanmayla birlikte hüküm altına alınmasına da yasal bir engel yoktur. Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; davalı tarafından İstanbul 10....

              Aksi düşünce, kanun koyucunun ve özellikle de mal rejimini düzenleyen TMK.nun sistematiğine ve ruhuna aykırıdır. Bu nedenle, 07.10.2009 tarihli protokolün 3.maddesinde, taraflara ait ve mal rejiminin tasfiyesine konu olabilecek taşınır ve taşınmaz malların tümünün amaçlandığının kabulü ile usul ve yasaya uygun görülen yerel mahkeme hükmünün onanması yerine, bozulması yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne katılmamaktayım. 05.06.2012...

                UYAP Entegrasyonu