TMK 206. maddesinde haklı bir sebep varsa hakimin, eşlerden birinin istemi üzerine, mevcut mal rejiminin mal ayrılığına dönüşmesine karar verebileceği düzenlenmiştir. Söz konusu talep yönünden görevli mahkeme Aile mahkemeleri olup, taraflar arasında devam eden bir boşanma davası var ise bu talebin sadece boşanma davasının açıldığı Mahkemeden istenebileceğine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Mahkemece, davanın kaldığı yerden devamı ile talep hakkında ilgili yasal düzenlemeler ve eldeki dava tarihi itibariyle derdest olan boşanma davası gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir....
Sözü edilen kanunlar ile bölüm başlıkları ve kanun maddeleri bir bütün olarak ele alıp değerlendirildiğinde; "mal" tabirinden, eşlerin sahip oldukları ve mal rejiminin tasfiyesi davalarında konu edilebilecek, ekonomik değeri bulunan taşınır-taşınmaz varlıkların tamamının anlaşılması gerekmektedir. Taraflar arasında görülen ... 2. Aile 2010/796 Esas ve 2010/1234 Karar sayılı boşanma dosyası incelendiğinde, duruşmada her iki tarafın alınan imzalı beyanlarında "..mal veya gelire dayalı hiçbir hak ve iddiam yoktur, hiçbir baskı, tehdit ve taciz altında kalmadan kendi hür irademle boşanmak istiyorum" şeklinde ifade verdikleri anlaşılmaktadır. Tarafların boşanma dava dosyasında imzalı beyanlarında kullandıkları "mal" ifadesi Yargıtay'ın ve Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına göre mal rejiminin tasfiyesini de kapsar. Zira bahsedilen “ mal '' tabirinden mal varlıklarına ilişkin ayni ve şahsi hakların tamamının anlaşılması gerekir....
Bunun dışında kalan çocukların velayetine, çocuklarla kişisel ilişki kurulmasına, maddi ve manevi tazminata ve yargılama giderlerine ilişkin maddeleri ise açıkça ve ayrıca boşanma ilamının hüküm kısmında gösterilmiştir. Bu hal ve tarafların yargılamadaki beyanları dikkate alındığında protokolün mahkemece uygun bulunduğu; ancak, içeriği de evlilik birliği içinde edinilmiş herhangi bir mal olmadığı, bu nedenle taleplerinin bulunmadığı şeklinde olan 7.maddenin gerek bu ifade tarzı gerekse de mal rejiminin boşanmanın mali hükümlerinden olmaması nedeniyle hüküm fıkrasında bu kısmın ayrık tutulduğunun kabulü gerekmekte; bu hal anılan protokolün ve boşanma davasında gerçekleşen beyan ve belgelerin tümüyle mahkeme içi ikrar ve kesin delil olma niteliğini etkilememektedir....
Aile Mahkemesi'nin 2020/489 Esas sayılı dosyasına kayıtlı boşanma davası açıldığını, devamında ise yine taraflarınca Mal Tasfiyesi Davası açıldığını, açmış oldukları boşanma davasının, mal paylaşım davası için bekletici mesele sayıldığını, boşanma davasının devamında tarafların hür iradeleri ve rızaları ile anlaşmalı boşanma protokolü hazırlayarak çekişmeli olan boşanma davasını anlaşmalı hale dönüştürdüklerini, neticeten tarafların isteği neticesinde Anlaşmalı Boşanma Protokolü hazırlanarak mahkemeye sunulduğunu ve protokol çerçevesinde boşanma gerçekleştiğini, Çorum 3. Aile Mahkemesi 2020/489 Esas 2021/124 Karar sayılı kararının 14/03/2021 tarihinde kesinleştiğini, Çorum 3. Aile Mahkemesi 2020/489 Esas 2021/124 Karar sayılı kararında "Üçtutlar Mahallesi Anadolu 5....
Taraflar, 02.10.1998 tarihinde evlenmiş, 19.08.2014 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 05.02.2015 tarihinde kesinleşmesiyle, mal rejimi sona ermiştir (TMK'nun 225/2.m.) Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM'nin 170.m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. (TMK'nun 202, 4722 s.Y.nın 10.m.). Mahkemece yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş ise de, verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Davacı Z., boşanma davasının 27.11.2014 tarihli son oturumunda, "Ben aylık 200 TL nafaka istiyorum, başkaca maddi-manevi tazminat talebim yoktur " şeklinde açıklamalarda bulunmuştur....
Şöyle ki, davalı erkeğin taşınmaz ve aracı evlilik birliği içinde satın aldığı ve aynı ..., boşanma dava tarihinden (03.10.2017) kısa süre önce 15.09.2017 tarihinde devrettiği, boşanma gerekçesine göre tarafların 02.09.2017 tarihinden beri ayrı yaşadıkları, davacının davalının tasfiyeye konu malları davacının haklarına kavuşmasını engellemek için devredebileceğini de iddia ettiği anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece taşınmaz ve aracın devir tarihi ile tarafların ayrı yaşamaya başladıkları tarih ve boşanma dava tarihi göz önünde bulundurulduğunda TMK 229/2. bent. gereğince taşınmaz ve aracın eklenecek değer kabul edilerek tasfiyede dikkate alınması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir....
Taraflardan ... ilk olarak 19.1.2004 tarihinde açtığı dava ile boşanma talep etmiş; Kadir de 29.1.2004 tarihinde boşanma ile niza konusu taşınmazlara yönelik katılma alacağı ve değer artış payı alacağı istemli dava açmış; ... tarafından açılan boşanma davasının Ankara 3.Aile Mahkemesinin 2004/ 34 Esas,835 Karar sayılı ilamıyla açılmamış sayılmasına karar verilmiş; ...’ün açtığı boşanma davasının ise Ankara 6.Aile Mahkemesinin 2004/121 Esas ve 1802 Karar sayılı ilamıyla reddine, katkı payı ve alacak davasının ise tefrikine karar verilmiş; tefrik edilen talep Ankara 6.Aile Mahkemesinin 2005/208 Esas numarasına kaydedilmiş, ne var ki boşanma davasının reddine ilişkin hükmün kesinleşmesi üzerine talep mevcut mal rejiminin mal ayrılığına dönüştürülmesi olarak ıslah edilmiş, davalı ... vekili tarafından 12.9.2005 tarihli ibraname dosyaya sunulmuş ise de, ıslah edilen talep gereği ibraname üzerinde durulmadan 2006/488 Karar ve 11.5.2006 tarihli hükümle davanın kabulüne ve mal rejiminin dava...
Taraflar Salihli 2.Asliye (Aile Mahkemesi sıfatıyla) Hukuk Mahkemesinin boşanma davasının taraflar arasında düzenlenen boşanma anlaşması dikkate alınarak TMK.nun 166/3. maddesi gereğince kabulüne ilişkin 3.7.2007 tarih 2007/379 Esas 2007/365 Karar sayılı hükmünün 3.7.2007 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Boşanma davasında taraflar düzenledikleri boşanma anlaşmasında herkesin kendi eşyalarını aldıklarını, eşyaların taraflar arasında paylaşıldığını ve birbirlerinden boşanma ile ilgili maddi ve manevi hiçbir tazminat talep etmeyeceklerini açıklamışlardır. Görülmekte olan dava, evlilik birliği içinde edinilen 2753 ada 17 parsel üzerindeki binanın 3.kat 4 numaralı meskeni ile ilgili mal rejiminin tasfiyesi sebebiyle açılmış alacak isteğine ilişkindir. Tarafların boşanma davasındaki anlaşmaları tümüyle değerlendirildiğinde boşanmanın feri niteliğindeki hususları içerdiği, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak talebini kapsamadığı anlaşılmaktadır....
MAL REJİMİMALLARIN İADESİ 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 202 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 225 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 226 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar 25.6.2003 tarihinde evlendiklerine ve mal rejimi sözleşmesi yapmadıklarına göre aralarında yasal rejim olan edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğunda tereddüt bulunmamaktadır (TMK. md. 202/1). Mahkemece evliliğin iptal ve boşanma sebebiyle sona erdirilmesine veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi halinde mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer (TMK. md. 225/2). Mal rejiminin sona ermesi ve tasfiye halinde her eş, diğer eşte bulunan mallarını geri alır (TMK. md. 226/1)....
Ancak bu hakkın kullanılabilmesi ve tasfiyeye karar verilebilmesi için boşanma davasının olumlu sonuçlanarak kesinleşmesi gerekir. Somut olayda taraflar arasında devam eden boşanma davası bulunduğu saptanmış olup bu boşanma davasının açılmasıyla davacının mal rejiminden kaynaklanan alacak hakkı doğmuştur. Bu halde tasfiyeye karar verilebilmesi için boşanma davasının sonucunun beklenmesi ve HGK'nun 27.06.2012 tarih 2012/ 8-268 Esas, 2012/ 420 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere boşanma davasının bekletici mesele yapılarak, boşanma davasının olumlu sonuçlanması halinde toplanacak delillere göre bir karar verilmelidir.Öte yandan davacı vekili 24.10.2011 tarihli oturumda tapu iptali ve tescile ilişkin isteği katkı payı alacağı olarak ıslah edip etmeyeceği hususunda vekil edeni ile görüşüp yazılı beyanda bulunacağını bildirmiştir....