Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Mal Rejimi Tasfiyesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından; lehine hükmolunan tazminat ve nafaka miktarları ile zina ve mal rejimi tasfiyesi davasında verilen kararlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-karşı davacı kadın TMK 166/1 maddesi uyarınca evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayanarak karşı dava açmış, birleşen davasında ise özel boşanma sebeplerinden zina hukuki sebebine (TMK m. 161) dayanarak boşanma isteminde bulunmuş, mahkemece davalı-karşı davacı kadının zinaya dayalı...

    TMK.nun 225/2 maddesi uyarınca mal rejimi boşanma davasının açıldığı 13.3.2003 tarihinde sona ermiştir. Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar “mal ayrılığı” (743. Sayılı TKM.nin 170.m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise yasal “edinilmiş mallara katılma rejimi” geçerlidir (TMK.nun 202, 4722 sayılı Yasanın 10.m.). Davacı ... dava dilekçesinde, dava konusu meskenin adına tapuda kayıtlı iken anlaşmalı boşanma karşılığı davalı ...'ya devrettiğini ileri sürerek iptal ve tescil isteğinde bulunmuş, 4.10.2010 tarihli yargılama oturumunda ise, taşınmaz değerinin yarısının kendisine ödenmesini istediğini açıklamıştır. Mahkemece, bu istek katılma alacağı olarak değerlendirilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuştur....

      Mahkemece, hüküm altına alınan alacağa esas kooperatif hissesinin boşanma dava tarihinden yaklaşık 14 yıl önce satıldığı, davacı tarafından satış parasının mevcut olduğunun ve/veya satış parası ile ikame mal edinildiğinin iddia ve ispat edilemediğine göre, davanın tasfiye tarihinde mevcut mal olmadığından reddine karar verilmesi gerekirken, boşanma dava tarihinden 14 yıl önce devredilen kooperatif hissesinin sanki hisseye davalı sahipmiş gibi, kooperatifin tamamlanması halinde davalı adına düşecek daire (daire 3. kişi adına tescilli olduğu anlaşıldığına göre) yönünden alacağa hükmedilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir....

        Dosyanın yapılan incelemesinde; tarafların boşanma dava dosyasına sundukları boşanma protokolünde mal rejimin tasfiyesine yönelik bir düzenleme olmadığı gibi, gerekçe ve hükümde de mal rejiminin tasfiyesine yönelik bir hüküm bulunmadığı, diğer yandan, feragatin somutlaştırılmış bir hak ile ilgili kayıtsız ve şartsız, herhangi bir kuşkuya yer vermeyerecek biçimde açık olması gerektiği, bu durumda, 18.08.2005 tarihli duruşmadaki taraf beyanlarının mal rejiminin tasfiyesi yönünden feragat olarak kabul edilmesinin de mümkün olmadığı anlaşılmakla, Dairemiz kararının usul ve kanuna uygun olduğu anlaşıldığından dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir. KARAR Açıklanan sebeple; Dosyanın YARGITAY HUKUK GENEL KURULUNA GÖNDERİLMESİNE, 22.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

          Birincisi sözü edilen madde TMK.nun mal rejimleri bölümünde değil, kanunun sistematiği açısından TMK.nun boşanma kısmında yer almaktadır. İkincisi ise, TMK.nun 178. maddesi boşanmanın eki niteliğinde bulunan nafaka, maddi ve manevi tazminatlarla ilgili olup bunlar hakkında uygulanır. Mal rejimine ilişkin davalar ise boşanmanın eki (fer'i) niteliğinde davalar olmadığını söylemekteler. Konunun çok tartışmalı olduğu ve henüz bir birlikteliğin gerek doktrinde ve gerekse uygulamada sağlanamadığı görülmektedir....

            Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin tüm, davacı kadının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadın boşanma ve fer'ileri ile birlikte mal rejiminin tasfiyesi talebinde bulunmuş, mahkemece bu talep hakkında herhangi bir hüküm kurulmamıştır. Davacının mal rejiminin tasfiyesi yönündeki talebi, boşanma kararının kesinleşmesi sonunda incelenebilir hale gelir (TMK m. 225). Dava açılırken alınan başvuru harcı, dava dilekçesindeki isteklerin tümünü kapsar. Mahkemece kurulan boşanma hükmünün taraflarca temyiz edilmediği de gözetildiğinde davacı kadının mal rejiminin tasfiyesi talebi incelenebilir hale gelmiştir....

              Eşlerin mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malları, mal rejiminin sona ermesi anındaki durumlarına göre değerlendirilir ve tasfiye anındaki değerleriyle hesaba katılırlar (TMK.nun 228/1, 235/1.m). Az yukarıda açıklandığı gibi mal rejiminin sona erdiği tarih itibarıyla, inşaat ve kooperatif ödemeleri tamamlanmadığından daha sonraki tarihte ferdileşmeyle tapuya tescil edilmiştir....

                Somut olayda, boşanma davasının gerçekleşme nedeni, yargılama süreci ve sonuçları itibariyle mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı iddiasının kanuna karşı hile olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur. Öte yandan, mahkemece boşanma süreci ve sonrası yönünden yapılan değerlendirme de, öncesinde geçimsizliklerinin bulunduğu, mirasbırakanın o süreçte davalıyı vekillikten azlettiği, tarafların bir süre ayrı yaşadıkları yönündeki belge ve tanık beyanları göz önüne alınmadığı gibi mirasbırakanın pek çok taşınmazının bulunduğu da gözetildiğinde, dava konusu taşınmazları aralarında bir husumet bulunduğu ileri sürülmeyen davacı çocuklarından mal kaçırma amacıyla yapmasının gerekçe ve delilleri yeterli bulunmamaktadır. Mahkemenin temlikin muvazaalı yapıldığı yönündeki kabulü, devrin bedelsizliğine ilişkin olup esasen bu durum akit tablolarından da bellidir....

                  Davalı ... vekili, davacı asılın boşanma davasında mal rejiminden kaynaklanan alacak talebinden feragat ettiğini belirterek, açılan davanın hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, esasa yönelik ise davacının katkısının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, ... 2. Aile Mahkemesi'nin boşanma dosyasında ...'ın duruşmada alınan beyanında ''nafaka, tazminat ve mal rejiminden kaynaklanan hak talep etmediğini'' beyan ettiği, her ne kadar sonraki celse bu beyanını geri aldığını beyan etmiş ise de 6100 sayılı HMK'nun madde 311 gereğince feragatin kesin hüküm gibi sonuç doğuracağı, feragatin iptali için irade bozukluğu gibi bir iddianın da bulunmadığı görülmekle davacının davasının boşanma davasında vaki olan feragat sebebi ile reddine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. ... 2....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesi ... ile ... aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi davasının reddine dair ... 6. Aile Mahkemesi'nden verilen ... gün ve ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... vekili, evlilik birliği içerisinde edinilen taşınmaz yönünden mal rejiminin tasfiyesi ile alacağın davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, taraflar arasında görülen boşanma davasında davacının maddi ve manevi tazminat, nafaka, eşya talebinin olmadığına ilişkin beyanının mal rejiminin tasfiyesinide kapsadığı ve mahkeme içi ikrar niteliğinde olduğu ve bu beyana rağmen açılan iş bu davanın TMK'nun 2. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu