Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şöyle ki, davalı erkeğin taşınmaz ve aracı evlilik birliği içinde satın aldığı ve aynı ..., boşanma dava tarihinden (03.10.2017) kısa süre önce 15.09.2017 tarihinde devrettiği, boşanma gerekçesine göre tarafların 02.09.2017 tarihinden beri ayrı yaşadıkları, davacının davalının tasfiyeye konu malları davacının haklarına kavuşmasını engellemek için devredebileceğini de iddia ettiği anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece taşınmaz ve aracın devir tarihi ile tarafların ayrı yaşamaya başladıkları tarih ve boşanma dava tarihi göz önünde bulundurulduğunda TMK 229/2. bent. gereğince taşınmaz ve aracın eklenecek değer kabul edilerek tasfiyede dikkate alınması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir....

    MAL REJİMİMALLARIN İADESİ 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 202 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 225 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 226 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar 25.6.2003 tarihinde evlendiklerine ve mal rejimi sözleşmesi yapmadıklarına göre aralarında yasal rejim olan edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğunda tereddüt bulunmamaktadır (TMK. md. 202/1). Mahkemece evliliğin iptal ve boşanma sebebiyle sona erdirilmesine veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi halinde mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer (TMK. md. 225/2). Mal rejiminin sona ermesi ve tasfiye halinde her eş, diğer eşte bulunan mallarını geri alır (TMK. md. 226/1)....

      Aile Mahkemesi'nin 2020/489 Esas sayılı dosyasına kayıtlı boşanma davası açıldığını, devamında ise yine taraflarınca Mal Tasfiyesi Davası açıldığını, açmış oldukları boşanma davasının, mal paylaşım davası için bekletici mesele sayıldığını, boşanma davasının devamında tarafların hür iradeleri ve rızaları ile anlaşmalı boşanma protokolü hazırlayarak çekişmeli olan boşanma davasını anlaşmalı hale dönüştürdüklerini, neticeten tarafların isteği neticesinde Anlaşmalı Boşanma Protokolü hazırlanarak mahkemeye sunulduğunu ve protokol çerçevesinde boşanma gerçekleştiğini, Çorum 3. Aile Mahkemesi 2020/489 Esas 2021/124 Karar sayılı kararının 14/03/2021 tarihinde kesinleştiğini, Çorum 3. Aile Mahkemesi 2020/489 Esas 2021/124 Karar sayılı kararında "Üçtutlar Mahallesi Anadolu 5....

      Taraflardan ... ilk olarak 19.1.2004 tarihinde açtığı dava ile boşanma talep etmiş; Kadir de 29.1.2004 tarihinde boşanma ile niza konusu taşınmazlara yönelik katılma alacağı ve değer artış payı alacağı istemli dava açmış; ... tarafından açılan boşanma davasının Ankara 3.Aile Mahkemesinin 2004/ 34 Esas,835 Karar sayılı ilamıyla açılmamış sayılmasına karar verilmiş; ...’ün açtığı boşanma davasının ise Ankara 6.Aile Mahkemesinin 2004/121 Esas ve 1802 Karar sayılı ilamıyla reddine, katkı payı ve alacak davasının ise tefrikine karar verilmiş; tefrik edilen talep Ankara 6.Aile Mahkemesinin 2005/208 Esas numarasına kaydedilmiş, ne var ki boşanma davasının reddine ilişkin hükmün kesinleşmesi üzerine talep mevcut mal rejiminin mal ayrılığına dönüştürülmesi olarak ıslah edilmiş, davalı ... vekili tarafından 12.9.2005 tarihli ibraname dosyaya sunulmuş ise de, ıslah edilen talep gereği ibraname üzerinde durulmadan 2006/488 Karar ve 11.5.2006 tarihli hükümle davanın kabulüne ve mal rejiminin dava...

        Taraflar Salihli 2.Asliye (Aile Mahkemesi sıfatıyla) Hukuk Mahkemesinin boşanma davasının taraflar arasında düzenlenen boşanma anlaşması dikkate alınarak TMK.nun 166/3. maddesi gereğince kabulüne ilişkin 3.7.2007 tarih 2007/379 Esas 2007/365 Karar sayılı hükmünün 3.7.2007 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Boşanma davasında taraflar düzenledikleri boşanma anlaşmasında herkesin kendi eşyalarını aldıklarını, eşyaların taraflar arasında paylaşıldığını ve birbirlerinden boşanma ile ilgili maddi ve manevi hiçbir tazminat talep etmeyeceklerini açıklamışlardır. Görülmekte olan dava, evlilik birliği içinde edinilen 2753 ada 17 parsel üzerindeki binanın 3.kat 4 numaralı meskeni ile ilgili mal rejiminin tasfiyesi sebebiyle açılmış alacak isteğine ilişkindir. Tarafların boşanma davasındaki anlaşmaları tümüyle değerlendirildiğinde boşanmanın feri niteliğindeki hususları içerdiği, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak talebini kapsamadığı anlaşılmaktadır....

          Hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225.maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesiyle sona erer. Yargıtay'ın ve Dairemizin sapmaksızın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel(istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur....

            Ancak bu hakkın kullanılabilmesi ve tasfiyeye karar verilebilmesi için boşanma davasının olumlu sonuçlanarak kesinleşmesi gerekir. Somut olayda taraflar arasında devam eden boşanma davası bulunduğu saptanmış olup bu boşanma davasının açılmasıyla davacının mal rejiminden kaynaklanan alacak hakkı doğmuştur. Bu halde tasfiyeye karar verilebilmesi için boşanma davasının sonucunun beklenmesi ve HGK'nun 27.06.2012 tarih 2012/ 8-268 Esas, 2012/ 420 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere boşanma davasının bekletici mesele yapılarak, boşanma davasının olumlu sonuçlanması halinde toplanacak delillere göre bir karar verilmelidir.Öte yandan davacı vekili 24.10.2011 tarihli oturumda tapu iptali ve tescile ilişkin isteği katkı payı alacağı olarak ıslah edip etmeyeceği hususunda vekil edeni ile görüşüp yazılı beyanda bulunacağını bildirmiştir....

              Mahkemece yapılan yargılama sonucu; taraflar arasında daha önce görülen boşanma davasının çekişmeli boşanma davası olarak ikame edildiği, ancak 2018/661 Esas sayılı dosyanın 21/05/2019 tarihinde yapılan son duruşmasında tarafların mahkemeye şifahi beyanlarını sunarak davayı anlaşmalı boşanma davasına çevirdikleri ve taraflar arasında görülen boşanma davası sonunda tarafların beyanı ile anlaşmalı boşanmaya karar verildiği, dosya davacısının boşanma dosyasında davalının anlaşmalı boşanma şartlarını sıraladığı ve "...karşı taraftan nafaka, maddî ve manevî tazminat, eşya, çeyiz, takı eşyası, katkı payı, katılma alacağı, değer artış payı ve sair talebim yoktur..." şeklinde beyanda bulunduğu, mahkemece bu beyanlar doğrultusunda hüküm kurulduğu ve hüküm başlığı altında düzenlenen 2 sıra numaralı kararda "Tarafların karşılıklı olarak maddî manevî tazminat, nafaka, eşya, katkı payı, katılma alacağı, değer artış payı sair talepleri olmadığından bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına," şeklinde...

              Türk Mahkemelerince verilen boşanma kararı ya da yabancı bir ülkede verilen boşanma hükmünün tanınmasına ilişkin karar kesinleşmeden, mal rejiminin tasfiyesine yönelik dava açıldığı takdirde, Anayasasının m.141/son ve HMK m.30 (HUMK.nun 77) hükümlerinde öngörülen usul ekonomisi uyarınca dava ret edilmeyip, derdest boşanma ya da yabancı mahkemece verilen boşanma kararının tanınmasına ilişkin davanın sonucunun beklenmesi, dava dosyasının bekletici mesele yapılması öteden beri uygulanan bir usuldür (HGK. 27.06.2012 gün ve 2012/8-268, 2012/420 sayılı kararı). Nevar ki, dosya kapsamından davacı yanın yabancı boşanma kararının tanınması talebini içeren davanın derdest olduğu konusunda Mahkemeyi de, sonrasında Özel Daire’yi de bilgilendirmediği anlaşılmaktadır....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma-Mal Rejiminin Tasfiyesi Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı (koca) tarafından, kadının davası, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminatın miktarı, ziynetlere ilişkin yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden, davalı-davacı (kadın) tarafından ise; velayete ilişkin düzenleme, yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminatın miktarı, ziynet alacağı ve mal rejiminin tasfiyesi taleplerinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol...

                  UYAP Entegrasyonu