Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, mirasbırakanları ...’ın 104 ada 6 parsel sayılı taşınmazını davalı gelini ...’a satış suretiyle devrettiğini, yapılan işlemin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm mal paylaşımı yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 79.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 18.01.2012 (Çrş.)...

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Mal Paylaşımı, Maddi ve Manevi Tazminat Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; * kısmen bozulmasına kısmen onanmasına dair Dairemizin * 21.4.2008 gün ve * 6331-5735 sayılı ilamiyle ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; Temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 440. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE ve aynı Kanunun değişik 442. maddesi ile 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunun 52. maddesi hükmünce takdiren (170.00)'er YTL. para cezasının, Harçlar Kanunu uyarınca (28.90)'ar YTL. ilam harcının karar düzeltme isteyene yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna oybirliğiyle karar verildi. 16.10.2008 (Prş.)...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Mal Paylaşımı #Yukarıda tarihi, numarası, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; Dairenin *30.01.2007 gün ve *10240-783 sayılı ilamiyle*onanmasına karar verilmişti. Sözü geçen Dairemiz kararının düzeltilmesi istenilmekle, evrak okundu, gereği görüşülüp düşünüldü. #Temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 440. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE ve aynı Kanunun değişik 442. maddesi ile 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunun 52. maddesi hükmünce takdiren (160) YTL. para cezasının, harçlar kanunu uyarınca (27.00) YTL. ilam harcının karar düzeltme isteyene yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna oybirliğiyle karar verildi. 19.07.2007 Prş....

          İcra Müdürlüğünün 2009/211 sayılı dosyasından yürütülen takipte uygulanan 20.10.2010 tarihli haciz işleminde, borçlu ile ilgisi bulunmayan ve kendisine ait büyükbaş hayvanlarının haczedildiğini, borçlu eşi ile aralarında 2008 yılında mal paylaşımı yaptıklarını ileri sürerek, haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, toplanan delillere göre; mahcuz hayvanların davacı 3.kişiye ait olduğu ve davanın ispat edildiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile mahcuz hayvanlar üzerindeki haczin iptaline (kaldırılmasına) karar verilmiş, hüküm davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 3.kişinin, İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir. Mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, verilen karar dosyada mevcut delillere uygun düşmemektedir....

            Öte yandan, mahcuz hayvanların çoğunlukla borç doğumundan sonraki tarihlerde davacı 3.kişi adına olan işletmeye kaydedildikleri görüldüğü gibi, borçlunun da borç doğumu sırasında aynı işle uğraştığı ve adına işletme kaydı bulunduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davacı 3.kişi borçlu eşi ile aralarında mal paylaşımı yaptıklarını ileri sürmesine karşın, dosyaya bu yönde bir delil sunmuş değildir. Buna göre, İİK.nun 97/a maddesinin birinci fıkrasının 2.cümlesi gereğince, haczedilen mahcuzları borçlu ile 3.kişinin birlikte elde bulundurdukları, İİK.nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğu 3.kişi ile eşi olan borçlu arasında alacaklıdan mal kaçırmaya ve hacizleri önlemeye yönelik danışıklı işlemler yapıldığı, bu nitelikteki işlemlerin alacaklının haklarını etkilemeyeceği açıktır....

              Taraflar arasında Norveç'te görülen davaya ilişkin karar incelendiğinde, tarafların 20/02/2009 tarihinde mal paylaşımı sözleşmesi imzaladıkları, aradan geçen sürede sözleşmenin ilk üç maddesinin uygulandığı, davacının mal paylaşımından edindiği envanterin bir çoğunu sattığı, bu şekilde 50- 60.000 Kron değerinde para-mal aldığı, akabinde bu sözleşmenin iptali için davacının yabancı mahkemede açtığı davada yapılan yargılamada tarafların Norveç'te bulunan paylaşıma konu mal varlığının değerinin 1.300.00 Kron olduğunun belirlendiği ve davacının daha önce bu mal varlığından edindiği 50- 60.000 kron para da dikkate alınarak davacıya buna ek olarak 500.000 Kron ödenmesinin kararlaştırıldığı yani tarafların Norveç'teki mal varlığı değeri olan 1.300.00 Kron taraflar arasında paylaştırıldığı görülmüştür....

              dava hakkının kalmaması için taktiksel davrandığını, özellikle mal rejiminin tasfiyesi talepli dava dilekçesinde belirtildiği üzere davalı taraf davacıdan açıkça mal kaçırma eylemleri içerisinde olduğunu, elden çıkardığı menkul ve gayrimenkuller ile yakınlarına bağışlama niteliğindeki nakit aktarımı, üstlendiği borçların bunu doğruladığını, mal paylaşımı ve ihtiyati tedbir talepleri davalıyı çok öfkelendirdiğini ve müvekkilini tehdit yağmuruna tuttuğunu, özetle davalı tarafın boşanma sonucunda kusurlu davranışlarından sorumlu tutulacağını ve belirli bir bedel ödemesi gerekeceğini anlayınca davacı müvekkili feragate zorladığını, feragat dilekçesinde davacının sözde gerekçe olarak eşi ile barışmış olmalarını gösterdiğini, ancak bu durum kesinlikle gerçek olmayıp ilgili irade beyanı da bir feragat olmadığını, taraflar arasında evlilik birliği de tesis edilmediğini, nitekim müvekkilinin davalının baskısı ile Kemer'deyken davalının sevgilisi tarafından darp edildiğini, buna ilişkin taraflarınca...

              GEREKÇE : Asıl dava, TMK 166/1 maddesi gereğince açılmış boşanma davasıdır. Karşı dava ise, TMK 166/1 maddesi uyarınca açılmış boşanma davası, ziynet alacağı, mal rejiminin tasfiyesi ve eşyaların tespiti talebine ilişkindir. Davalı-karşı davacı kadın istinafında, az kusuru kabul etmediklerini, asıl davanın reddini, nafaka ve tazminatların düşük olduğunu, nafaka konusunda ÜFE arttırımı talep ettikleri halde olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediğini, yine ev eşyaları, ziynet ve katkı payı alacağı ile ilgili olarak davaları hakkında dava açmakta muhtariyetine şeklinde usul ve yasaya aykırı karar verildiğini belirterek kararın lehine kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı-k.davalı erkek istinafında, davalı kadının ağır ve tam kusurlu olması nedeni ile karşı davanın ve fer'ilerinin reddine karar verilmesini, kendisine yüklenen şiddetin ve diğer kusurların ispatlanmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

              İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı erkek vekili hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davacı kadın istinaf yasa yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı kadın tarafından açılmış TMK.nun 166/1 maddesine dayalı boşanma, fer'ileri, ziynet ve ev eşyası alacağı ile mal rejiminden kaynaklı katkı payı alacağı istemine ilişkindir. Dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı erkeğin tüm istinaf istemlerinin HMK. 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

              UYAP Entegrasyonu