Yerel mahkemece davacının taşınmazlara yönelik talebinin HMK. 31 madde gereğince açıklatılması gerekmekle birlikte; Davacı yanın taşınmaza ilişkin 1/2 hisse tapu iptali ve tescil talebine ilişkin iddia ve talepleri nazara alınarak evlilik birliği içinde edinilen davalı adına kayıtlı taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulduğu, kişisel mal, kişisel mal yerine geçen mal gibi tüm iddia ve savunmaların yargılama sürecinde değerlendirileceği, HMK.nun 396. maddesine göre, durum ve koşulların değiştiğinin sabit olması halinde ihtiyati tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılmasının talep edilebileceği gözetildiğinde, usul ve yasaya uygun olan yerel mahkeme kararına karşı istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir. HÜKÜM : 1- Bakırköy 10....
Noterliği’nin 22/1996 yevmiye numaralı ve 25.01.1996 tarihli vekaletname ile katılanın vekili olarak yetkilendirildikleri, katılanın boşanma ve boşanmadan kaynaklanan mal paylaşımı, tazminat ve nafaka davaları açıp sonuçlandırmak, mahkemece verilen kararları gereği hükmedilecek meblağı icra yoluyla tahsil etmek üzere katılanın vekilliğini üstlenip, ücret ve masraf olarak çeşitli tarihlerde 27.000 Alman Markı ve 460 Avro aldıkları halde, belirtilen bu davaların sonucunda hükmedilen nafaka ve tazminat alacaklarına dair ilamlara istinaden alacaklı katılan vekilleri sıfatıyla yürüttükleri takiplerde; Avukat ... tarafından Şişli 4. İcra Müdürlüğünün 2003/14211 sayılı dosyasındaki takipte 23/02/2004 tarihinde tahsil edilen 16.316 ve Şişli 4....
süresince ortak aile konutu olarak kullanıldığını, boşanma davası süresince de davalı Işıl Öner tarafından 2017/67 E. sayılı açılan boşanma davası süresince, davalı tarafından kullanılmaya devam edilmiş ve bu dava dosyasında verilen boşanma kararı taraflarca istinaf edilmeksizin 06.07.2018 tarihinde kesinleştiğini, iş bu müdahalenin meni davasının 16.08.2018 tarihinde açıldığını, İskenderun 1.Aile Mahkemesinde 2017/67 E. sayılı açılan boşanma davasında verilen boşanma kararı, taraflarca istinaf edilmeksizin sadece, nafaka, tazminat ve müşterek çocuğun velayetine ilişkin hüküm fıkraları yönünden istinaf edilmiş olup, Adana Bölge Adliye Mahk. 2....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı kadın tarafından açılmış TMK.nun 166/1 maddesine dayalı boşanma ve fer'ileri ile mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan katılma alacağı istemine ilişkindir. Dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından tarafların tüm istinaf istemlerinin HMK. 353/1- b-1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, murisin, varislerinden mal kaçırma eyleminin olmadığını, muris tarafından davacı, davalı ve dava dışı diğer mirasçılar arasında mal paylaşımının, 1998 yılında mirasçılarında muvafakatları alınarak yapıldığını, ayrıca murisin ve tarafların da içinde bulunduğu mirasçılar arasında Van 4. Noterliğinde Limited Şirketi hisse devir sözleşmesi, taşıt satış sözleşmesi ile muris T1 Baş'tan intikal eden terekeye ait emvalin intikal, taksim ve satışına ilişkin olarak anlaşma yapıldığı, vekaletname düzenlendiği, mezkur vekaletname ve sonrasında yapılan işlemler ile dava tarihi arasında 15 yıllık zaman geçtiği, ayrıca murisin sağlığında yaptığı işlemlerin de tasarruf nisabını ihlal etmediği, davacı ve diğer mirasçılara da devir ve temlik edilen bir kısım malların satış suretiyle olduğu, murisin mal kaçırma gibi bir eyleminin olmadığını, murisin mal paylaşımı yaptığı anlaşılmıştır....
Dosya kapsamındaki bilgi, belge, taraflar arasında açılıp retle sonuçlanan boşanma davaları ve beyanlardan ticari,,,,,,,,ün evlilik birliği içinde edinildiği, boşanma dava tarihinden ,,,,,,,, ay önce yapılan devrin ise TMK'nin 229. maddesine göre diğer eşin katılma alacağını azaltmak kasdıyla yapıldığı, dava konusu S.S.100 nolu ,,,,,,,,,,,,,,,,,,,, Kooperatif hissesinin yine evlilik birliği içinde ilk olarak 04.04.2000 tarihinde edinildiği ve hissenin mal rejimi sona erdiğinde mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılacak iş, bu iki malvarlığı yönünden Daire'nin yerleşmiş ilke ve esaslarına uygun şekilde davacı tarafın talebi gözetilerek mal rejiminin tasfiye edilmesi ve lehine alacak hesaplanması olmalıdır. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi bozma nedeni yapılmıştır....
Davalı yanca, mahkeme kararına istinaden taşınmazın temlik edildiği ve bu tasarrufun iptal edilemeyeceği savunulmuştur. İlke olarak taraflar arasında bir anlaşmazlığı hükme bağlayan ilamlara karşı tasarrufun iptali davası açılamaz ise de, boşanma davasında tarafların mal bölüşümü mahkeme tarafından belirlenmediğinden, tarafların mahkemeye anlaşma şeklinde bildirdikleri iradeleri ile mal paylaşımı mahkemece yapılmış olduğundan, alacaklısından mal kaçırma amacında olan borçlu bu yolla amacına uygun olarak bir mahkeme kararı elde edebileceğinden, tasarrufun tarafları karı koca olduğundan, boşanma protokolü ile borçlu koca tarafından karısına anlaşmalı boşanma sonucu düzenlenen boşanma protokolü gereğince boşanan eşe devredilen taşınmazlar hakkında iptal davası açılabilir, (Yargıtay 17. H.D'nin 2012/14209 esas, 2014/3639 sayılı kararı)....
Davacı vekili 20/10/2021 tarihli istinaf dilekçesinde özetle (davacı vekili itiraz dilekçesi olarak sunmuş, 27/10/2021 tarihli dilekçesi talebini tekrar etmiş, mahkemece istinaf talebi olarak kabul edilmiştir) tarafların boşanma aşamasında olduğunu, davada bahsi geçen taşınmazlar 2002 yılından sonra evlilik birliği içerisinde edinilmiş olup davacı müvekkilinin dava konusu olan taşınmazlarda davalı kadar hakkı olduğunu, Hukuk sistemimizde katılma alacağı/mal paylaşımının tasfiyesi davalarının boşanma davaları ile aynı anda açılabildiğini, tarafların kendi üzerlerine kayıtlı olan taşınır, taşınmaz malların veya nakit paraların diğer tarafça kaçırması şüphesiyle ve bu durum söz konusu olduğunda telafisi imkansız sonuçlar doğurması göz önüne alınarak taraflara böyle bir hak tanındığını, mal paylaşımı/ katılma alacağı davaları ticari davalar olmayıp teminat istenmemekte tarafların telafisi imkansız zararlardan korunması açısından davacının talebi üzerine taşınır, taşınmaz malların ve nakit paranın...
UETS DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) DAVA TARİHİ : 18/08/2022 KARAR TARİHİ : 02/03/2023 KARAR YAZIM TARİHİ : 18/03/2023 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA VE SAVUNMA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde; Müvekkili ile davalı ... 11.11.2013 tarihinde evlendiklerini, müvekkil ile davalı ... arasında Bursa 2. Aile Mahkemesinin 2021/196 Esas sayılı dosyasında boşanma davası ve Bursa 10. Aile Mahkemesinin 2021/227 Esas sayılı dosyasında mal paylaşımı davası derdest olduğunu ve yargılamanın devam ettiğini, müvekkil tarafından her ne kadar mal paylaşımı davası açılmışsa da davalının boşanmadan önce yapmış olduğu devir nedeniyle müvekkilin uğradığı ve uğrayacağı muhtemel zararların önüne geçilmesi için iş bu davayı açtıklarını, davalı ... 10.06.1998 yılında ......
Bu hâlde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK'nun 166/1- 2) olarak görülmesi gerekir. Açıklanan sebeple, mahkemece taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmek üzere hükmün kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan sebeplerle; 1- Davalının istinaf başvuru talebinin KABULÜ ile ANKARA 7....