Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

görüşünü benimsediğini, Boşanma davasında boşanma kararıyla birlikte asli olarak velayet, nafaka ve tazminat konularının karara bağlandığını, taraflar arasında kesinleşmiş boşanma davasında "ileride katkı payı alacağı davası açacağımız için anılan taşınmaz kaydına tedbir konulması" taleplerinin mahkemece tensip kararıyla "talep edilen "tedbirin eldeki davanın konusu olmadığından" gerekçesiyle red ettiğini, gerçekten de öğretiye göre de; katkı payı alacağı boşanmanın asli unsuru olmayıp feri unsuru olduğundan anılan nedenlerle HMK m 303' te düzenleme altına alınan kesin hüküm Mal paylaşımından feragat edilecekse; açıkça, “….katılma alacağı ve değer artış payı alacağı talep hakkımdan feragat ediyorum…” şeklinde bir ibareye yer verilmesi gerektiğini ve protokolün hakim tarafından onaylanması gerektiğini bu şekildeki bir ibare ve hakim onayı ile birlikte boşanma davasından sonra tarafların birbirlerine mal paylaşımı davası açmasının mümkün olamayacağını belirtmiş Dava konusu taşınmazın...

Asliye Hukuk Mahkemesi'nde 2012/944 esas numarası ile görülen boşanma, nafaka, velayet, maddi ve manevi tazminat ile mal paylaşımı davası açtığını, ancak dava devam ederken Murat Yağçı'nın vefat ettiğini, eşinden şiddet görmüş ve boşanma davası açmış müvekkilinin bu aşamada zaman bakımından mirasçı sıfatı kazanması ve rızası dışında herhangi bir şekilde kendisi tarafından kullanılmayan kredinin sorumluğunun yükletilmesinin hakkaniyete uygun olmadığını, icra inkar tazminatına ilişkin ise müvekkilinin kredi kullanımı hakkında veya yapılan harcamalar konusunda vefat eden eşi Murat Yağçı tarafından bilgilendirilmediği açık olduğundan müvekkilinin kötü niyetinden bahsedilemeyeceğini belirterek, açıklanan bu sebeplerle usule ve hukuka aykırı olan davanın kabulüne ilişkin kararının ortadan kaldırılmasını talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır....

Türk Medeni Kanununun 166. maddesinde düzenlenen "zina"; kusura dayalı, mutlak ve özel bir boşanma sebebi olarak kabul edilmiştir (... Dural-Tufan Öğüz-... Alper Gümüş: Türk Özel Hukuku, C.III, Aile Hukuku, ..., 2011, sh.101). "Zina" davranışı; özellik taşıyan yoğunlaşmış bir kusurluluk halidir. Mutlak boşanma sebebi olması nedeniyle; boşanma kararı verebilmek için; zinanın tespit edilmesi (kanıtlanması) gerekli ve yeterlidir. Bunun sonucu olarak; zina hukuki sebebine dayalı boşanma davasında, davalı eşin zinası kanıtlandığı takdirde; dava açan eşin kusurunun derecesi ne olursa olsun daha ağır kusurlu olsa bile, boşanma kararı verilmesini engellemez. Ancak; boşanmanın sonuçlarından ve onun fer'i (eki) olan yoksulluk nafakası (TMK.m.175) ile maddi ve manevi tazminat (TMK.m.174/1-2) taleplerinin karşılanmasında kusur bir ölçüttür. Yoksulluk nafakası talep eden eşin kusursuz veya diğer tarafa göre en azından eşit kusurlu olması gerekir....

    Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenli karşılıklı boşanma davalarının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, erkeğin zina hukuki nedenli davasının ispatlanıp ispatlanmadığı, kabulü gerekip gerekmediği, kusur belirlemesi ile tarafların tazminat taleplerinin kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı ve kadın yararına hüküm altına alınan tazminatların miktarı, ortak çocuklar için nafakaların miktarı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı, 161 inci, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 182 inci ve 330 uncu maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nu 50 nci ve 51 inci maddeleri. 3....

      Maddesi uyarınca zina nedeniyle açtığı boşanma davasının reddine ve davacının TMK. Nın 166/1 maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açtığı boşanma davasının kabulü "gerekçesi ile; "Davacının TMK'nın 161. Maddesi uyarınca zina nedeniyle açtığı boşanma davasının REDDİNE, Davacının TMK....

      Tereke aktifi paylaşılırken doğacak tüm vergi, harç masraf, ve giderlerin yine taraflar arasında1/2 yani yarı yarıya pay edilerek karşılanacağını taraflar kabul, beyan ve taahhüt ederler...Bu protokolün uygulanması nedeniyle doğacak tüm masraf ve giderler taraflar arasında 1/2 pay edilerek karşılanacaktır. ..." şeklinde düzenlenen maddelerle tereke pasifi yani mal rejiminin tasfiyesi davasına konu edilen mal varlığı değerlerinin protokole göre paylaşımı sırasında meydana gelecek masrafların da yarı yarıya taraflar arasında paylaşılacağı hüküm altına alınmış, mal rejiminin tasfiyesi davasına bakan mahkemece protokol maddelerinin aynen onaylanmasına karar verilerek, protokol maddeleri aynen hükme geçirilmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm; davalı-davacı (kadın) tarafından her iki boşanma davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı-davalı kocanın eylemlerinin zina olarak değerlendirilemeyeceği bu sebeple davalı-karşı davacı kadının zina (TMK md. 161) hukuki sebebine dayalı boşanma davasının ispat edilmiş sayılamayacağı; ancak terditli taleplerinde Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine dayalı boşanma sebebinin gerçekleşmiş bulunmasına göre, davalı-davacı kadının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından...

          ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 15/11/2018 NUMARASI : 2014/902 E 2018/563 K DAVA KONUSU : Boşanma Ve Mal Paylaşımı KARAR : Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen mahkemenin kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu, dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiği ve istinaf isteminin süresi içerisinde yapıldığı anlaşılmakla dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dosyanın bütün halinde tetkikinden; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının yaklaşık 10 yıl önce evlendiklerini, Dörtyol 2....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTAL VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, mirasbırakanları ...'nun maliki olduğu 1 parselde kayıtlı 15, 16 ve 22 bağımsız bölüm numaralı taşınmazlarını kızı ...'ya, aynı parselde kayıtlı 1, 10, 11 ve 12 bağımsız bölüm numaralı taşınmazlarını torunları ... ve ...'a satış suretiyle temlik ettiğini, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu iptali ile miras payı oranında tescile karar verilmesini istemiştir. Davalı ..., mirasbırakanın mal paylaşımı yaptığını, davacıya da bir kısım taşınmazları temlik ettiğini belirterek davanın reddini savunmuş, diğer davalılar savunma getirmemişlerdir. Mahkemece, temliklerin mal paylaştırma amacıyla yapıldığı, muvazaalı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hâkimi ...’ın raporu okundu, düşüncesi alındı....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, mirasbırakan dedeleri ...’in mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla maliki olduğu 551, 958, 998 ve 1661 parsel sayılı taşınmazları kızı ...’a, 1651 parsel sayılı taşınmazı da diğer kızı ...’ye satış suretiyle devrettiğini, yapılan temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Davalılar, mirasbırakan ile davacılar arasında mirastan feragat sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşme gereğince davacıların miras haklarının kalmadığını ayrıca, miras bırakanın sağlığında tüm çocuklarını kapsar şekilde mal paylaşımı yaptığını ve mal kaçırma kastının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır....

              UYAP Entegrasyonu