Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında sadece boşanmaya ilişkin hüküm bölümü tanınmış, taşınmazın paylaşımı yönündeki kararın tanınmasına yönelik istek reddedilmiştir. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanunun 50/1 ve 59. maddeleri gereğince, hüküm mal paylaşımı yönünden Türk Mahkemesince tanınmadığından icra edilebilecek, kesin hüküm veya kesin delil oluşturabilecek nitelikte değildir. Bu ilkelerin mahkemece gözardı edilmesi olanağı yoktur. Tenfizine karar verilen yabancı ilamlar Türk Mahkemelerinden verilmiş ilâmlar gibi icra olunur. ( MÖHUK. m. 57/1). Bundan ayrı "Yabancı mahkeme ilamının kesin delil veya kesin hüküm olarak edilebilmesi yabancı ilamın temyiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır. (MÖHUK. m. 58/1)."...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "Davalının zina yönünden eylemlerinin üzerinden zaman geçmiş olması anlaşılmakla davacının TMK.m.161'e dayalı boşanma isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. Davacının TMK.nun 166/1.maddesine dayalı boşanma isteminin incelenmesinde; davalı kocanın eylemlerinin evlilik birliğinin temelden sarsılmasına yönelik olduğu taraf beyanları , dosyadaki tanık beyanları ve dosyaya sunulan diğer belge ve evraklardan anlaşılmıştır ve tarafların 166/1 maddesi uyarınca boşanmalına karar verilmiştir." Gerekçesi ile; "Davacı tarafın davasının KISMEN KABULÜ İLE, TMK 161. Maddesi yönünden boşanma talebinin REDDİNE, davanın 166/1 yönünden KABULÜ İLE, BOŞANMALARINA, Tarafların reşit olmayan müşterek çocukları T.C....
Aile Mahkemesi'nin 2015/289 esas sayılı dosyası ile anlaşmalı olarak boşandığını, boşanma protokolünde tarafların birbirinden katılım alacağı, katkı payı alacağı ve mal paylaşımı talepleri olmadığını beyan ettiklerini, davacının protokol ve boşanma davasındaki beyanlardan haberdar olduğunu, davacının davayı kaybetme ihtimali olduğunu bildiği için kısmi dava açtığını ve harca esas değer olarak 10.000- TL değer gösterdiğini, tasfiye davasında hakimin davalının boşanma davasındaki beyanları nedeniyle tanık dinlemekten vazgeçtiğini ve dosyayı incelemeye aldığını, davacının kaybedeceğini bildiği davayı açtığını ve ısrarla takip ettiğini, bu nedenle azlin haklı olduğunu, azil haklı olduğundan ücret talep edilemeyeceğini ücret sözleşmesi muayyen bir bedeli içermediğinden geçersiz olduğunu, harcı ödenmiş dava değerinin 10.000- TL olduğunu, Avukatlık Kanunu 164....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dosya içerisinde bulunan delillere göre, erkeğin boşanmaya sebebiyet veren kusurlu davranışlarının doğru tespit edildiği, kadının kusurlu davranışlarının ise ispatlanamadığı; kadının davasının kabulü ile erkeğin davasının reddine karar verilmesinin doğru olduğu; kadın, asıl davada öncelikle zina hukuki nedenli boşanma talebinde bulunulduğu, bunun kabul edilmemesi halinde evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenli olarak boşanma kararı verilmesini istediği, Mahkemece özel boşanma nedeni olan zina eyleminin sabit görülmesi dikkate alınarak zina sebebine dayalı boşanma kararı verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, ikincil talebi yönünden de davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu; kadının boşanmada kusurunun ispat edilemediği, emekli maaşının kendisini yoksulluktan kurtarmayacağı, erkeğin sosyal ve ekonomik durumunun kadına göre daha iyi olduğu dikkate alındığında kadın lehine...
2017/ 1324 Esas- 2017/ 1282 Karar sayılı boşanma davasının sonucunun bekletici mesele yapılmasına karar verilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davacı kadın ve Davalı erkek tarafın maddi ve manevi tazminat hükümleri yönünden yapılan istinaf incelemesinde; Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini; 186. maddesi, eşlerin oturacakları konutu birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen davacı kadının, davalı erkekten daha ziyade kusurlu olmadığı, kadının kusursuz, erkeğin ise tam kusurlu olduğu ve zina eylemini gerçekleştirdiği, anlaşılmaktadır....
Dava, TMK 166/1.madde gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasıdır. Ayrıca boşanmanın feri niteliğinde olmayan tescil ve mal rejiminden kaynaklı alacak davası da mevcuttur. İlk derece mahkemesince mal rejimine ilişkin davanın son celse ara kararı ile dosyadan tefrikine karar verilmiş, daha sonra açık duruşmaya son verilerek boşanma ve ferilerine ilişkin karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararında kısa karar ile hüküm arasında çelişki yoktur. Mal rejimine ilişkin davalar yönünden boşanma kararının kesinleşmesi bekletici mesele yapılmak zorunda olduğundan usulüne uygun harcı yatırılarak açılan mal rejimi davasının dosyadan tefrikine karar verilmesi usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olmakla davalı erkeğin tefrike yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
Dava, TMK 166/1.madde gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasıdır. Ayrıca boşanmanın feri niteliğinde olmayan tescil ve mal rejiminden kaynaklı alacak davası da mevcuttur. İlk derece mahkemesince mal rejimine ilişkin davanın son celse ara kararı ile dosyadan tefrikine karar verilmiş, daha sonra açık duruşmaya son verilerek boşanma ve ferilerine ilişkin karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararında kısa karar ile hüküm arasında çelişki yoktur. Mal rejimine ilişkin davalar yönünden boşanma kararının kesinleşmesi bekletici mesele yapılmak zorunda olduğundan usulüne uygun harcı yatırılarak açılan mal rejimi davasının dosyadan tefrikine karar verilmesi usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olmakla davalı erkeğin tefrike yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/423 KARAR NO : 2021/424 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ŞEFAATLİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 30/12/2020 NUMARASI : 2018/215 ESAS, 2020/78 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli))|Boşanma Ve Mal Paylaşımı (Temelden Sarsılma Nedenli Boşanma Ve Mal Paylaşımı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK.nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı dava dilekçesinde özetle; Davalı ile 1991 yılında görücü usulü ile evlendiklerini, bu evlilikten dört çocuklarının olduğunu davalının davacıya ve çocuklara şiddet uyguladığını, davalının internet üzerinden başka kadınlarla konuşup görüştüğünü kendisinin...
Bu itibarla davacı kadının zina hukuksal sebebine dayalı boşanma davasının reddine karar vermek gerekirken, "zina sebebiyle açılan boşanma davasında karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmesi usul ve kanuna aykırı ise de; bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanması gerekmiştir (HUMK md.438/7)....