Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yerel mahkemece davacının taşınmazlara yönelik talebinin HMK. 31 madde gereğince açıklatılması gerekmekle birlikte; Davacı yanın taşınmaza ilişkin 1/2 hisse tapu iptali ve tescil talebine ilişkin iddia ve talepleri nazara alınarak evlilik birliği içinde edinilen davalı adına kayıtlı taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulduğu, kişisel mal, kişisel mal yerine geçen mal gibi tüm iddia ve savunmaların yargılama sürecinde değerlendirileceği, HMK.nun 396. maddesine göre, durum ve koşulların değiştiğinin sabit olması halinde ihtiyati tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılmasının talep edilebileceği gözetildiğinde, usul ve yasaya uygun olan yerel mahkeme kararına karşı istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir. HÜKÜM : 1- Bakırköy 10....

    Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 4721 sayılı TMK 179. maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Bu bağlamda tasfiyeye konu taşınmazın satın alındığı tarihte yürürlükte bulunan 743 sayılı TKM'de, 01.01.2002 tarihinde yürülüğe giren 4721 sayılı yasanın 236/2 maddesinin karşılığı bulunmadığından boşanma sebebinin zina olmasına dayanarak davacının katkı payı alacağında indirim yapılması doğru değildir. Araç yönünden ise, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde edinildiğinden davalının edinilmiş malı olduğunun ve boşanma nedeni zina olmasına dayanılarak TMK 236/2 maddesi uygulananacağına ilişkin kabul yerinde ise de Mahkemece, davacının katılma alacağı ayrıca belirlenmeden katkı payı alacağı birlikte toplam oluşan değer üzerinden indirim uygulanması da hatalı olmuştur. b....

      Dava, TMK 166/1.madde gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasıdır. Ayrıca boşanmanın feri niteliğinde olmayan tescil ve mal rejiminden kaynaklı alacak davası da mevcuttur. İlk derece mahkemesince mal rejimine ilişkin davanın son celse ara kararı ile dosyadan tefrikine karar verilmiş, daha sonra açık duruşmaya son verilerek boşanma ve ferilerine ilişkin karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararında kısa karar ile hüküm arasında çelişki yoktur. Mal rejimine ilişkin davalar yönünden boşanma kararının kesinleşmesi bekletici mesele yapılmak zorunda olduğundan usulüne uygun harcı yatırılarak açılan mal rejimi davasının dosyadan tefrikine karar verilmesi usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olmakla davalı erkeğin tefrike yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....

      Dava, TMK 166/1.madde gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasıdır. Ayrıca boşanmanın feri niteliğinde olmayan tescil ve mal rejiminden kaynaklı alacak davası da mevcuttur. İlk derece mahkemesince mal rejimine ilişkin davanın son celse ara kararı ile dosyadan tefrikine karar verilmiş, daha sonra açık duruşmaya son verilerek boşanma ve ferilerine ilişkin karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararında kısa karar ile hüküm arasında çelişki yoktur. Mal rejimine ilişkin davalar yönünden boşanma kararının kesinleşmesi bekletici mesele yapılmak zorunda olduğundan usulüne uygun harcı yatırılarak açılan mal rejimi davasının dosyadan tefrikine karar verilmesi usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olmakla davalı erkeğin tefrike yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....

      Davacı-davalı kadın vekili; boşanma taleplerinin terditli olduğunu, öncelikle zina, bu talep yerinde görülmez ise genel boşanma sebebi ile boşanma kararı verilmesini istediklerini ancak mahkemenin hem zinadan hem de evlilik birliğinin sarsılması sebebi ile tarafların boşanmalarına karar verdiğini, kararın bu yönü ile hukuka aykırı olduğunu ileri sürmek sureti ile boşanma sebebine, tazminat ve iştirak nafakasının miktarına yönelik istinaf talebinde bulunmuştur. Davalı-davacı koca vekili; her iki boşanma davası ve ferilerine yönelik istinaf talebinde bulunmuştur. Dava, terditli olarak öncelikle zina, bu talep yerinde görülmez ise evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı boşanma ve ferileri; birleşen dava ise, zina ve evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı boşanma ve fer’ileri istemine ilişkindir. İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....

      Dosyadaki bilgi ve belgelerden, murisin, varislerinden mal kaçırma eyleminin olmadığını, muris tarafından davacı, davalı ve dava dışı diğer mirasçılar arasında mal paylaşımının, 1998 yılında mirasçılarında muvafakatları alınarak yapıldığını, ayrıca murisin ve tarafların da içinde bulunduğu mirasçılar arasında Van 4. Noterliğinde Limited Şirketi hisse devir sözleşmesi, taşıt satış sözleşmesi ile muris T1 Baş'tan intikal eden terekeye ait emvalin intikal, taksim ve satışına ilişkin olarak anlaşma yapıldığı, vekaletname düzenlendiği, mezkur vekaletname ve sonrasında yapılan işlemler ile dava tarihi arasında 15 yıllık zaman geçtiği, ayrıca murisin sağlığında yaptığı işlemlerin de tasarruf nisabını ihlal etmediği, davacı ve diğer mirasçılara da devir ve temlik edilen bir kısım malların satış suretiyle olduğu, murisin mal kaçırma gibi bir eyleminin olmadığını, murisin mal paylaşımı yaptığı anlaşılmıştır....

      Davacı-davalı erkeğin uzun süreden beri bir başka kadınla birlikte yaşadığı, ondan ortak çocuğunun olduğu, aynı kadınla ilişkisinin halen devam ettiği, yapılan yargılama ve dinlenen tanık beyanlarından anlaşılmaktadır. Zina eylemi devam ettiğine göre, hak düşürücü süre geçmiş sayılmaz. Toplanan delillerden, davacı-davalı erkeğin zinasının temadi ettiği anlaşılmaktadır. O halde, kadının özel boşanma sebeplerinden zina hukuki sebebine (TMK m. 161) dayanarak açmış olduğu davasının da kabulü gerekirken reddi doğru olmamıştır. Ne var ki davacı-davalı erkeğin TMK 166/4 maddesi uyarınca fiili ayrılık hukuki sebebine dayanan boşanma davasında verilen boşanma kararı ve davalı-davacı kadının TMK evlilik birliğinin sarsılması sebebine (TMK m. 166) dayanan boşanma davasında verilen boşanma kararı temyizin kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş, davalı-davacı kadının zina sebebine dayalı boşanma davası konusuz kalmıştır....

        Kat 22 nolu bağımsız bölüm edinilmesi sırasında kullandığı kredinin mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının dava tarihine kadar 60 taksitini ödediği, geriye 11 taksit kaldığı, davalının davaya konu aracı ile boşanma davası açıldıktan sonra 28/11/2017 sattığı saptanmıştır. Mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş mallar tasfiye edilir (4721 Sayılı TMK mad.235/1). Eşlere ait kişisel ve edinilmiş mallar, mal rejiminin sonra ermesi anındaki durumlarına (nitelik, seviye, aşama vb.) göre değerlendirilir (TMK mad.228/1). Bu malların, kural olarak tasfiye anındaki (TMK mad.227/1 ve 235/1), sürüm (rayiç) değerleri (TMK mad.232 ve 239/1) hesaba katılır. Yargıtay ve Dairemizin uygulamalarına göre, tasfiye tarihi, karar tarihidir. Mahkemece, tasfiye konusu malın karara en yakın tarihteki sürüm değeri belirlenmelidir....

        Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin 23.06.2021 tarihli ve 2020/789 Esas, 2021/894 Karar sayılı kararıyla; yapılan inceleme sonucunda; Mahkemece kadının kusursuz ve erkeğin tam kusurlu olduğuna ilişkin kusur tespitinin ... ve maddî gerçeğe uygun olduğu, erkeğin tam kusurlu olması nedeni ile dava açma hakkı bulunmadığından, karşı davanın reddi kararı yerinde olduğu, kadın yönünden 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanma şartları gerçekleştiğinden asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, davacı karşı davalı kadının zina iddiası ispatlanamadığından, zina nedenine dayalı boşanma davasının reddi kararında bir isabetsizlik bulunmadığı, tarafların kusur dereceleri, ekonomik ve sosyal durumları, çocuğun ihtiyaçları, davacı-davalı kadının boşanma ile yoksulluğa düşmesi, evlilik birliğindeki mevcut ve beklenen menfaatlerinin zedelenmesi, evliliğin süresi, paranın alım gücü ile kişilik haklarına...

          İlk derece mahkemesince zina hukuki sebebine dayalı boşanma davası reddedilmiş ise de davalı erkeğin dosya kapsamındaki deliller ve özellikle aldatmayı itiraf ettiğine dair yeminli tanık beyanı dikkate alındığında davacı kadının kurban bayramında yaşanan son olayda aldatıldığını öğrendiği ve süresi içerisinde zinaya dayalı boşanma davası açtığı başka kadınla birlikte olan erkeğin eyleminin güven sarsıcı davranış değil zina olduğu kanaati oluşmakta zina hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma davasının reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

          UYAP Entegrasyonu