Yukarıda açıklananlar ışığında davacının dava dilekçesinin ekinde boşanma protokolünü mahkemeye sunmuş olması, boşanma davasındaki beyanları, boşanma kararının hüküm kısmı ve tarafların hiçbir zaman protokoldeki imzalarını inkar etmemiş olmaları, mahkemenin protokole göre boşanma kararı verilmesi dikkate alındığında, boşanma dava dosyasındaki bu belge ve beyanların mahkeme içi ikrar niteliğinde olduğu; böylece, görülmekte olan davada kesin delil niteliğini taşıdığı ve ayrıca davacının bu ikrarına rağmen eldeki davayı açarak dürüstlük kuralına aykırı davrandığı ve bu durumun hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu değerlendirilmekle davalı kadının istinaf başvurusunun kabulü ile, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve bu konuda yeniden hüküm kurulurak, davacının açmış olduğu mal rejimine yönelik davanın reddi yönünde karar verilmesi gerektiği kanaati ile aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
, bir mal grubundan diğer mal grubundaki bir malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına katkı sağlanması sebebi ile yapılacak değişken denkleştirmede söz konu mal değerindeki artışlar ve azalmaların da dikkate alınması gerektiğini belirterek, mal rejiminin tasfiyesi sonucu fazlaya ilişkin hak ve alacakları ile ıslah hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00- TL....
nun 161. maddesi uyarınca zina nedenine dayalı boşanma davasının REDDİNE, b)Davacı kadının; TMK.'...
Davacı-davalının davalı-davacı lehine hükmedilen yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden; Boşanma davalarında davanın kabul veya ret durumuna göre vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilir. Boşanma davasında talep edilen maddi ve manevi tazminat, nafaka boşanmanın fer'isi niteliğinde olup, ayrıca harca tabi olmadığından tazminat ve nafaka talebine ilişkin verilen karara göre vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmez. Buna göre ilk derece mahkemesince davalı- davacının açtığı boşanma davası kabul edildiğinden birleşen davada davalı-davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesine ilişkin ilk derece mahkeme doğru bulunmuştur. Gösterilen nedenlerle davacı-davalının bu yönden istinaf itirazının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....
kast nedeniyle boşanma hâlinde hâkim, kusurlu eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak kaldırılmasına" şeklinde karar verilmesinin kuvvetle muhtemel olduğunu, hal böyle olunca davacı tarafın mal rejiminden kaynaklı pay oranının kaldırılacağından hareketle tedbir talebi istedikleri mal varlıklarını tasfiye etme riski oldukça yüksek olduğunu, dosyaya sundukları delillerden de anlaşılacağı üzere kusurlu eş olan davacının zina fiilini işlediği net bir şekilde ispatlandığını, müvekkilinin kişisel mal varlığından davacı eşin kişisel mal varlığına aktarılan mal varlıklarına haklı olarak ihtiyati tedbir koyulmasını talep ettiklerini, tüm haklı ileri sürdükleri deliller ve haklı nedenlere rağmen ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir kararının reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle hukuka aykırı bu ara kararın kaldırılarak belirttikleri mal varlıklarına ihtiyati tedbir kararı koyulmasını talep etme zarureti hasıl olduğunu bildirerek fazlaya ilişkin tüm talep ve dava...
bir boşanma davası ve zina nedenine dayalı verilmiş bir boşanma kararı olmadığından TMK 236/2 maddesinin işbu davada uygulama imkanının olmayacağı, hal böyle olunca dava konusu taşınmazın muhtemel karar tarihine yakın değerinin yarısı üzerinden davacı lehine katılma alacağına hükmedilmesinde isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla davalının istinaf talebinin reddine karar verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından katılma yoluyla zina nedenli davanın kabul edilmemesi ile maddi ve manevi tazminat miktarı yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise her iki davaya yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle mahkemece davalı-karşı davacı kadına kusur olarak yüklenen sadakatsizlik vakıasının güven sarsıcı davranış niteliğinde olduğunun anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 143.50'şer TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,...
sözleşmesi bulunmadığını, mal varlığı tespit edildikten sonra müvekkilin kişisel malları ve babası tarafından verilen borç ile yapılan toplam 107.000,00 TL'lik katkının değer artış payı, artık değer vb hususların göz önünde bulundurulması kaydıyla mal varlığının yasal mal rejimi kapsamında tasfiye edilmesini talep ettiklerini bildirerek tarafların boşanmalarına, çocukların velayetinin anneye verilmesine, tedbir ve sonrasında yoksulluk nafakasına, maddi ve manevi tazminata, mal varlığının yasal mal rejimi kapsamında tasfiyesine karar verilmesini talep etmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili tarafından süresi içinde verilen istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın taraflar evliyken edinmiş oldukları bir taşınmaz olup işbu taşınmazın aile mahkemesinde açılacak olan mal paylaşımı davası ile paylaşılması gerektiğini, bu taşınmazın edenimi sırasında müvekkilinin katkısının olduğunu ancak bu hususların mahkemece dikkate alınmadığını bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf kanun yoluna başvurduğu görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, bir parça taşınmaz mal mülkiyetinin ortaklığının giderilmesi istemine ilişkindir. İstinaf incelemesi HMK 355. maddesi gereğince ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır. Duruşma açılmasını gerektiren sebepler bulunmadığından HMK'nın 353 ve 355 maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler dosya üzerinden yürütülmüştür....
bu mal varlığının 01/01/2002 tarihinde sonra edinilmesi sebebi ile edinilmiş mallara katılma rejimine tabii olduğu, 2 adet dükkan ve 1 adet aracın boşanma davası açıldıktan sonra üçüncü kişiye devredildiği, bu nedenle boşanma davasının açıldığı tarihte halen davalı adına kayıtlı olan işbu mal varlığının tasfiyeye tabii tutulmasında herhangi bir isabetsizlik olmadığı, zina nedeni ile verilmiş bir boşanma kararı da olmaması sebebi ile TMK 236/2 maddesinin uygulanma ihtimalinin olmadığı, mal varlığının muhtemel karar tarihindeki değerlerinin yarısı üzerinden davanın kabulünün de doğru olduğu anlaşılmakla davalının istinaf talebinin reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....