DAVA KONUSU : Temelden Sarsılma Nedenli Boşanma Ve Mal Paylaşımı KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalının 40 yıldır evli olduklarını, müşterek 3 çocuklarının olduğunu, müvekkili ile eşinin fiilen ayrı yaşadıklarını, evlilik birliğini sürdürmelerine imkan kalmadığını, davalının müvekkiline şiddet uyguladığını, davalı eşin müvekkiline karşı şiddet ve ilgisizliğinin arttığını, anlaşmazlığın temelinde davalı tarafın kusurlu davranışları ve müvekkilini hayat arkadaşı olarak görmemesinin yattığını, davalının eylemlerini müvekkiline silah çekmeye kadar vardırdığını, davalının emekli ikramiyesi olan 27.000,00 TL'yi de kendisine harcadığını, müvekkilinin davalının bu parayı nereye harcadığını öğrenemediğini, davalının hep kendi menfaatleri doğrultusunda hareket ettiğini, davalının evinin ve eşinin ihtiyaçları ile ilgilenmediğini, müvekkilinin çocukları ile...
Aile Mahkemesinin 2016/474 Esas sayılı dosyası ile boşanma ve mal paylaşımı davası açtığı, davacının iş bu davasından 08.11.2017 tarihinde feragat ettiği, Mahkemece 18.12.2017 tarihinde feragat nedeni ile davanın reddine karar verildiği ve kararın kesinleştiği, feragatin davaya son veren bir taraf işlemi olduğu ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurduğu, davacının Antalya 6....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal paylaşımı KARAR Davacı tarafın delillerinden olan ... 1. Aile Mahkemesi'nin 29.07.2011 tarih, 2010/1358 Esas ve 2011/1118 Karar sayılı dava dosyasının incelendikten sonra iade edilmek koşuluyla Mahkemesi'nden getirtilerek dosya arasına konulması, ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere geri çevrilmesi için dosyanın Yerel Mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, 10.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İstinaf Sebepleri Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; taraflar arasındaki eğitim düzeyi çok farklı olup müvekkilinin davalı tarafından yanıltıldığını, müvekkilinin hukuka ve hakkaniyete aykırı mal ayrılığı sözleşmesini baskı altında imzaladığını, mal ayrılığı sözleşmesinin orantısız olduğunu ve davalının kötü niyetli davrandığını, müvekkilinin mal ayrılığı sözleşmesinin sonuçlarından davalının 06.10.2020 tarihinde boşanma davası açması ve müvekkilinin de boşanmaya cevap vermek için bir avukata danışması üzerine öğrendiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. C....
Aile mahkemesinin 2013/792 E. ve 2014/753 karar sayılı ilamı ile boşandığını, bu kararın 16/03/2017 tarihinde kesinleştiğini, bu boşanma davası açıldığında davalının davacıya ait Mersin ili Yenişehir ilçesi, Menteş mahallesi 1 parselde bulunan evinden çıkmak istemediğini, bunun üzerine davacının evinden taşınmak zorunda kaldığını, davalının 2013- 2017 yılları boşanma davası sürerken ve davadan sonra da bu evde kalmaya devam ettiğini, boşanma kararının kesinleşmesi ile birlikte evin aile konutu olmaktan çıktığını, davalının herhangi bir hukuki ilişkiye bağlı olmaksızın evde oturmaya devam ettiğini, bu durumun mal paylaşımı için Mersin 4....
DAVA ... kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin, kadına "köylü, cahil" şeklinde küçük düşürücü söylemlerde bulunduğunu, hakaret ettiğini, Hafize isimli arkadaşıyla aldattığını, fiziksel şiddet uyguladığını iddia ederek davanın kabulüne, zina ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin kadına verilmesine, çocuk yararına 1.000,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, kadın yararına 4.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL manevî, 100.000,00 TL maddî tazminata, mal rejiminin tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II....
Maddesi gereğince mahkemece evliliğin iptal veya boşanma sebebiyle sona erdirilmesinde veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hallerinde, mal rejiminin dava tarihinden geçerli olmak üzere sona ereceği, yine TMK 235. maddesi uyarınca mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş malların tasfiye andaki değerleriyle hesaba katılacağının belirtildiği, somut olayda taraflar arasındaki mal rejiminin boşanma dava tarihi olan 23/11/2010 tarihi itibariyle sona erdiği, sona erme tarihi itibariyle dava konusu aracın davalının malvarlığında bulunduğu, mal rejimi sona erdikten sonra ancak evlilik birliği devam ederken aracın satılmış olmasının davacının katılma alacağı hakkını etkilemeyeceği, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya, hakkaniyet ilkesine uygun olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b-1 maddesi uyarınca esastan reddine oybirliği ile karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından zina hukuki nedenine dayalı davasında kabul kararı verilmemesi, nafaka ve tazminat miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadın öncelikle zina (TMK. md. 161) hukuksal nedenine, olmadığı takdirde "Evlilik birliğinin temelinden sarsılması"(TMK. md. 166/1-2) nedenine dayalı olarak boşanma davası açmıştır. Zina, mutlak boşanma sebebidir. Zina vakıasının gerçekleşmesi halinde boşanma sebebi gerçekleşmiş sayılır....
Mahkemece toplanan deliller doğrultusunda, dava konusu bononun taraflar arasındaki mal paylaşımı anlaşmasının cezai şartı olarak boş şekilde imzalandığı, sözlü akdi bozan tarafın karşı tarafa 10.000,00-TL' ye kadar tazminat ödeyeceğinin kararlaştırıldığı, davacının mal paylaşımı anlaşmasına uymadığı, bono bedelinin 10.000,00-TL' ye kadar meblağ olarak belirlenmesi gerekirken 25.000,00 TL üzerinden doldurulduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, bonoya dayalı icra takibinde 10.000,00-TL'lik kısım dışındaki miktardan borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine, koşulları oluşmadığından davacı yararına tazminata hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, bonodan dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir. Dava konusu bononun keşidecisi ..., lehtarı ... olup ihdas nedeni bölümünde “malen” kaydı bulunmaktadır. Davacı, bono karşılığında mal almadığını, bononun bedelsiz olduğunu iddia etmiş, davalı ......
Yukarıda açıklananlar ışığında davacının dava dilekçesinin ekinde boşanma protokolünü mahkemeye sunmuş olması, boşanma davasındaki beyanları, boşanma kararının hüküm kısmı ve tarafların hiçbir zaman protokoldeki imzalarını inkar etmemiş olmaları, mahkemenin protokole göre boşanma kararı verilmesi dikkate alındığında, boşanma dava dosyasındaki bu belge ve beyanların mahkeme içi ikrar niteliğinde olduğu; böylece, görülmekte olan davada kesin delil niteliğini taşıdığı ve ayrıca davacının bu ikrarına rağmen eldeki davayı açarak dürüstlük kuralına aykırı davrandığı ve bu durumun hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu değerlendirilmekle davalı kadının istinaf başvurusunun kabulü ile, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve bu konuda yeniden hüküm kurulurak, davacının açmış olduğu mal rejimine yönelik davanın reddi yönünde karar verilmesi gerektiği kanaati ile aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....