Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aile Mahkemesinin 2018/86 Esas sayılı boşanma davasından 12.08.2013 tarihinde feragat ettiği, daha sonra kadının eve dönmesi için 03.10.2016 tarihli ihtarname gönderdiği, Büyükçekmece 4. Aile Mahkemesinin 2017/144 Esas sayılı dosyasında terk nedeniyle boşanma davası açtığı, terk ihtarnamesinin sürelere uygun olarak gönderilmediği usulsüz olması nedeniyle bu davanın reddedildiği, en son Büyükçekmece 6. Aile Mahkemesinin 2018/1432 Esas sayılı dosyasında terk nedeniyle boşanma davası açıldığı, bu dava öncesinde de 16.10.2018 tarihinde ihbarname gönderildiği, bu davanın da terk nedenine dayalı boşanma şartları oluşmadığından davanın reddine karar verildiği ve kararın istinaf edilmeksizin 11.03.2021 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Davacı erkek tarafların evliliğin başında 43 gün bir arada kaldıklarını, sonrasında bir daha bir araya gelmediklerini iddia etmiştir....

Davacı erkek bozmadan sonra 07.02.2017 tarihli celsede "Terk nedeniyle boşanma davası açtığını ancak bu davasını ıslah ettiğini ve şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanmaya karar verilmesini talep ederek davasını ıslah etmiştir. Ancak; Bir davada ıslah, tahkikat bitinceye kadar yapılabilir (HMK m. 177/1). Hüküm, Yargıtay'ca bozulduktan sonra bu yoldan faydalanmak mümkün değildir (04.02.1948 tarihli 10/3 sayılı içt. bir. kararı). Bu itibarla, bozmadan sonra, terke dayanan boşanma davasının 07.02.2017 tarihinde ıslah edilmiş olması geçerli kabul edilemez. Erkek tarafından açılan boşanma davası hakkında uyulan bozma kararı gereğince hüküm kurulması gerekirken, bozmadan sonraki ıslaha geçerlilik tanınarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....

    Dava; TMK'nun 164 maddesi gereğince açılan terke dayalı boşanma davasına ilişkindir. TMK.'nun 164. Maddesinde "Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmişse ve istem üzerine hakim veya noter tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır. Davaya hakkı olan eşin istemi üzerine hakim, esası incelemeden yapacağı ihtarda terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmemesi halinde doğacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunur. Bu ihtar gerektiğinde ilan yoluyla yapılır....

    Dava; TMK'nun 164 maddesi gereğince açılan terke dayalı boşanma davasına ilişkindir. TMK.'nun 164. Maddesinde "Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmişse ve istem üzerine hakim veya noter tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır. Davaya hakkı olan eşin istemi üzerine hakim, esası incelemeden yapacağı ihtarda terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmemesi halinde doğacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunur. Bu ihtar gerektiğinde ilan yoluyla yapılır....

    Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek tarafından terk hukuki sebebine dayalı ( TMK m. 164) boşanma davası açılmış, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulü ile tarafların Türk Medeni Kanunu’nun 164. maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilmiş, verilen karar davalı kadın tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince "Terk ihtarından önce 26.01.2015 tarihinde davalı kadın tarafından tedbir nafakası davasının açıldığı, kadının bu talebinin haklı görülerek davalı ve müşterek çocuk yararına tedbir nafakasına hükmedildiği, kararın 17.12.2015 tarihinde kesinleştiği bu sebeple kadının tedbir nafakası davasında ayrı yaşamakta haklılığının kanıtlanması nedeniyle terk ihtarının hukuki sonuç doğurmayacağı, terk ihtarının geçersiz olduğu" gerekçesiyle davalının istinaf başvurusu kabul edilerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacının terk hukuki sebebine dayalı boşanma davasının...

      Yine mahkemenin, TMK 197 maddesine göre hükmedilen tedbir nafakasından bağımsız olarak boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakasına karar vermesi gerekirken Devrek 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi' nin 2017/36 E.- 443 K. sayılı dosyasından hükmedilen tedbir nafakasının arttırılarak iştirak nafakasına hükmedilmesinin yanlış olduğu görülmüştür. Davacı kadın tarafından dava dilekçesinde zina ve terk nedeni ile boşanma talep edilmiş ise de, dilekçe içeriğinden TMK 164 e göre terk nedeniyle boşanma talebinin açık olmadığı davacı vekiline TMK 164.maddesi uyarınca açılan terk nedeni ile açılmış bir davası olup olmadığı hususunun açıklattırılması, bundan sonra karar verilmesi gerekirken terk nedeni ile açılan davanın reddine karar verilmesi hatalı olduğu gibi, boşanma tek bir talep olup, her bir sebep için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilemeyeceğinden terke dayalı davanın reddi nedeniyle davacı erkek lehine vekalet ücretine hükmedilmesi de hatalı olmuştur....

      de oturan kardeşinin yanına gittiğini, davacının müvekkiline sürekli şiddet uyguladığını, hakaretlerde bulunduğunu iddia ederek boşanma davası açtığını, davalı erkeğin, mahkeme kanalı ile geri dön çağrısı yapmış olsa da çağrısında samimi olmadığını asılsız ve dayanaktan yoksun olarak açılmış, terk hukuki nedenine dayalı olarak açılmış boşanma davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 164 üncü maddesinde düzenlenen terk nedenine dayalı olarak açılan boşanma davası olduğu, davalı kadının ... Aile Mahkemesi'nde açtığı boşanma davası devam ederken davacıdan ayrı yaşama hakkı bulunduğunu, boşanma davası devam ederken davacı kocanın ihtar davetiyesi göndermesinin samimi olmadığı gerekçesiyle boşanma davasının reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....

        Terk sebebine dayanan boşanma davasının kabulü için usulüne uygun ve samimi ihtar tebliğine rağmen, ihtar edilen eşin haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmemesi gerekir. Davacı erkek tarafından 13.02.2012 tarihinde ihtar talebinde bulunulduğu halde, aradan çok uzun bir süre geçtikten sonra 02.11.2015 tarihinde terk nedenine dayanarak boşanma davası açılması, davacı erkeğin eve dön ihtarında samimi olmadığını göstermektedir. Ayrıca davalı kadın, 03.12.2012 tarihinde açılan ve kabul edilen Türk Medeni Kanunu'nun 197. maddesine dayalı bağımsız tedbir nafakası davası ile ayrı yaşamakta haklılığını kanıtlamış olmakla ortak konuta haklı sebeple dönmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece terk nedenine dayanarak açılan boşanma davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir....

          Yargıtay Hukuk genel Kurulunun 04.11.2009 gün ve 2009/2-4 esas, 2009/484 karar sayılı ilamında da açıklandığı gibi terke dayalı boşanma davasında dava açma hakkı, kanunun açık deyimiyle sadece “terk edilen eşe” ait bulunduğundan, diğer eşi ortak konutu terke zorlayan veya ortak konuta dönmesini engelleyen eş “terk eden eş” konumunda olmakla, terk nedeniyle boşanma davası açma hakkı bulunmamaktadır. Bu sebeple terk eden eşin, terk hukuki sebebine dayanarak boşanma davası açması mümkün değildir. Yukarıda açıklanan sebeplerle hükmün bozulması gerektiğini düşündüğüm için sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum....

            Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı taraf ile davalı müvekkilinin 12 yıllık evlilik sürdürmekte olduğunu, bu evliliklerinden müşterek çocuklarının olmadığını, davacı tarafın terk nedeniyle boşanma davası açmış olduğunu, dava açmadan önce 01280 yevmiye numaralı ihtarnamenın davacı tarafından çekilmiş ancak söz konusu ihtarname müvekkilin eline geçmeyecek bir adrese gönderilmiş olduğunu, söz konusu ihtarnamede il, ilçe, mahalle ve sokak olarak aynı yerlerin yazılması yeterli olmamakta, söz konusu ihtarnamede müvekkilin 10 gün içerisinde eve dönmesi gerektiği halde terk nedeniyle boşanma davasının açılacağının ihtar edilmiş olduğunu, ihtarnamenin usuli eksiklik içermekte olduğunu, dava neticesine bakmaksızın haksız, asli ve tam kusurlu olan davacı taraf ile müvekkilin ayrı konutlarda yaşaması nedeniyle müvekkilinin maddi olarak çok kötü durumda olduğunu, yakınları sayesinde ihtiyaçlarının bir kısını karşılayabilmekte olduğunu, davacı tarafın yargılama süresi boyunca müvekkile...

            UYAP Entegrasyonu