Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki erkek vekili tarafından açılan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 164 üncü maddesinde yer alan terk nedene dayalı ve 166 ncı maddesinde yer alan evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedene dayalı dava ile kadın vekili tarafından açılan 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinde yer alan evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma ve ferilerine ilişkin karşılıklı boşanma davaları dolasıyla yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı-davalı erkek tarafından açılan 4721 sayılı Kanun'un 164 üncü maddesine yer alan terk hukuksal nedenine dayalı boşanma davasının kabulü ile davalı-davacı kadının davasının reddine karar verilmiştir....
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından açılan ve ret ile sonuçlanan boşanma davası henüz kesinleşmeden derdest iken açılan terk sebebiyle boşanma davasının haksız ve tutarsız olduğunu, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davacı tarafın davalıyı evi terk eden ve kusurlu eş olarak göstermeye çalıştığını, daha önce açtığı boşanma davasından önce davacı erkeğin 2018 yılı Mart ayı başında davalı kadının evde olmadığı bir gün ortak konuta gelip tüm şahsi eşyalarını alarak evi terk ettiğini, ihtarnamenin usulsüz olup hukuki bir değerinin bulunmadığını, TMK 164. maddeye uygun bir ihtarname olmadığını, yasal şartların gerçekleşmediğini belirterek davanın reddine, davalı kadın için dava tarihinden geçerli aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının davacı erkekten alınmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Aile Mahkemesinin 2018/86 Esas sayılı boşanma davasından 12.08.2013 tarihinde feragat ettiği, daha sonra kadının eve dönmesi için 03.10.2016 tarihli ihtarname gönderdiği, Büyükçekmece 4. Aile Mahkemesinin 2017/144 Esas sayılı dosyasında terk nedeniyle boşanma davası açtığı, terk ihtarnamesinin sürelere uygun olarak gönderilmediği usulsüz olması nedeniyle bu davanın reddedildiği, en son Büyükçekmece 6. Aile Mahkemesinin 2018/1432 Esas sayılı dosyasında terk nedeniyle boşanma davası açıldığı, bu dava öncesinde de 16.10.2018 tarihinde ihbarname gönderildiği, bu davanın da terk nedenine dayalı boşanma şartları oluşmadığından davanın reddine karar verildiği ve kararın istinaf edilmeksizin 11.03.2021 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Davacı erkek tarafların evliliğin başında 43 gün bir arada kaldıklarını, sonrasında bir daha bir araya gelmediklerini iddia etmiştir....
Davacı erkek bozmadan sonra 07.02.2017 tarihli celsede "Terk nedeniyle boşanma davası açtığını ancak bu davasını ıslah ettiğini ve şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanmaya karar verilmesini talep ederek davasını ıslah etmiştir. Ancak; Bir davada ıslah, tahkikat bitinceye kadar yapılabilir (HMK m. 177/1). Hüküm, Yargıtay'ca bozulduktan sonra bu yoldan faydalanmak mümkün değildir (04.02.1948 tarihli 10/3 sayılı içt. bir. kararı). Bu itibarla, bozmadan sonra, terke dayanan boşanma davasının 07.02.2017 tarihinde ıslah edilmiş olması geçerli kabul edilemez. Erkek tarafından açılan boşanma davası hakkında uyulan bozma kararı gereğince hüküm kurulması gerekirken, bozmadan sonraki ıslaha geçerlilik tanınarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek tarafından terk hukuki sebebine dayalı ( TMK m. 164) boşanma davası açılmış, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulü ile tarafların Türk Medeni Kanunu’nun 164. maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilmiş, verilen karar davalı kadın tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince "Terk ihtarından önce 26.01.2015 tarihinde davalı kadın tarafından tedbir nafakası davasının açıldığı, kadının bu talebinin haklı görülerek davalı ve müşterek çocuk yararına tedbir nafakasına hükmedildiği, kararın 17.12.2015 tarihinde kesinleştiği bu sebeple kadının tedbir nafakası davasında ayrı yaşamakta haklılığının kanıtlanması nedeniyle terk ihtarının hukuki sonuç doğurmayacağı, terk ihtarının geçersiz olduğu" gerekçesiyle davalının istinaf başvurusu kabul edilerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacının terk hukuki sebebine dayalı boşanma davasının...
Dava; TMK'nun 164 maddesi gereğince açılan terke dayalı boşanma davasına ilişkindir. TMK.'nun 164. Maddesinde "Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmişse ve istem üzerine hakim veya noter tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır. Davaya hakkı olan eşin istemi üzerine hakim, esası incelemeden yapacağı ihtarda terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmemesi halinde doğacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunur. Bu ihtar gerektiğinde ilan yoluyla yapılır....
Dava; TMK'nun 164 maddesi gereğince açılan terke dayalı boşanma davasına ilişkindir. TMK.'nun 164. Maddesinde "Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmişse ve istem üzerine hakim veya noter tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır. Davaya hakkı olan eşin istemi üzerine hakim, esası incelemeden yapacağı ihtarda terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmemesi halinde doğacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunur. Bu ihtar gerektiğinde ilan yoluyla yapılır....
Yine mahkemenin, TMK 197 maddesine göre hükmedilen tedbir nafakasından bağımsız olarak boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakasına karar vermesi gerekirken Devrek 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi' nin 2017/36 E.- 443 K. sayılı dosyasından hükmedilen tedbir nafakasının arttırılarak iştirak nafakasına hükmedilmesinin yanlış olduğu görülmüştür. Davacı kadın tarafından dava dilekçesinde zina ve terk nedeni ile boşanma talep edilmiş ise de, dilekçe içeriğinden TMK 164 e göre terk nedeniyle boşanma talebinin açık olmadığı davacı vekiline TMK 164.maddesi uyarınca açılan terk nedeni ile açılmış bir davası olup olmadığı hususunun açıklattırılması, bundan sonra karar verilmesi gerekirken terk nedeni ile açılan davanın reddine karar verilmesi hatalı olduğu gibi, boşanma tek bir talep olup, her bir sebep için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilemeyeceğinden terke dayalı davanın reddi nedeniyle davacı erkek lehine vekalet ücretine hükmedilmesi de hatalı olmuştur....
de oturan kardeşinin yanına gittiğini, davacının müvekkiline sürekli şiddet uyguladığını, hakaretlerde bulunduğunu iddia ederek boşanma davası açtığını, davalı erkeğin, mahkeme kanalı ile geri dön çağrısı yapmış olsa da çağrısında samimi olmadığını asılsız ve dayanaktan yoksun olarak açılmış, terk hukuki nedenine dayalı olarak açılmış boşanma davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 164 üncü maddesinde düzenlenen terk nedenine dayalı olarak açılan boşanma davası olduğu, davalı kadının ... Aile Mahkemesi'nde açtığı boşanma davası devam ederken davacıdan ayrı yaşama hakkı bulunduğunu, boşanma davası devam ederken davacı kocanın ihtar davetiyesi göndermesinin samimi olmadığı gerekçesiyle boşanma davasının reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
Dava terk hukuki sebebine dayalı boşanma davasıdır (TMK m. 164). Türk Medeni Kanunun 164. maddesi gereğince boşanma davası açma hakkı, terk edilen eşe aittir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır. ( TMK m.164/1. fıkra son cümle).Toplanan delillerden davalı kadının eşini eve almadığı ve eşini ortak konutu terk etmeye zorladığı anlaşılmaktadır. Bu durumda terk edenin davalı, terk edilenin de davacı olduğunda tereddüt bulunmamaktadır Daha önce taraflar arasında görülen davalı erkek tarafından açılan boşanma davasının reddine kadının açtığı bağımsız tedbir nafakası davasının kabulüne karar verildiği, kararın 14.01.2012 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Davacı ortak konuta dönmek için 18.05.2012 tarihinde ihtar çekmiş, ihtar 24.05.2012 tarihinde davalıya tebliğ edilmiş, terke dayalı dava ise 22.08.2012 tarihinde açılmıştır....