Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ayrıca tanık beyanlarında kadın ile erkeğin aralarında 31 yaş olduğu, erkeğin 1932 doğumlu olduğu ve kadının yaşlı bakmak istemediği için evi terk ettiği, hatta sırası gelen ölmüyor da gençler ölüyor, kocaman/yaşlı bakamam şeklindeki beyanları da dikkate alındığında kadının evi terk etmekte haklı olmadığı, usulüne uygun ve samimi ihtar tebliğine rağmen, haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmediği, asıl dosyaya süresinde cevap dilekçesi sunmadığı görülmektedir. Bu sebeple asıl dosyada terke dayalı boşanma davası kabul edilmiştir. BİRLEŞEN DOSYA YÖNÜNDEN: Davanın konusu şiddetli geçimsizliğe dayalı evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle 4721 sayılı TMK 166/1.maddede düzenlenen çekişmeli boşanma davasıdır. 4721 sayılı TMK 166/1. maddeye göre : "evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir." Bahsedilen sebeple boşanma, genel bir boşanma nedenidir....

Dava; evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı TMK'nın 166/1 maddesi uyarınca boşanma talebiyle açılan yargılama sırasında davacının ölümü nedeniyle TMK 181 maddesi uyarınca kusur tespiti istemine ilişkindir....

nun 166/1 maddesine dayalı evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma, karşı dava ise; TMK.'nun 164.maddesine dayalı terk nedeniyle boşanma talebine ilişkindir....

Hukuk Dairesi arasındaki uyuşmazlık, davalı kadının boşanma hükmüne yönelik istinaf isteminin bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. İlk derece mahkemesi kararına karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulması akabinde, Dairemizin 2018/2079 E 2020/1644 K sayılı 22/12/2020 tarihli kararında "ilk derece mahkemesi kararına karşı sadece davalı kadın tarafından istinaf yoluna başvurulması ve davalı kadın tarafından boşanma hükmüne yönelik istinaf talebinde bulunulmaması nedeniyle, ilk derece mahkemesi kararındaki boşanma hükmünün kesinleştiği" gerekçe gösterilerek, boşanma kararı istinaf incelemesi kapsamı dışında tutulmuş, Yargıtay 2....

Somut olayda koca tarafından açılan boşanma davası davalı eşin müşterek haneyi terk ettiği, bir araya gelmedikleri nedeniyle kabul edilerek, boşanmalarına karar verilmiş, taraflarca temyiz edilmeyerek 09/06/2010 tarihine kesinleşmiştir.Kesin hüküm tarafları ve mahkemeyi bağlayıcıdır. (HUMK. 237 md). Ayrıca hakimi hüküm vermeye zorlayan gerekçeler de aynı mahiyettedir....

    Aile Mahkemesi'nin 2016/628 E 2016/1072 K sayılı dosyası kapsamında, tarafların arasındaki geçimsizlik nedeniyle kadının yalnız yaşamakta haklı olduğu gerekçesiyle kadın lehine aylık 350,00 TL tedbir nafakasına hükmedildiği ve bu kararın 09/12/2016 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesi kararına karşı sadece davalı kadın tarafından istinaf yoluna başvurulmuş ve davalı kadın tarafından boşanma hükmüne yönelik istinaf talebinde bulunulmamıştır. Bu durumda, ilk derece mahkemesi kararındaki boşanma hükmü ile davacı erkeğe yüklenen kusurlar kesinleşmiştir. Mahkemece, davalı kadının "annesinin rahatsızlığını sebep göstererek müşterek konutu terk etmesi, bu şekilde yükümlülüklerini yerine getirmemesi ve boşanma konusunu maddi sonuçlara bağlaması" nedenleriyle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda kusurlu olduğu kabul edilmiştir. Devrek 2....

    Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek tarafından Türk Medeni Kanunu’nun 164. maddesine dayalı açılan boşanma davasında ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı kadın tarafından istinaf edilmiştir. Bölge adliye mahkemesince, delil olarak dayanılan Soma Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/3871 soruşturma dosyası kapsamında yer alan davacı erkeğin karakoldaki beyanından, davalının evden bizzat davacı tarafından gönderildiği ve gönderdiği ihtara rağmen geri gelen davalıyı istemediği bu nedenle ihtarında samimi olmadığı gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına ve davacının terk nedeniyle açtığı boşanma davasının reddine karar verilmiştir....

      TERK NEDENİYLE BOŞANMA 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 164 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 185 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 186 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 195 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Taraflar ortak konutu ayrı ayrı terk etmişler, davet edilen konut birlikte seçilmemiştir. Terk sebebine dayalı boşanma davasının kabul edilebilmesi için öncelikli şart davalı eşin haklı bir sebep olmadan en az dört aydan beri evlilik birliği dışında kalmasıdır. Tarafların birlikte seçtikleri (TMK. md. 186) veya Türk Medeni Kanunu'nun 188. maddesi şartlarının oluşması sebebiyle eşlerden birinin seçtiği, ya da hakim tarafından belirlenen (TMK. 195) hallerine uygun, oturmaya elverişli, bağımsız bir evleri yoksa, birlik dışında bulunan eşin bu davranışı haklı sebebe dayanır....

        ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/10/2016 NUMARASI : 2016/31 ESAS 2016/412 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Terk Nedeniyle) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında kanun yoluna başvurulmuş olmakla, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1978 tarihinde evlendiklerini, davalının en küçük tartışmada evi terk ettiğini, en son 2014 yılı Mart ayında eşyalarını alarak evden ayrıldığını, barışma girişimlerinin sonuçsuz kaldığını, beş ay sonra davalının eve dönmesi için Şereflikoçhisar 1.Asliye Hukuk Mahkemesine müracaat ederek eve dön ihtarı gönderildiğini, davalının iki aylık sürede eve dönmediğini bu nedenle TMK 164.mad.uyarınca terk nedeni ile boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        Kaldı ki davalı kadın müşterek haneyi 2006 yılında terk etmiş olup eldeki dava ise erkek tarafından 12 yıl sonra 2018 yılında açılmıştır. Davacı tarafından bu kadar uzun süre sonra bu vakıa ileri sürülerek Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca boşanma talebinde bulunulması hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralıyla da bağdaşmamaktadır. Türk Medeni Kanununun 166/son maddesindeki koşullar gerçekleşmedikçe fiili ayrılık da tek başına boşanma sebebi olarak kabul edilemez. Davacı erkeğin terk (TMK. md. 164) hukuksal sebebine dayalı bir davası da bulunmamaktadır. Hal böyle olunca ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile boşanma kararı verilmesi usûl ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

          UYAP Entegrasyonu