İş sayılı kararı ile usulüne uygun olarak ihtar çekildiği, 08/08/2018 tarihinde ihtar içeren mahkeme kararının davalı k. davacıya tebliğ edildiği, davacı karşı davalının 2 aylık yasal süre geçtikten sonra 14/01/2019 tarihinde terk nedeniyle boşanma davasını açtığı, ihtarın içeriği incelendiğinde anahtarı alabileceği yerin ihtarda belirtildiği, ayrıca 150,00 TL yol parasınında PTT havale yolu gönderilmesinin ihtarda yer aldığı, döneceği bağımsız bölümün gösterildiği, davalı-k. davacının cevap dilekçesinde kendisine gelen ihtarı teslim aldığını beyan ettiği, ihtara rağmen müşterek konuta dönmediği, dön ihtarına rağmen davalı k.davacının dönmemekteki haklılığını somut deliller ile ispatlayamadığını anlaşıldığı, davacı karşı davalının terk nedenine dayalı boşanma davasını açması için yasada aranan koşulların gerçekleştiği, toplanan delillerden davalı karşı davacının müşterek konutu haklı sebep olmadan terk ettiği, usulüne uygun olarak çekilen ihtara rağmen müşterek konuta dönmediği, davalı...
İş sayılı kararı ile usulüne uygun olarak ihtar çekildiği, 08/08/2018 tarihinde ihtar içeren mahkeme kararının davalı k. davacıya tebliğ edildiği, davacı karşı davalının 2 aylık yasal süre geçtikten sonra 14/01/2019 tarihinde terk nedeniyle boşanma davasını açtığı, ihtarın içeriği incelendiğinde anahtarı alabileceği yerin ihtarda belirtildiği, ayrıca 150,00 TL yol parasınında PTT havale yolu gönderilmesinin ihtarda yer aldığı, döneceği bağımsız bölümün gösterildiği, davalı-k. davacının cevap dilekçesinde kendisine gelen ihtarı teslim aldığını beyan ettiği, ihtara rağmen müşterek konuta dönmediği, dön ihtarına rağmen davalı k.davacının dönmemekteki haklılığını somut deliller ile ispatlayamadığını anlaşıldığı, davacı karşı davalının terk nedenine dayalı boşanma davasını açması için yasada aranan koşulların gerçekleştiği, toplanan delillerden davalı karşı davacının müşterek konutu haklı sebep olmadan terk ettiği, usulüne uygun olarak çekilen ihtara rağmen müşterek konuta dönmediği, davalı...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 25/06/2020 NUMARASI : 2019/273 ESAS - 2020/244 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma KARAR : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı, istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355. maddesi gereğince; dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların evli olduklarını, bu evliliklerinden müşterek reşit iki çocuklarının bulunduğunu, davalının 2010 yılında geçerli hiçbir neden yokken müşterek çocuk Ahsen'i de alarak evi terk ettiğini, müvekkilinin evlilikte kendisine düşen sorumlulukları yerine getirdiğini, davalının evi terk etmesini ve eve dönmesini gerektirecek haklı bir nedeni bulunmadığını, müvekkilinin yasal prosedüre uygun olarak terk olayından sonra İzmir 11....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 12/01/2022 NUMARASI : 2020/160 ESAS 2022/6 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların boşanmalarına, mal rejimine ilişkin dava haklarının saklı tutulmasına, masraf ve ücreti vekaletin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikli olarak davanın yetsiziklik nedeni ile reddine, aksi düyünülmesi halinde ise davanın esastan reddine, müvekkili lehine 300.000 TL maddi ve aynı miktarda manevi tazminatın tahsiline, yine mal rejimine ilişkin dava haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Aile Mahkemesinin 2017/144 Esas sayılı dosyasında terk nedeniyle boşanma davası açtığı, terk ihtarnamesinin sürelere uygun olarak gönderilmediği usulsüz olması nedeniyle bu davanın reddedildiği, en son Büyükçekmece 6. Aile Mahkemesinin 2018/1432 Esas sayılı dosyasında terk nedeniyle boşanma davası açıldığı, bu dava öncesinde de 16.10.2018 tarihinde ihbarname gönderildiği, bu davanın da terk nedenine dayalı boşanma şartları oluşmadığından davanın reddine karar verildiği ve kararın istinaf edilmeksizin 11.03.2021 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Davacı erkek tarafların evliliğin başında 43 gün bir arada kaldıklarını, sonrasında bir daha bir araya gelmediklerini iddia etmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/12/2020 NUMARASI : 2019/112- 2020/363 DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı ile olan evliliği sürekli davalının evi terk etmesi neticesinde sürdürülmez hale gelmiş olduğunu, bu evlilikten çocuklarının bulunmamakta olduğunu, davalının evini 24 Eylül 2018 tarihinde nedensiz bir şekilde terk etmiş olduğunu, bu durumun 7 aydır devam etmekte olduğunu, davalı eşin, bu tarihte ailesinin yanına birkaç günlük ziyarete gideceğini beyan ederek evden gitmiş olduğunu, 24 Eyal 2018 tarihinde ailesinin yanına giden eşi 23...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından, tazminat taleplerinin reddi yönünden, davalı kadın tarafından ise, tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Fiili ayrılık başlı başına boşanma nedeni yapılamaz. Terk nedenine dayalı bir dava da bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir....
Eldeki davaya gelince; yerel mahkemece yapılan yargılama sonunda, tarafların evlilik birliği hakkında “kadın eşin ortak konutu terk ettiği, yasaya uygun şekilde ihtar edildiği hâlde eve dönmediğinin ispatlandığı” gerekçesiyle, TMK’nın 164. maddesinde yazılı özel ve mutlak boşanma sebebi olan “terk olgusuna” dayalı boşanma kararı verildiği anlaşılmıştır. Diğer bir ifadeyle hâkim, “kanunun aradığı belli şartın” gerçekleştiğini kabul etmiş, tarafların boşanma sebebini “terk” vakıası olarak belirlemiştir. Özel Daire tarafından bu yöne ilişkin yapılan temyiz incelemesinde ise terke dayalı boşanma kararının onanmasına karar verilmiştir. 20....
Madde metninden anlaşıldığı üzere terk nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için, davalı eşin evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla veya haklı bir sebep olmadan ortak konutu terk etmesi, terk eyleminin gerçekleşmesinden itibaren en az 4 ay sonra davacı eş tarafından terk eden eşe hakim veya noter aracılığıyla "eve dön" ihtarı gönderilmesi, eve dön çağrısının gerekli avans, bilgiler ile ihtarı içermesi, ihtarın usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi ve usulüne uygun yapılan tebliğinden itibaren 2 ay içinde davalı eşin haklı bir neden olmaksızın ortak konuta dönmemesi gerekmektedir....
kendisine yüklediği görevleri yapmamak maksadı ile yaklaşık 18 yıl önce müşterek evi terk ederek gitmiş olduğundan mahkemede terk nedeni ile davalıya dava açılmış ise de Şebinkarahisar Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2006/38 Esas ve 2006/74 Karar nolu 06/11/2006 tarihli kararı ile dava red edilmiş olup bu kararın 26/10/2008 tarihinden kesinleştiğini, davacı gerek red olunan boşanma davasından önce gerekse de işbu boşanma davası kesinleştikten sonra günümüze kadar halen 18 yıldır ayrı yaşamakta olduğunu, boşanma davası kesinleşme tarihinden sonra da evlilik birliği sağlanamamış olup, boşanma davasının kesinleşmesinden itibaren de günümüze kadar da fiilen ayrı yaşamaya devam edilmiş olup, yasanın aradığı koşulda gerçekleşmiş bulunduğunu, davalı evliliğin kendisine yüklenen yükümlülükleri yapmak istememesi ve en zor zamanlarında hasta iken bile yalnız bırakması, davacıyı terk etmiş olma süreci ile geçen sürede bir araya gelmemiş olmaları ile artık ortak hayatın yeniden kurulma ihtimali kalmadığından...