Bu işleme davacı eşin katılımı söz konusu olamaz.... kendisine bu yeri devreden Kemal üzerindeki tescilin yolsuz olduğunu biliyor olsa bile; bu tescilin yolsuz olduğunu ileri sürme hakkı, taşınmaz üzerinde "ayni hakkı" olana aittir. Kanun, taşınmaz üzerinde ayni hakkı bulunmayana, tescilin yolsuz olduğunu ileri sürme hakkı vermemiştir. (TMK. m. 1024/3) Davacının taşınmaz üzerinde ayni bir hakkı yoktur. O, sadece konutun "aile konutu" vasfında olması nedeniyle, kanun gereği "rızası gereken eş" durumundadır ve rızası, eşinin tasarrufları bakımından aranır. Bu bakımdan davacının,... üzerindeki kaydın iptalini isteyemeyeceği, bu yönde bir dava hakkının bulunmadığı gözetilerek, isteğin reddi yerine, yasal olmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmasını doğru bulmuyorum. Bu sebeple bozma gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluk görüşüne katılmıyorum....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; 2011 yılında protokol ile anlaşmalı boşanma sırasında davalı lehine hükmedilen 5000 Euro yoksulluk nafakasının kaldırılması aksi takdirde 1.000 Euroya indirilmesi davasıdır. TMK'nun 175. maddesine göre "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir." Kanunda öngörülen şartlar davacı lehine gerçekleştiği takdirde, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ve hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekir. TMK'nun 176/3 maddesine göre; “sözleşme veya hüküm ile kendisine maddi tazminat veya nafaka olarak bir irat tahsis edilmiş eşin yoksulluğunun zail olması, haysiyetsiz hayat sürmesi, bir evlenme akti olmadan fiilen karı koca gibi yaşaması yeniden evlenmesi veya eşlerden birinin ölmesi halinde, aksi taraflarca kararlaştırılmadıkça bu irat kesilir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; 2011 yılında protokol ile anlaşmalı boşanma sırasında davalı lehine hükmedilen 5000 Euro yoksulluk nafakasının kaldırılması aksi takdirde 1.000 Euroya indirilmesi davasıdır. TMK'nun 175. maddesine göre "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir." Kanunda öngörülen şartlar davacı lehine gerçekleştiği takdirde, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ve hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekir. TMK'nun 176/3 maddesine göre; “sözleşme veya hüküm ile kendisine maddi tazminat veya nafaka olarak bir irat tahsis edilmiş eşin yoksulluğunun zail olması, haysiyetsiz hayat sürmesi, bir evlenme akti olmadan fiilen karı koca gibi yaşaması yeniden evlenmesi veya eşlerden birinin ölmesi halinde, aksi taraflarca kararlaştırılmadıkça bu irat kesilir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davalı-karşı davacı kadının çok uzun süredir başka bir adamla birlikte olduğu, o adamın çocuklarının dahi yanında evine aldığı, bu olayın uzun süreli olması, bu durumun davacı-karşı davalı açısından çekilemez bir hal alışı hep birlikte göz önüne alındığında MK 163. maddede tarifini bulan haysiyetsiz hayat sürmekten dolayı boşanma şartlarının gerçekleştiği, davacı-karşı davalı kocanın eşini dövdüğü, ona küfür ve hakaretler ettiği, bununla birlikte davalı-karşı davacı kadının da kocasını darp ettiği, ona küfür ve hakaretler ettiği, davalı-karşı davacı tarafın daha ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı karşı davalının manevi tazminat talebinin 10.000 TL'lik kısmının kabulüne, fazlaya ilişkin talebinin reddine, davalı karşı davacının her iki boşanma sebebi göz önüne alındığında daha ağır kusurlu olması sebebi ile maddi manevi tazminat...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 07/07/2021 NUMARASI : 2020/365 ESAS-2021/512 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma - Aile Konutu Şerhi Konulması KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı-karşı davalı erkek vekili, dava dilekçesinde özetle; tarafların evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2), zina (TMK md 161) ve haysiyetsiz hayat sürme (TMK md. 163) nedenlerine dayalı olarak boşanmalarına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tarafların Aksaray 2.Aile Mahkemesinin 2016/174 Esas 2019/229 Karar sayılı ilamıyla boşandıklarını, boşanma neticesinde davalı T3 her ay müvekkili T1 alınarak 250,00 TL yoksulluk nafakası verilmesine karar verildiğini, T3 2019 yılı Temmuz ayında resmi nikah kıyarak evlendiğini, yeniden evlenme davalını yoksulluk nafakası almasını engelleyen bir durum olduğunu ve Yargıtay içtihatlarınında bu yönde olduğunu, açıklanan tüm bu nedenlerle dava tarihinden başlamak üzere müvekkilinin davalıya ödemekte olduğu yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür. Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar Aksaray 2....
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, TMK’ nun 176/....maddesi uyarınca; irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır. ince; davalının yoksulluğunun zail olduğu iddiasıyla nafakanın kaldırılmasını istemektedir. Bu durumda, öncelikle yoksulluk kavramı üzerinde durmak gerekir. ... ......
Davada; davalının sigortalı olarak çalışmaya başlaması nedeniyle yoksulluktan kurtulduğu ileri sürülerek, davalı lehine hükmedilen aylık 250 TL yoksulluk nafakasının kaldırılması istenilmiştir. Mahkemece; davalının 1250 TL maaşla çalışmaya başlaması nedeniyle yoksulluk durumunun ortadan kalktığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. TMK.’nun 176/3.maddesi uyarınca; irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır. Davacı, yukarıdaki yasa hükmü gereğince; davacının yoksulluğunun zail olduğu iddiasıyla nafakanın kaldırılmasını istemektedir. Bu durumda, öncelikle yoksulluk kavramı üzerinde durmak gerekir....
TMK’nun 176/3. maddesi uyarınca; İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır. Davacı; yukarıdaki yasa hükmü gereğince; davalının yoksulluğunun zail olduğu iddiasıyla nafakanın kaldırılmasını istemektedir. Bu durumda, öncelikle yoksulluk kavramı üzerinde durmak gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 1998/2–656–688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir....
Aile Mahkemesi'nin 16.05.2013 tarih ve 2013/628-566 E.K. sayılı kararı ile boşandıklarını ve boşanma kararı gereği 300 TL yoksulluk 500 TL iştirak nafakası ödediğini, boşanma sonrasında davalının çalışmaya başladığını ileri sürerek yoksulluk nafakasın kaldırılmasını, iştirak nafakasının ise uygun görülecek oranda indirilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili dilekçesinde; tarafların anlaşmalı boşanmalarından 5 ay gibi kısa bir süre sonra bu davanın açıldığını, müvekkilinin anlaşmalı boşanma ile hüküm altına alınan yoksulluk ve iştirak nafakası ile geçimini temin etme imkanı olmadığından asgari ücretle bulduğu bir işte çalıştığını, aldığı ücretin kedsinini yoksulluktan kurtaracak bir miktar olmadığını, davacının boşanma karar sonrasında hükmedilen nafakaları ödemediğini, davalının yoksulluk halinin devam ettiğini belirterek davanın reddini istemiştir....