Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 5977 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Biyogüvenlik Kanunu, 2. maddesinde, genetik yapısı değiştirilmiş organizmalar (GDO), GDO’lardan elde edilen ürünler, GDO ve ürünleri, işleme, piyasaya sürme , bulaşan gibi önemli teknik terimlere dair tanımlara yer vermiştir....

    Ancak, sözleşme ile kararlaştırılmış ve hakim tarafından onaylanmış olan iradın, yasada aranan şartlar gerçekleşmeden tamamen kaldırılmasını ya da indirilmesini istemek hakkın kötüye kullanılması mahiyetini arz eder. Bunun gibi sırf boşanmayı sağlayabilmek için, bilerek ve isteyerek mali gücünün üzerinde bir yükümlülüğü üstlenen kişinin, sonradan bu yükümlülüğün kaldırılması veya azaltılması yönünde talepte bulunması da iyi niyet ve sözleşmeye bağlılık ilkeleri ile bağdaşmaz. Ancak, Türk Borçlar Kanunu'nun 26. ve 27. maddelerine aykırı bulunmayan karşılıklı sözleşmelerde, edimler arasındaki denge umulmadık gelişmeler yüzünden sonradan bozulacak olursa, sözleşme koşulları değişen koşullara uyarlanır....

      Manevi tazminatların takdirinde ise davacının şahsiyet haklarına ve aile bütünlüğüne yapılan saldırının ağırlığı, yanların mali ve sosyal durumları, paranın satın alma gücü, hakkaniyet kuralları gibi hususlar dikkate alınır. Yerleşik uygulamaya göre; eşe karşı şiddet uygulamak , hakaret ve sövme, şeref ve orununu kırma, zina , suç işlemek, haysiyetsiz hayat sürmek, çok uzun süren evlilikte ve özellikle yaşlanmakta olan kadını bırakıp gitmek, sevgi ve şefkat göstermeyerek bütün ümitleri kırmak, sadakatsizlik göstermek gibi durumlar şahsiyet haklarına ve aile bütünlüğüne ağır saldırı teşkil eden hallerdir....

      Erkeğin yoksulluk nafakasına hükmedilen anlaşmalı boşanma davası sırasında medikal malzemeler satan bir işyerinin bulunduğu, iyi bir gelire sahip olduğu, ilerleyen süreçte ise işlerin kötü gitmesi nedeniyle iflas edip işyerini kapatmak zorunda kaldığı, daha sonra ikinci eşinin sahibi olduğu eczanede çalıştığı, ne var ki bu işyerinden de ikinci eşinden boşanması nedeniyle ayrıldığı, bu davanın açıldığı tarih öncesinde de herhangi bir işinin ve gelirinin bulunmadığı, ailesinin yardımı ile geçindiği görülmüştür. Yoksulluk nafakasına hükmedilen anlaşmalı boşanma davasından bu davanın açıldığı tarihe kadar geçen 15 yıllık süre içerisinde tarafların gelirlerinde her türlü olumsuz gelişmenin olabileceği hayatın akışına uygun bir durumdur. Öte yandan davacı erkeğin sırf yoksulluk nafakasının kaldırılmasını sağlamak için hareket ederek sigortalı olarak çalıştığı işyerinden ayrıldığı da kanıtlanamamıştır....

      TMK’nun 176/3.maddesi uyarınca; irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır. ./.. -2- Tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırmalarına göre; davacının öğretmen olduğu, aylık 2500 TL maaş aldığı, lojmanda yaşadığı ve bekar olduğu; davalının ise Vestel firmasında işçi olarak çalıştığı, aylık 1000 TL maaş aldığı, 3-4 kişi ile birlikte kişi başı 250 TL kirada oturduğu, bekar olduğu anlaşılmıştır. Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında "asgari ücretle çalışılmakta bulunulması" yoksulluk nafakası bağlanmasını veya yoksulluk nafakasının ortadan kaldırılmasını gerektiren bir durum olarak kabul edilmemiştir....

        Mahkemece, dinlenen tanık anlatımları ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirildiğinde davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. TMK 176/3 maddesine göre; “irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır. Somut olayda; tarafların ... Aile Mahkemesinin ... tarihinde tarafların boşanmalarına ve davalı lehine 200 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş ve karar 03.02.2011 tarihinde kesinleşmiştir....

          Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada, davalıya ödenen 200 TL yoksulluk nafakası ile müşterek çocuk ...’ye ödenen 200 TL iştirak nafakasının reşit olmakla kaldırılması istenmiştir.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.TMK 176/3.maddesine göre; “İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır.YHGK.nun 07.10.1998 gün ve 2-656-688 sayılı kararında da kabul edildiği...

            Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının karşı davasının bulunduğu, erkeğin işlediği suçun tarihinin karşı dava tarihinden önce olması nedeniyle kadının ıslah ile bu vakıaya dayanıp suç işleme nedeniyle boşanma talep edebileceğini, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların İlk Derece Mahkemesince kabul eden ve gerçekleşen kusurlarına ilave olarak kadının erkeğin kardeşi ile geçinemediği ve erkeğin de suç işlediği ve bu durumda tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesi ile; tarafların kusura yönelik başvurularının kabulü ile eşit kusurlu olduklarının tespitine, kadının suç işleme hukuki sebebine dayalı davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 163 üncü maddesi uyarınca boşanmalarına, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, karşılıklı boşanma davaları yönünden sair istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....

              GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; sürekli psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, eziyet ettiğini, çocukları, eşini ve ailesini sürekli tehdit ettiğini, sürekli alkol ve uyuşturucu kullandığını, müşterek hanede uyuşturucu partileri verdiğini, parasını uyuşturucuya harcadığını, ailesinin yanına göndermediğini, telefon kullanmasına izin vermediğini, düzenli olarak çalışmadığını, eş ve çocukların ihtiyaçlarını karşılamadığını, erkek cezaevine girdikten sonra erkeğin ailesinin de kadın ve çocuklarla ilgilenmediğini, bir çok kez cezaevine girip çıktığını, en son uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanma, imal ve ticareti suçundan ceza evine girdiğini, haysiyetsiz hayat sürdüğünü, eş ve çocuklarıyla ilgilenmediğini ,ceza evine girdikten sonra da arayıp sormadığını, sadakat yükümlülüğüne uygun davranmadığını, kazandığı parayı başka kadınlara harcadığını, tüm bu nedenlerle tarafların TMK 162,163 ve 166 maddeleri...

              İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı-karşı davalı kadın vekili 22/12/2021 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin davanın reddi, karşı davanın kabulü kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüş ve kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava, yoksulluk nafakasının arttırılması istemine, karşı dava yoksulluk nafakasının kaldırılması istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilerek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Boşanma sonucunda yoksulluğa düşecek eş, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla yoksulluk nafakası talep edebilir (TMK md.175)....

              UYAP Entegrasyonu